Erişilebilirlik

'IŞİD'in Medya Propagandası Büyük Hasar Gördü'


'IŞİD'in Medya Propagandası Büyük Hasar Aldı'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:52 0:00

Joe Whittaker İngiltere'de Swansea Üniversitesi ve Hollanda'da Leiden Üniversitesi'nde siber terörizm ve internet üzerinden radikalleşme dallarında araştırmacı olarak çalışıyor. Whittaker 2016 yılından bu yana, askeri ve dijital önlemler sayesinde IŞİD'in medya propagandasının büyük hasar gördüğünü söyledi. IŞİD'in batı ülkelerinde ikinci ya da üçüncü nesil göçmen gençleri üye yapmaya çalıştığını belirten Whittaker, yeni dönemde kadın cihatçıların ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.

VOA: "İnternet üzerinden aşırıcılık nedir? İnternet radikalleşme için yeterli mi?"

Whittaker: "Bu karmaşık bir soru. İnternet üzerinden aşırıcılık tanımında araştırmacılar, internetteki tüm aşırıcı terör faaliyetlerini dahil ediyor. Örneğin siber terörizm dendiği zaman bu sadece dar anlamıyla bilgisayar korsanlarının saldırıları anlamına gelmiyor. Bu tanımın içine internetteki tüm terör ve aşırıcı grupların faaliyetleri giriyor.

İkinci sorunun yanıtı ise, akademik çevrelerde internetin kendi başına radikalleşmeye neden olmadığı kanısı yaygın. Hepimiz interneti kullanıyoruz ve ondan kaçamayız. Elbette internet coğrafi olarak birbirinden çok uzaktaki insanlara kendilerine benzer sesleri bulma fırsatı veriyor. Bu nedenle bazen perspektifinizi kaybederek, kendi davanızın çok normal olduğunu düşünmeye başlayabilirsiniz. Ancak internet üzerinden insanların daha hızlı radikalleştiğine yönelik hiçbir kanıt da bulunmuyor. İnsanların yüz yüze görüşme ihtiyaçlarının yerini almıyor."

VOA: IŞİD'in internet üzerinden üye kazanma taktikleri neler ve kimleri hedefliyorlar?

Whittaker: "Farklı hedef grupları için farklı stratejiler üretiyorlar. Örneğin El-Kaide propagandası IŞİD'e kaydıktan sonra gördük ki, IŞİD bu stratejiyi modernleştirdi. Bir tarafta batılı ülkelerde diaspora topluluklarından gençlere, ikinci ve üçüncü nesil göçmenlere internet üzerinden terör dergileriyle ya da batılı kültürün kullandığı internet mimleriyle hitap ediyorlar. Twitter üzerinden komik suratlar ya da cihadın harika bir şey olduğu fikrini yaymaya çalışıyorlar.

Öte yandan çevre ülkelerdeki insanlar için ütopik bir idealden söz ediyorlar. Örneğin IŞİD, dergilerinde ulusal sağlık hizmeti vereceğini vaat ediyor, ama bunun gerçekleştiğini henüz görmedik. Ayrıca IŞİD batıda kafa kesme gibi bir psikolojik savaşı sürdürürken yerel olarak daha siyasi bir yaklaşım izliyor."

VOA: "Peki IŞİD gençlerle ilk teması nasıl kuruyor?"

Whittaker: "IŞİD'in pek çok sempatizanı ve aracı olarak çalışan üyeleri var. Rakka'da hazırlanan içeriğin çoğu haberler yoluyla yayılıyor. Geçen yıla kadar Twitter bu propagandayı yaymak için oldukça işlevseldi. IŞİD, destekçilerine iki mesaj veriyor. Biri 'gel ve Suriye ya da Irak'ta savaş'; diğeri 'eğer gelemiyorsan bulunduğun ülkede büyük bir kargaşa çıkar'. Ramazan ayında da IŞİD saldırı mesajları vermişti ve bu İngiltere'deki iki saldırıya denk geldi."

VOA: "IŞİD'in sosyal medya tercihlerinden söz eder misiniz? Bu tercihlerin ne tür avantaj ve dezavantajları var?"

Whittaker: "2014 yılında Twitter özgür ifadenin kalesi olduğunu savunuyor ve o dönem içerikleri silmeyi reddediyordu. 2016'da ise bazı kullanıcıların hesaplarını askıya almaya başladı. Bu IŞİD'in propagandasını yaymasına büyük bir darbe vurdu. 2015 yılında ortalama bir IŞİD üyesinin bin takipçisi vardı bugün bu sayı 14 takipçi civarında. Yani bu devasa sosyal ağ üzerinden IŞİD'in mesajlarını yayması artık pek mümkün değil. Bu nedenle IŞİD Whatsapp, Telegram, Justpasteit gibi platformlara kaydı. Whatsapp ve Telegram da mesajlar şifreli, yani dışarıdan birilerinin görmesi mümkün değil. Bunun bir avantajı mesajlar ancak küçük gruplara gidebiliyor ancak dezavantajıysa, bir grup insanın bir balon içinde daha ılımlı sesler olmadan görüşlerini paylaşmasına neden olması.

ABD ve İngiltere'nin IŞİD'in propagandacılarını hedef alması sonucu grubun teknoloji uzmanları artık oldukça az. Batının askeri operasyonları sonunda IŞİD'in medya propagandası büyük zarar gördü."

VOA: "IŞİD hangi yaş aralığını hedefliyor?"

Whittaker: "Çoğunluğu erkek 15-30 yaş aralığında üye bulmaya çalışıyor. Öte yandan son dönemde cihatçı kadınlarla ilgili araştırmalarda artış yaşanıyor. Kadınların bu tür örgütlerde rolü ne ve nasıl katılıyorlar gibi konulara eğiliniyor. İnternetin bunda önemli rolü var. Daha az kısıtlayıcı cinsiyet rolleri sosyal medyada kadınların bu örgütlere yanaşmasına yol açabilir. Kimin kadın, kimin erkek olduğunun bilinmediği bir ortamda cihatçıların internet üzerindeki faaliyetleri konusunda yeni araştırmalar var. Cihatçılar arasında da kadınların rolü konusunda tartışma olabilir. Örneğin el Kaide kadınların savaşmasına izin vermiyor. Ancak IŞİD savaşı kaybettikçe kadınların daha fazla savaşmasını teşvik edebilir. Bu pek bilinmeyen ilgi çekici bir konu."

VOA: "Londra’da Finsbury Park semtinde camiden çıkan kalabalığa minibüsle düzenlenen saldırı hakkında ne düşünüyorsunuz?"

Whittaker: "Bu olaya karışan aktörlerle ilgili göz önüne almamız gereken çok önemli bir konu var. Eğer hükümet ve emniyet güçlerinin mücadele ettiği İslamcı teröristlerden gelen tek bir tür terör tehdidi ya da tehditleri varsa bu asimetrik bir mücadele demek. Ama şimdi bu grubu kendi sorunu ve ülkede yaşayan Müslümanları bu sorunun bir parçası olarak görmeye başlayan ikinci bir grup var. Bu önemli bir problem çünkü birbiriyle mücadeleye girişen çok aktörlü bir durum ortaya çıkıyor. Bu yüksek düzeyde rekabet ve gerilim demek. Her şeyden önemlisi IŞİD’in propagandasına baktığınızda “Batı Müslüman olduğunuz için sizden nefret ediyor. Eğer Sunni Müslümansanız bize katılıp savaşmalısınız” şeklinde çağrılar yaptığını görüyoruz. Yani gri bölgelerin olmadığı siyah ve beyaz bir durum. IŞİD’le bağlantılı oldukları gerekçesiyle Müslüman topluluğa bir grup saldırınca da bu IŞİD’in fazlasıyla işine yarıyor. Bu çok büyük bir sorun."

VOA: "Hükümetler internet üzerinden terör faaliyetleri konusunda ne tür önlemler almalı?"

Whittaker: "Hükümetler sosyal medya şirketlerine kendi yasaları çerçevesinde sınırlar getirebilir. Örneğin Fransa'da Twitter, Yahudi karşıtı bazı etiketleri kaldırmadığı için Fransız hükümetinden ‘iş yapamazsınız’ uyarısını almıştı. Twitter buna uydu ve bu suçu işleyenlerin isimlerini hükümete verdi. Türkiye de YouTube sitesini yerel yasalara uymadıkları için bir süreliğine askıya almıştı. Yani ana konu bu şirketlerin bulundukları ülkelerin yerel yasalarına uyması. Whatsapp ya da Telegram gibi daha yeni şirketlerin iş modelleri hükümetlerin isteklerine uymayabilir. Ancak bu şirketler yetkililere ne kadar bilgi veriyor bilmiyoruz.

Hükümetlerin ele alabileceği iki yöntem var. Biri terörle mücadele, diğeri radikalleşmeyi önleme. Birincisinde izlemenin de dahil olduğu askeri bir yöntem uygulamak gerekiyor. Ancak Batılı ülkelerde oldukça fazla IŞİD sempatizanı var. Örneğin İngiltere'de bu sayı 3 bin civarında. Bunların hepsinin izlenmesi mümkün değil. Bu nedenle riskli kararlar almak gerekiyor.

Radikalleşmeyi önlemede ise ülkede yaşayan topluluklarla diyalog çok önemli. İnsanların çevrelerinde olanları polise anlatacak kadar rahat olması gerekiyor. Saldırılara yanıt verilen sert yöntemlerin yanı sıra diğer önlemler de unutulmamalı."

VOA: "Sizce radikalleşme ve terörle ilgili en acil tehlike ne?"

Whittaker: "Kısa vadede şimdiye kadar yaşanan saldırıları yeniden görebiliriz. Orta ve uzun vadede ise Irak ve Suriye'deki savaşlar bittikten sonra bu savaşlarda ölmeyen savaşçılar büyük olasılıkla ülkelerine dönecek. Onları ne yapacağız? Orada hapiste mi kalacaklar? Buraya geri mi kabul edeceğiz? Geri kabul edersek radikalleşmenin en yoğun olduğu buradaki cezaevlerine mi koyacağız? Onları doğrudan topluluklarının içine de koyamayız ve hepsini izleme şansımız da yok. Bu olduğunda yani bir sürü insan buraya dönmek istediğinde ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bu oldukça zor bir konu."

STÜDYO VOA

BM Genel Kurulu’ndan Filistin’le ilgili olumlu karar – 10 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG