Erişilebilirlik

Irak’ta Mezhepsel İç Savaş Yeniden Başlar mı?


İran uzun zamandır istese de ABD birliklerinin Irak’tan çekilmesi Tahran açısından geri tepebilir. Bazı uzmanlara göre İran’ın, ABD güçlerinin bu yıl çekilmesi için Irak’ta siyasi kargaşayı körüklemesi durumu daha da kötüleştirebilir.

Merkezi ABD’de bulunan araştırma enstitüsü Hoover’dan Niall Ferguson’a göre buradaki tehlike iç savaşa geri dönülmesi.

Mezhepsel gerilim tırmanırken, Kasım Süleymani’nin ABD hava saldırısında öldürülmesi Şii-Sünni çatışmasına neden olabilir.

İran için, kendine bağımlı hale getirmek istediği komşusu Irak’ta bir iç savaşın çıkması bir kabus senaryosu olabilir. Tahran’ın böyle bir bataklığa çekilmesi, ABD yaptırımları nedeniyle zaten kötü olan ekonomisini daha kötüleştirebilir.

Irak’taki ABD güçlerinin eski siyasi danışmanı Yale Üniversitesi’nden Emma Sky’a göre İranlı liderler siyasi gelecekleri için Irak’ı kontrol etmenin zaruri olduğunu düşünüyor.

İran’a göre Irak ABD yaptırımlarından nefes almak için ekonominin akciğeri. Üstelik Suriye rejimi ve Lübnan Hizbullahı’na lojistik tedarikinde hayati önemde bir karayolu bağlantısı.

İran Irak’taki en nüfuzlu dış aktör; Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) şemsiyesi altında Iraklı siyasetçiler ve Şii milislerle derin bağları var. Irak’ta Şii Araplar’ın nüfusu 15 milyonken Sünni Araplar 8 milyon. Ancak Kürtler de katıldığında Sünni nüfus 17 milyonu buluyor.

Ancak Tahran’ın Irak üzerindeki etkisi Ekim ayından bu yana İran karşıtı, reform yanlısı milliyetçilerce sınanıyor. Şiiler’in kontrolundaki hükümete karşı düzenlenen Sünni gösterilerde, çoğunluğu genç protestocular 2003 sonrası mezhepçiliği kurumsallaştıran siyasi sistemin bitmesini, yolsuzluğa bulaşmış siyasetçilerin yargılanmasını ve İran’ın Irak üzerindeki nüfuzunun sona ermesini talep ediyor.

Başkent Bağdat’tan ülkenin güneyine yayılan protestolarda, insan hakları örgütlerine göre bugüne dek 500 civarında gösterici yaşamını yitirdi, 30 bine yakını yaralandı. Şiddete maruz kalan göstericilerin çoğu İran destekli Şii milislerin hedefi oldu.

Bir yandan da Haşdi Şabi’nin ABD önderliğindeki koalisyon güçleri ve Batılı hedeflere saldırıları sürdü. ABD varlığına olduğu kadar İran’ın ülkedeki nüfuzuna da karşı çıkan ve Sünni protestoculardan yana tavır takınan Irak’taki Şiilerin lideri Mukteda El Sadr da hedefteydi.

Uzmanlar, Şii militan şiddetinin doğrudan Tahran hatta geçen hafta öldürülene kadar Kasım Süleymani tarafından planlandığı görüşünde. Foreign Affairs dergisine konuşan ve “Irak’ta artan istikrarsızlık, hükümete tehdit olarak gördüğü protestoları bastırmak için daha sert önlemler almaya itebilir’’ diyen Emma Sky, reform yanlısı protestoların, Saddam Hüseyin’in devrilmesinden bu yana tabana yayılan en geniş seferberlik olduğuna dikkat çekiyor.

İranlı milislerin bundan sonra nasıl hareket edeceğiyse belirsiz. Uzmanların bir bölümü, olası ABD operasyonu ve Irak’ta zayıflayan itibarı nedeniyle Tahran’ın Şii milislere itidal çağrısı yapacağına inanıyor. Bir bölümüyse, zirveye ulaşan mezhepsel öfke nedeniyle Tahran’ın olacakları kontrol edemeyeceği ve yeniden canlanma olasılığı bulunan IŞİD’in tırmanan gerilimden istifade edeceği görüşünde.

Merkezi Londra’da bulunan ve hükümetlerle şirketlere risk danışmanlık hizmeti veren GlobalStrat’in başkanı Olivier Guitta, Süleymani’nin öldürülmesinin Irak’ta milliyetçi duyguları harekete geçirebileceği fikrinde. Yani dış güçlere karşı cephe almak, mezhepsel ayrışmayı engelleyebilir.

“Irak’ın fiili dışişleri bakanı ve İran’ın esas strateji belirleyicisi olan Süleymani’nin ölümüyle Tahran, Irak’ta ve Lübnan’da çok zorlanacak’’ diyen Guitta’ya göre Irak’taki en büyük soru işaretiyse, IŞİD’in dirilerek Sünniler’i Şiiler’e karşı yanlarına çekmede ne kadar başarılı olacağı.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG