Londra’da yapılacak olimpiyatların maliyeti oldukça yüksek. İngiliz Hükümeti’nin Olimpiyat Oyunları için ayırdığı bütçe 15 milyar dolar ancak bazı tahminler miktarın daha yüksek olacağını gösteriyor. Hazırlık komitesinin 3 milyar dolarlık bütçesiyse bilet satışları, çeşitli sponsorlar ve özel kaynaklarca karşılanacak. Ancak olimpiyatların bunca maliyete değer olup olmadığı İngiltere’de tartışma konusu.
Olimpiyat Parkı’nın stadyum ve arenaları oldukça etkileyici. Olimpiyatların büyük bir gösteri olacağına şüphe yok. Ancak maliyete dair kaygılar var.
Eski olimpiyat şampiyonu ve Londra Olimpiyatları hazırlık komitesi üyesi Jonathan Edwards’a göre, maliyetten şikayet edenler ana tabloyu göremiyor: ”Olimpiyatlar bir maliyet olarak düşünüldüğünde insanlar paranın nereye gittiğini, nasıl harcandığını anlamıyor. İhalelerin yüzde 98‘ini İngiliz firmaları kazandı. Milyonlarca sterlin ekonominin son derece zor olduğu bir dönemde İngiltere içinde harcandı.”
Edwards, Londra’nın doğusundaki inşaat ve diğer projelerin başta Londra olmak üzere tüm İngiltere’ye uzun vadede büyük ekonomik yarar sağlayacağını söylüyor. Ancak farklı görüşler var.
Olimpiyat karşıtı eylemcilerin önde gelenlerinden Julian Cheyne’in oturduğu apartman, Olimpiyat Parkı’na yer açmak için yıkılmış: ”Gerçek şu ki bunlar hep yalan. Hükümet 2002’de hazırladığı raporda Olimpiyat Oyunları’nın istenilen düzeyde kar getirmeyeceği uyarısında bulunuyordu. Bundan birkaç ay sonraysa hükümet olimpiyat projesine başlamaya karar verdi. Baştan beri herşey yalan.”
Bournemouth Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyesi Profesör Adam Blake’e göreyse eylemcilerin suçlamaları ve yetkililerin vaatleri arasında bir orta yol bulunması gerekiyor: ”Olimpiyatlara evsahipliği yapmanın büyük avantajları olduğu bir gerçek. Belirsizlikler ve evsahibi ülke olmanın getirdiği bazı olumsuzlara rağmen ülkeye büyük miktarda para girecek. Bu da olimpiyatları düzenlemeyi ülke için yararlı kılıyor.”
Profesör Blake en büyük yararın gelecekte görüleceğini, bunun da en büyük belirsizlik anlamına geldiğini söylüyor: ”Londra 10 yıl içinde olimpiyatların etkisini hala hissedecek mi? Böylesine bir etki Temmuz ve Ağustos’ta iki hafta sürecek Olimpiyat Oyunları’nın etkisinden çok daha fazlası olacak.”
Olimpiyat sponsorlarından Visa şirketi yöneticilerinden Colin Grannell Olimpiyatlar’ı destekliyor ve etkisini milyonlarca müşteride hissettiklerini söylüyor: ”Müşterilerimizin Olimpiyatlarda markamızı gördüklerinde bundan güç aldıklarını biliyoruz. Buna kendini iyi hissetme etkisi de diyebiliriz. Visa’ya olan güvenleri artıyor, Visa kredi kartlarını daha çok kullanıyorlar. Bu etkinin işe yaradığını görüyoruz.”
Ancak geçmişe bakıldığında Olimpiyatlar’ın gelecek yıllarda turizm ve ticareti arttıracağı garantisi olmadığını söylemek mümkün.
Olimpiyat Parkı’nın stadyum ve arenaları oldukça etkileyici. Olimpiyatların büyük bir gösteri olacağına şüphe yok. Ancak maliyete dair kaygılar var.
Eski olimpiyat şampiyonu ve Londra Olimpiyatları hazırlık komitesi üyesi Jonathan Edwards’a göre, maliyetten şikayet edenler ana tabloyu göremiyor: ”Olimpiyatlar bir maliyet olarak düşünüldüğünde insanlar paranın nereye gittiğini, nasıl harcandığını anlamıyor. İhalelerin yüzde 98‘ini İngiliz firmaları kazandı. Milyonlarca sterlin ekonominin son derece zor olduğu bir dönemde İngiltere içinde harcandı.”
Edwards, Londra’nın doğusundaki inşaat ve diğer projelerin başta Londra olmak üzere tüm İngiltere’ye uzun vadede büyük ekonomik yarar sağlayacağını söylüyor. Ancak farklı görüşler var.
Olimpiyat karşıtı eylemcilerin önde gelenlerinden Julian Cheyne’in oturduğu apartman, Olimpiyat Parkı’na yer açmak için yıkılmış: ”Gerçek şu ki bunlar hep yalan. Hükümet 2002’de hazırladığı raporda Olimpiyat Oyunları’nın istenilen düzeyde kar getirmeyeceği uyarısında bulunuyordu. Bundan birkaç ay sonraysa hükümet olimpiyat projesine başlamaya karar verdi. Baştan beri herşey yalan.”
Bournemouth Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyesi Profesör Adam Blake’e göreyse eylemcilerin suçlamaları ve yetkililerin vaatleri arasında bir orta yol bulunması gerekiyor: ”Olimpiyatlara evsahipliği yapmanın büyük avantajları olduğu bir gerçek. Belirsizlikler ve evsahibi ülke olmanın getirdiği bazı olumsuzlara rağmen ülkeye büyük miktarda para girecek. Bu da olimpiyatları düzenlemeyi ülke için yararlı kılıyor.”
Profesör Blake en büyük yararın gelecekte görüleceğini, bunun da en büyük belirsizlik anlamına geldiğini söylüyor: ”Londra 10 yıl içinde olimpiyatların etkisini hala hissedecek mi? Böylesine bir etki Temmuz ve Ağustos’ta iki hafta sürecek Olimpiyat Oyunları’nın etkisinden çok daha fazlası olacak.”
Olimpiyat sponsorlarından Visa şirketi yöneticilerinden Colin Grannell Olimpiyatlar’ı destekliyor ve etkisini milyonlarca müşteride hissettiklerini söylüyor: ”Müşterilerimizin Olimpiyatlarda markamızı gördüklerinde bundan güç aldıklarını biliyoruz. Buna kendini iyi hissetme etkisi de diyebiliriz. Visa’ya olan güvenleri artıyor, Visa kredi kartlarını daha çok kullanıyorlar. Bu etkinin işe yaradığını görüyoruz.”
Ancak geçmişe bakıldığında Olimpiyatlar’ın gelecek yıllarda turizm ve ticareti arttıracağı garantisi olmadığını söylemek mümkün.
