Londra Emniyet Müdürlüğü Londra Köprüsü ve çevresinde 7 kişinin öldüğü ve 48 kişinin yaralandığı saldırıyı düzenleyen üç kişiden ikisinin kimliklerinin tespit edildiğini açıkladı.
Buna göre saldırganlardan biri 27 yaşındaki Shazad Butt. Butt, daha önce polis ve iç istihbarat MI5 tarafından biliniyordu. Bununla birlikte polis, böyle bir saldırı olacağına dair istihbarat almadıklarını kaydediyor. Butt’un Pakistan’da doğmuş bir İngiliz vatandaşı olduğu açıklandı.
Diğer saldırganın adıysa Rachid Redouane. 30 yaşında olan ve polis tarafından bilinmeyen bir isim olarak nitelenen Redouane’nin Fas ve Libyalı olduğu bildiriliyor.
İngiltere Manchester saldırılarında saldırganın kimliğinin ABD yetkilileri tarafından basına sızdırılmasının ardından Washington’la istihbarat paylaşımını geçici olarak durdurmuştu.
Londra Köprüsü’nde Cumartesi gecesi bindikleri beyaz minibüsü yayaların üstüne süren üç kişi daha sonra araçtan çıkarak Borough Market pazarında eğlenen insanları bıçaklamıştı.
Saldırıyı daha sonra IŞİD örgütü üstlenmişti.
Saldırı sırasında yaralanan 48 kişiden 21’inin durumunun ciddi olduğunu açıklandı.
Polis Pazartesi sabahı Londra’nın doğusundaki Newhan ile Barking semtlerinde iki adrese daha baskın düzenledi.
Haftasonunda yapılan operasyonlarda saldırıyla ilgili görülen 12 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 55 yaşındaki bir kişi daha sonra serbest bırakıldı.
Londra Emniyet Müdürü Cressida Dick, saldırıda kullanılan minibüste ve baskınlarda çok sayıda adli kanıta ulaştıklarını ve soruşturmanın hızla ilerlediğini açıkladı.
İngiltere'de Salı günü yerel saatle 11:00’de yapılan saldırıda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulacak.
Londra'daki saldırı ülkede son üç ay içinde düzenlenenlerin üçüncüsüydü.
22 Mart'ta yine Londra'da Westminster Köprüsü'nde düzenlenen saldırıda 5 kişi hayatını kaybetmiş, iki hafta önce de Manchester'da bir konser salonunda düzenlenen saldırıda 22 kişi yaşamını yitirmişti.
Öte yandan saldırganlardan birini tanıyan bir kişinin polise şüpheli hakkında daha önce bilgi verdiği, ancak polisin harekete geçmediği ileri sürüldü.
BBC’ye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir kişi saldırganlardan birinin son iki yıl içinde giderek radikalleştiğini gördüğünü ve yetkililere haber verdiğini söyledi.
Telegraph gazetesi de polisin Londra’nın Barking semtinde IŞİD’e yakın bir hücreyi Mart ayından bu yana takip ettiğini yazdı.
Gazetenin haberinde terörle mücadele birimlerinin, bu hücreyi YouTube üzerinden kamyonet ve bıçakla nasıl saldırı düzenleneceği konusunu tartışırken kaydettiği ileri sürüldü.
Seçimlere etkisi
İngiltere’de son üç ayda üç kez yaşanan terör saldırıları 8 Haziran’daki genel seçim kampanyalarına da yansıdı.
Seçimlerin ertelenmeyeceğini söyleyen İngiltere Başbakanı Theresa May, başbakanlığı öncesinde içişleri bakanı olarak görev yaparken bu tehditleri öngörmemekle eleştiriliyor.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corybn de May’i emniyet teşkilatında 2010 yılından bu yana 19 bin personellik düşüşten sorumlu tuttu.
May bu suçlamaya terörle mücadele birimlerinden polis sayısını koruduğunu söyleyerek cevap verdi.
Corbyn ise polisin silahlı çatışmaya girmesi konusundaki tereddüdünü ifade ettiği açıklamaları ve terörle mücadele yasalarına karşıtlığı konusunda eleştirilerin hedefinde.
Terör saldırılarının İngiltere’deki seçim sonuçlarına doğrudan etkisi konusunda belirli bir yönelim henüz görülmüyor.
Ülkedeki son seçim anketlerine göre İşçi Partisi iktidardaki Muhafazakar Parti’yle arasındaki farkı giderek kapatıyor.
Son anketler Muhafazakarlar'a yüzde 45 civarında, İşçi Partisi’ne ise yüzde 40 civarında destek verildiğini gösteriyor.
