Erişilebilirlik

İHD'den 'Cezasızlık' Uyarısı


İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan ‘Cezasızlık Raporu'nda kamu görevlilerinin şüpheli olduğu olaylarla ilgili yargılamalarda cezasızlık politikası yürütüldüğü öne sürüldü. Raporda hükümetin bu politikadan vazgeçmesi çağrısı yapıldı.

İHD Hukuk Komisyonu tarafından takip edilen 140 dava dosyasının incelenmesiyle hazırlanan rapor basın toplantısıyla açıklandı. Raporda yer verilen bazı davalar şöyle:

- Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında Helin Hasret Şen isimli çocuğun öldürülmesi olayına ilişkin başlatılan soruşturma ve açılan kamu davasında, sanık polisin yargılanması için valilik olaydan 6 yıl sonra izin verdi. Mahkemenin duruşma günü vermesi bekleniyor.

- Diyarbakır’da yapılan Nevruz kutlamalarına katılmak için etkinlik alanına gelen ve giriş sırasında güvenlik güçlerince açılan ateş ile yaşamını yitiren Kemal Kurkut’un davasında sanık polis “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraat etti.

- Diyarbakır’ın Lice İlçesi Kayacık Köyü’nde kalekol yapımını protesto eden gruba yapılan müdahale sırasında Medeni Yıldırım’ın silahla vurularak öldürülmesine ilişkin davada yargılanan er 2016 yılında beraat etti. İstinaf Mahkemesi beraat kararını bozdu.

- 1993 yılında Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’nde gözaltında kaybolan ve daha sonra kemikleri bulunan 11 kişiyle ilgili olarak açılan davada bir subay hakkında “Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçuna bağlı kamu davasının zamanaşımından düşmesine; 11 kişiyi taammüden öldürmeye azmettirmek ve halkı isyana teşvik suçlarından ise ayrı ayrı beraatine karar verildi. Dosya şu anda Yargıtay’da.

“Ya az ya da hiç ceza”

Raporun açıklanmasından sonra söz alan Hukuk Komisyonu Üyesi Yakup Güven, kamu görevlilerinin sanık olarak yargılandığı davalarda ya az ceza verildiğini ya da hiç ceza verilmediğini söyledi. Kamu görevlileri için çoğu kez yargılama izni bile verilmediğini savunan Güven, şunları söyledi: “Kamu gücünü elinde bulunduranların neden olduğu hak ihlallerine ilişkin başlatılan soruşturma ve açılan davaların çok büyük bir kısmında yargı makamları dava konusu olaya ilişkin yapılması gereken işlemleri eksik bir şekilde ve olayın üstünden çok uzun zaman geçtikten sonra yerine getirmişlerdir. Bu durum hakları ihlal edilenlerin adalete erişimini engellediği gibi, ihlali yaratan kamu görevlilerini suç işleme konusunda cesaretlendirmektedir. Kamu görevlilerinin fail olduğu, mağdurun ölümüne veya yaralanmasına sebep olan olaylara ilişkin çoğu kez mülki amirce soruşturma izni verilmemekte, Bölge İdare Mahkemeleri’ne yaptığımız itirazlar ve Anayasa mahkemesine yaptığımız başvurular neticesinde soruşturma izninin verilmemesi kararları kaldırılabilmektedir. Savcılıkça açılan soruşturmalarda maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve faillerin tespitine dönük etkin soruşturmalar yürütülmemekte, genellikle takipsizlik kararları verilerek dosya kapatılmak istenmekte veya daimi arama kararları verilerek dosyanın sürüncemede bırakılması sağlanmaktadır. Yapılan yargılamalarda ihlali yaratan kamu görevlilerinin isnat edilen suçları işledikleri yönünde somut ve kuvvetli deliller olmasına rağmen haklarında tutuklama tedbirine başvurulmamış, yine açılan idari soruşturmalar da ya cezasızlık ile ya da yasada bulunan hafif bir ceza ile sonuçlanmıştır.”

“Cezasızlık politikasından vazgeçilsin”

Güven, cezasızlık politikasının yeni suçlara davetiye çıkardığını savunarak bundan vazgeçilmesi çağrısı yaptı. Güven, şüpheli kamu görevlilerinin korunmaması gerektiğini vurgulayarak, “Failin kamu görevlisi olduğu suçlara ilişkin yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda, soruşturma ve kovuşturma mercileri tarafından taraflı, kamu görevlisi faili kollayıcı tutumlardan vazgeçilmeli, Anayasanın eşitlik ilkesi çerçevesinde adaletin tesisi amaçlanmalıdır. Failin kamu görevlisi olduğu suçlara ilişkin yürütülen soruşturmalarda adli kolluğun suçun faili kamu görevlisi ile aynı birimde çalışan kolluk personeli yerine olayla alakası veya herhangi bir dahiliyeti olmayan kolluk görevlilerinden teşekkül etmesi gerekmektedir. Türkiye’de yürütülen ceza yargılamalarında yıllardır sürmekte olan cezasızlık politikasına son verilmelidir. Devletin hukuki alanda prensip haline getirdiği cezasızlık politikası ülkede ciddi mağduriyetler yaratmakta ve yeni suçlara davetiye çıkarmaktadır. Kamu görevlisi failler hakkında hukuki yaptırımların icrası, mağdur ve mağdur yakınlarının acısının bir nebze hafiflemesi ve yeni mağduriyetlerin oluşmaması için yürütülmekte olan cezasızlık politikası terk edilmeli; Anayasaya, taraf olunan uluslararası sözleşmelere ve evrensel hukuk normlarına göre hareket edilmelidir“ dedi.

STÜDYO VOA

BM’den Gazze’de ‘kıtlık’ uyarısı – 18 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG