Erişilebilirlik

ICG: ”Suriyelilerle Bağlantılı Toplumsal Olaylar Üç Kat Arttı”


Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen sığınmacılara ilişkin rapor hazırlayan Uluslararası Kriz Grubu, Suriyeli sığınmacılarla bağlantılı olayların sayısının, bir yılda, yaklaşık üç kat arttığını belirtti.

Raporda, Türkiye toplumunun Suriyelilere gösterdiği merhamet ve misafirperverlik duygusunun yerini endişe ve kaygının aldığına dikkat çekildi.

Merkezi Belçika’da bulunan Uluslararası Kriz Grubu isimli düşünce kuruluşu, Suriyeli sığınmacıların durumunu ele alan 'Türkiye'deki Suriyeli Mülteciler: Kentsel gerilimleri azaltmak' başlıklı bir rapor yayımladı.

Raporda, Türkiye’de Suriyeli sığınmacıların yoğun yaşadığı ilçelerde toplumsal tepki ve olumsuz algıların arttığı vurgulanarak, Türkiye’nin uluslararası ortakları ile işbirliği içinde, gerilimi azaltmak amacıyla Suriyelilerin uzun vadeli entegrasyonunu teşvik edecek stratejiler geliştirmesi gerektiği belirtildi.

‘Türkiye Sorumluluk Üstlendi’

Türkiye'nin, son 6 yılda 3.4 milyondan fazla Suriyelinin barınmasına imkan sağlayarak önemli bir sorumluluğu üstlendiği dikkat çekilen raporda, özellikle 2017'de Suriyelilere yönelik toplumsal tepkilerin artması ile birlikte kimi yerlerde şiddete dönüşen gerginlikler yaşandığı ifade edildi. 2017'nin ikinci yarısında, Suriyeli mülteciler ile bağlantılı toplumsal gerginlik ve adli olayların yaklaşık üç kat arttığına dikkat çekilen raporda, "Bu olaylarda 2017 yılında 24'ü Suriyeli olmak üzere en az 35 kişi yaşamını yitirdi. Yerel halk kamu hizmetlerine ve yardımlara erişim konusunda Suriyelilere öncelik verildiğine inanmaktadır. Bu kaygı ve endişeler 2019 seçimlerinde siyasi çekişmenin temel unsurlarından biri haline gelebilir" denildi.

‘Önleyici Mekanizmalar Şart’

Raporda, Suriyeliler ile Türkiye vatandaşlarının işgücüne katılım ve sosyal yardımlara erişim alanlarında rekabet içinde olmasının, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde Suriyelilere yönelik olumsuz algıyı arttırdığı vurgulandı. Suriyelilerin, bazı toplumsal ve siyasi fay hatlarının derinleşmesine yol açtığı ifade edilen raporda şu uyarılara yer verildi; "2019 seçimleri yaklaşırken Suriyelilere yönelik toplumda yükselen olumsuz algı, siyasi çekişmenin ana unsurlarından biri haline gelebilir. Ankara ve uluslararası partnerleri, Suriyelilerin uzun vadeli entegrasyonuna yönelik çalışmalar yürütürken, diğer yandan Türkiye vatandaşlarının endişe ve şikayetlerini dikkate almalıdır. Suriyeliler ile bağlantılı gerginliklerin yaşandığı ilçelerde yatıştırıcı ve önleyici mekanizmalar geliştirilmelidir.”

‘Merhamet Yerini Endişeye Bıraktı’

Türkiye toplumunun Suriyelilere gösterdiği merhamet ve misafirperverlik duygusunun yerini endişe ve kaygıya bırakmaya başladığı ifade edilen raporda, "Özellikle etnik, mezhepsel veya ideolojik olarak dışlanmış olduğunu hisseden toplumsal kesimler aynı zamanda Suriyelilerle işgücü rekabeti algıladığında gerilim ve olumsuz algı şiddet olaylarına zemin hazırlayabiliyor. Yetkililerin yaşanan gerilimlerin kimi zaman üzerini örtmesi nihayetinde öfkenin artmasına sebebiyet verebiliyor ve şiddet olaylarının patlak vermesine zemin hazırlayabiliyor. Hükümet, uluslararası aktörler desteğiyle Suriyeli çocuklara eğitim imkanı sağlanmasında çok önemli adımlar atmıştır. Buna rağmen, eğitim çağındaki yaklaşık bir milyon Suriyeli çocuktan 370 bin kadarı herhangi bir eğitim müessesine kayıtlı değildir. Yaklaşık 230 bin çocuk aşamalı olarak kapatılmaya başlanan geçici eğitim merkezlerine gitmeye devam etmektedir” denildi.

‘Suriyeliler Artık Türkiye’de Kalıcı’

Toplumun Suriyelilere yönelik artan endişelerini gidermek amacıyla sistematik kamu iletişimine ihtiyaç olduğu belirtilen raporda, "Belirsizlik, Suriyelilerin mahallelerinden bir an önce ayrılmasını bekleyen yerel halkı sabırsızlığa sevk etmekte, toplumsal gerginliklere zemin hazırlamaktadır. Yetkililer, mültecilerin geçici olduğuna dair toplumsal beklentiyi daha fazla yükseltmemek için gerçekte çoğunun Türkiye'de kalıcı olduğunu açıkça kabul etmeli; bir yandan kentli Suriyelileri sürdürülebilir şekilde topluma entegre ederken, diğer yandan da Türkiye vatandaşlarının endişe ve şikayetlerini dikkate almalıdır" denildi.

Raporda ayrıca, Türkiye'deki Suriyelilerin büyük kısmının hala Türkçe bilmediği, çoğu Avrupa'ya gidenlere kıyasla az eğitimli ve düşük vasıflı olduğu ifade edilirken, Ocak 2016'dan beri yaklaşık 15 bin Suriyeliye çalışma izni verildiği, 750 ile 950 bin arasındaki Suriyelinin ise kayıt dışı çalıştığı vurgulandı.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG