Libya, Suriye ve ardından IŞİD terör örgütünü irdeleyen üç kitap kaleme alan Hamide Yiğit, örgütü siyasi, uluslararası ve yerel bağlantılarıyla deşifre etmeye çalıştı. “Libya’da Kanlı Bahar”, “AKP’nin Suriye Savaşı”, “Cihat Kıskacında Kadınlar” çalışmaları sonrasında “Tekmili Birden IŞİD” kitabını kaleme alan Yiğit, Suriye’de “isyancı” veya “muhalif” diye adlandırılmış savaşçılar üzerine incelemeleriyle yola çıktığını ve işin perde arkasında “cihatçılar” olduğunu tespit ettiğini vurguladı.
Yiğit, “IŞİD 2014 yılında bütün dünya medyası tarafından parlatıldı. IŞİD’e kadar IŞİD’in türevleri hatta yavrusu olan El-Nusra Cephesi başta olmak üzere Suriye sahasında cihada katılan El Kaidecileri ben araştırıyordum. Fazladan bunları gönderen ana örgüt olarak IŞİD’in sahaya girmesini fazladan araştırmış oldum. Ve IŞİD vahşetinin, tek başına IŞİD değil IŞİD’in yavrusunun ve kendisinin girdiği her alanda özellikle kadınlar aleyhinde nasıl bir cehennem yarattığını gören bir kadın olarak evet, bunu araştırmak ve ortaya dökmek istedim” dedi.
Yazar Hamide Yiğit, Suriye’de IŞİD’in lideri Ebu Bekir El Bağdadi’nin öldürülmesi ve yerine Ebu İbrahim El Haşemi ElKureyşi’nin getirilmesiyle birlikte IŞİD’in son durumu hakkında VOA Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
“IŞİD askeri anlamda yenildi ama zihniyetiyle var”
VOA: Suriye'de ve Irak'ta IŞİD’in bugünkü durumunu yorumlar mısınız?
Yiğit: IŞİD’in ana yurdu Irak’tır. Irak El-Kaidesi olarak İslam Devleti olarak varlığını sürdürüyordu. Suriye cihadına katılmasıyla birlikte IŞİD ismini aldı. Dolayısıyla Irak ve Suriye’de verili bir zemini var IŞİD’in. Şimdi IŞİD karşıtı koalisyon kurulduktan sonra büyük oranda askeri anlamda yenildi ve alan hakimiyetini kaybetti. Fakat devasa bir gövdeye sahip olan ver verili bir toprak üzerinde yeşeren bir IŞİD’in tamamen yok olduğunu söylemek mümkün değildir. Evet çekildiği yerel-yatay örgütlenmelere doğru yol almış olabilir aktif hücreleri az olmakla birlikte halen vardır. Uyuyan hücreler biçiminde bu yeşerdiği topraklar üzerinde en azından IŞİD en azından zihniyetiyle birlikte vardır.
VOA: Sizce IŞİD’in başka bir örgüt olarak yeniden devşirilmesi söz konusu olacak mı?
Yiğit: Şimdi açık ve net söylemek gerekir ki, birer proje türü oluyor bu tür örgütler, El–Kaide nasıl zamanın bir proje ürünüyse IŞİD de bugünün projesinin bir ürünüdür. Bu projeyle iş şu anda lokal düzeyde bitmiştir. Yani Suriye sahasında IŞİD yenilgisi Suriye projesiyle ilgili fonksiyonunun-işlevinin sona geldiği anlamına gelir. Ama IŞİD bitmemiştir. Başka Bağdadilerle başka isim altında devam eder. Ne ki bu coğrafyalar üzerinde emperyalist paylaşım savaşları devam ettiği sürece böyle IŞİD’ler varlığını sürdürecektir ne yazık ki.
“IŞİD’çiler kılık değiştirmiş vaziyette sözde milli ordu mensubu”
VOA: Türkiye’nin IŞİD ile ilişkisini nasıl tespit ediyorsunuz, bu konuda elinizdeki güvenilir bilgilerle birlikte yorumlar mısınız?
Yiğit: IŞİD’in en fazla varlık gösterdiği alan Suriye’dir. Suriye’ye en fazla sınırı olan 900 km’ye yakın sınırı olan Türkiye’dir. Doğal olarak IŞİD değil Suriye sahasında Suriye cihadına katılan bütün El-Kaideci örgütlerle birlikte IŞİD’in de bu kadar çok rahat geçişlerle eleman kazanmasından Türkiye sorumlu tutuluyor doğal olarak. İkinci olarak IŞİD karşıtı koalisyona tereddüt etti girmemekte direndi Türkiye. Bu da hanesine eksi bir puan olarak katıldı. Üçüncü olarak IŞİD’in kılık değiştirmiş El-Kaidecileri, cihatçıları şu anda Türkiye’nin kontrol ettiği sözde milli ordunun elemanları-unsurları olarak devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye’nin IŞİD ile organik ilişkisi bu söylediklerim üzerinden kuruluyor. Artı onun dışında IŞİD petrollerinin akışı sırasında bütün bu görüntüler IŞİD’e eleman kazandırma, IŞİD’e müsamaha gösterilmesi, yaralıların tedavi edilmesi konusu, yani sicil dosyasında bir sürü şeyler var Türkiye’nin IŞİD’le ilişkisi konusunda.
