Erişilebilirlik

HRW: ‘Güneydoğu’daki İhlal İddialarının Soruşturulması Engelleniyor’


İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından Pazartesi günü yapılan açıklamada, 2015 yılı Ağustos ayından bu yana uygulanan uzun süreli sokağa çıkma yasaklarıyla operasyonların hak ihlalleri iddialarının incelenmesinin önünde engel oluşturduğu belirtildi. Açıklamada HRW, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları için Doktorlar gibi insan hakları kuruluşlarının operasyonlar bittikten ve sokağa çıkma yasakları kaldırıldıktan sonra bile bölgede inceleme yapmalarına izin verilmediği ifade edildi.

Ölümlerin, yıkımların ve kitlesel göçlerin 9 farklı kentte meydana geldiğini vurgulayan HRW, 355 binden fazla insanın göç etmek zorunda bırakıldığına dikkat çekti. Bölgede yaşanan çatışmalarda en az 338 sivilin yaşamını yitirdiğini vurgulayan HRW, Cizre'de görev yapan avukatların derlediği raporlardan alıntı yaptı. Raporlara göre 14 Aralık-11 Şubat döneminde, aralarında 11 çocuğun da bulunduğu en az 66 Cizreli ateşli silahla ya da havan topu patlaması sonucu öldü.

HRW açıklamada, Cizre’deki sivil ölümlerinin çoğunun hendek ve barikatların bulunduğu mahallelerde meydana gelmesine rağmen çatışma yaşanmayan bölgelerde de bazı sivillerin öldürüldüğünü belirtti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün mağdur aileleriyle ve tanıklarla görüşmesinin Nisan ayında engellendiği vurgulanan açıklamada, ancak örgütün Cizre'deki sekiz sivil ölümünü ayrıntılı şekilde tespit ettiği belirtildi. HRW, 2016’nın Şubat ve Haziran ayları arasında kaydedilmiş uydu görüntülerine dayanarak, Cizre’de yaklaşık 95 bin metrekareden oluşan iki bölgede yıkım meydana geldiğini belirledi.

Savcıların bölgedeki olaylarla ilgili etkin bir soruşturma yürüttüklerine dair belirti bulunmadığını vurgulayan HRW, ”Cizre Savcısı İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne bazı soruşturmaların başlamış olduğunu söyledi, ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün konuştuğu ailelerden hiç biri, Aralık ve Şubat ayları arasında öldürülmüş akrabaları ile ilgili olarak savcılığa ifade vermek için çağrılmış değildi. Cizre Kaymakamı ise Cizre'deki olayları ve araştırma bulgularını kendisiyle görüşmek ve tartışmak amacıyla kendisinden randevu isteyen İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün bu taleplerini yanıtsız bıraktı,” görüşünü savundu.

Bölgede inceleme yapılmasının engellendiğine vurgu yapılan açıklama şöyle devam etti: “Bölgedeki olayların Birleşmiş Milletler ile yerel ve uluslararası insan hakları grupları tarafından incelemesinin engellenmesi, hak ihlallerini örtbas etmeye ve ağır suçlar için hesap verebilirlik ilkesinin işletilmesini önlemeye yönelik bir hamlenin söz konusu olduğu kaygısına yol açmaktadır. Bu kaygıları artıran bir diğer husus da 23 Haziran 2016 tarihinde Meclis'ten geçen ve terörle mücadele operasyonları sırasında suç işlediği iddia edilen askerlerin ve devlet görevlilerinin soruşturulmasını veya yargılanmasını, zan altındaki görevlinin rütbesine bağlı olarak yerel idari amirin veya başbakanlığın ön iznine tabi kılan yeni yasadır. Devlet görevlilerinin yargılanmasını idari izne bağlayan 4484 sayılı kanun veya Güneydoğu’da 1990'lardaki olağanüstü hal döneminde işletilen 430 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gibi düzenlemeler, geçmişte, yargısız infaz, zorla kaybetme, işkence ve binlerce evin hukuksuz bir şekilde tahrip edilmesi gibi yaygın ve çok ağır hak ihlallerinin varlığına rağmen, devlet görevlilerinin sistematik şekilde cezasız kalmasına olanak sağlamıştı.”

HRW kamuoyunda tartışmalara neden olan Cizre’deki bodrum olayına da değindi. Operasyonlar sırasında, Cudi ve Sur mahallelerindeki bodrumlarda mahsur kalan yaklaşık 130 kişinin ölümünün soruşturulması gerektiğini vurgulayan HRW, “Zira bugüne kadar ortaya çıkan deliller, bu ölümlerin yargısız infaz ve hatta cinayete varan kanunsuz öldürmelerden kaynaklanmış olabileceğine işaret ediyorlar. İnsan Hakları İzleme Örgütü, BM veri toplama heyetine izin verilmesi durumunda, işlenmiş olması muhtemel bu suçların araştırılmasına, bunların vahameti nedeniyle, öncelik verilmesi gerektiğini belirtiyor,” görüşünü savundu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, bölgede inceleme yapılmasına izin verilmesi çağrısı yaptı. Webb, “Türkiye hükümetinin Güneydoğu’da birçok bölgeyi fiilen abluka altına almış olması, bir şeylerin örtbas edilmeye çalışıldığına ilişkin şüpheleri besliyor. Türkiye hükümeti Birleşmiş Milletler'in ve sivil toplum gruplarının orada olup bitenleri belgelendirmek amacıyla bölgeye girmesine hemen izin vermelidir," dedi.

STÜDYO VOA

Mehmet Şimşek’ten “harcamaları azaltma” mesajı - 18 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG