Hong Kong’da aylardır devam eden protestolarda, yaklaşık iki haftalık bir sessizliğin ardından güvenlik güçleriyle göstericiler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Polis, bazı göstericilerin şiddete başvurması nedeniyle, binlerce kişinin katıldığı eyleme biber gazıyla müdahale etti, merkezi noktalardaki metro hatlarında faaliyetler durduruldu.
Son günlerde çoğunlukla barışçıl eylemlerle devam eden gösterilerde şiddet hafta sonunda yeniden baş gösterdi. Hong Kong’daki İngiliz Konsolosluğu’nda çalışan Simon Cheng isimli vatandaşın 15 gündür Çin tarafından, güvenlik uygulamalarını ihlal ettiği gerekçesiyle gözaltında tutuluyor olmasını protesto eden göstericilerin bazıları güvenlik güçlerine molotof kokteyli ve tuğlalarla saldırdı. Polis ise son 10 gündür ilk kez protestocuları tekrar biber gazıyla dağıtmaya çalıştı. Yetkililer, çatışmada yaralananın olmadığını belirtiyor.
Cumartesi günü yaşananların ardından Hong Kong yönetiminden yapılan yazılı açıklamada, bazı göstericilerin polisin tekrar tekrar uyarı yapmasına rağmen şiddet eylemlerini sürdürmesi nedeniyle polisin ‘biber gazı ve asgari oranda güç’ kullanarak protestocuları dağıttığı belirtildi. Açıklamada ayrıca göstericilerin ‘herkesin güvenliğini ciddi anlamda tehdit ettiği’ savunuldu.
Çin’e ziyareti sırasında ortadan kaybolan ve daha sonra Çin güvenlik güçlerince gözaltına alındığı açıklanan Cheng, bugün serbest bırakıldı. Yetkililerden yapılan açıklamaya göre Cheng, hakkındaki suçlamaları kabul etti. Ancak muhalifler Çin yönetiminin suçluların ifadeleriyle ilgili ayrıntı vermekten kaçınarak genellikle böylesi bir taktiğe başvurduklarını savunarak yönetimi protesto ediyor.
“Ya demokrasi, ya ölüm”
Çin’in kontrolu altındaki yarı özerk Hong Kong’da yaşayan suçluların Çin’e iadesini kolaylaştıracak yasa tasarısına karşı çıkan yüzbinlerce kişinin sokaklara dökülmesiyle patlak veren protestolar Haziran ayından bu yana devam ediyor.
Hong Kong lideri Carrie Lam, protestoların büyümesinin ardından söz konusu yasa tasarısının iptal edildiğini söylemişti. Ancak tasarının resmi olarak geri çekilmemesi nedeniyle protestocular gösterilerini kararlılıkla devam ettiriyor.
Göstericilerin talepleriyse sadece bu yasa tasarısıyla ilgili olmanın ötesine geçmiş durumda. 1997 yılında İngiliz kolonisi statüsünden çıkarak Çin kontrolu altında yarı özerklik kazanan Hong Kong halkı, kendilerine geniş kapsamlı yetki sağlayan ‘bir ülke, iki sistem’ anlaşmasının Çin tarafından ihlal edildiğini savunuyor.
Demokrasinin gerçek anlamda uygulanması, medyada yalan haberlerin sonlandırılması ve polis şiddetinin soruşturulması da sayıları milyonları bulan göstericilerin talepleri arasında. Mevcut yönetimden bu taleplere bir karşılık gelmezken, halk da gösterilerini devam ettirmeye kararlı oldukları mesajını iletiyor.
Bir meydanda bir duvar üzerine boyayla yazılmış “Ya demokrasi, ya ölüm” sloganı ve diğer birçok benzer mesaj içeren pankart ve yazılar, protestocuların amacının başlangıçtan çok daha büyük olduğunu yansıtan unsurlardan.
Gösterilerin düzenlenmesinde öncülük rolü üstlenen gruplardan yapılan açıklamalara göre, önümüzdeki haftalarda tüm kentte büyük bir yürüyüş, üniversitelerde boykot ve iş yerlerinde grev düzenlenecek.
