Erişilebilirlik

HDP’den Yoğun Polis Kordonu Altında 'Vicdan ve Adalet Nöbeti'


Günlerden salı. Saat 17.00. Yer, Yoğurtçu Parkı önü. 2013 yılındaki Gezi Süreci’nde Taksim’deki Gezi Parkı ve Beşiktaş’taki Abbasağa Parkı’yla birlikte en önemli etkinlik alanlarından biri olan Yoğurtçu Parkı’nın çevresi polis bariyerleriyle çevrelenmiş. Etrafta çok sayıda TOMA ve çevik kuvvet otobüsü göze çarpıyor.

Parka giriş çıkış yasak. Aslında yalnız park değil, Recep Peker Caddesi’nden gelip Yoğurtçu Parkı Caddesi’ne giden yola da giriş izni verilmiyor.

Bütün bunların nedeni Halkların Demokratik Partisi’nin parkta öğlen saatlerinde başlatmış olduğu “adalet ve vicdan nöbeti”. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, parka yalnızca HDP milletvekilleri ile, Parti Meclisi üyeleri ve İstanbul İl Örgütü’nden yöneticileri alıyor. Bunlar dışında içeride öğle saatlerinde giren birkaç gazeteci var.

Parka giriş büyük ölçüde yasak

Saat 17.30’da HDP Meclis Grup Başkan Vekili ve İstanbul milletvekili Filiz Kerestecioğlu, “adalet ve vicdan nöbeti” hakkında röportaj yapmak için haberleştik. Ancak girişteki Güvenlik Şube polisleri, gazetecilerin girişinin de mümkün olmadığını söylüyor. Bariyerlerin arkasındaki polislerle yapılan görüşmeler sonuç vermiyor. Milletvekillerinin çabaları da sonuç vermiyor.

Bariyerlerinde önünde birikmiş gazeteciler dışındaki yaklaşık 100 kişiye de aynı yanıt veriliyor, “giriş yasak HDP’li yöneticilerle müdürlerimiz bu konuda anlaşmışlar”. HDP yöneticilerinin de eli kolu bağlı görünüyor. Sadece ellerindeki listede adı yazılı olan yöneticilerin girişlerini sağlayabiliyorlar.

Rami Öztunç: 'Ötekileştirme buradan başlıyor'

İçeri girmeye çalışanlardan biri HDP’ye destek veren Rami Öztunç. Emniyet güçleriyle defalarca konuşmasına rağmen bir sonuç alamamaktan şikayetçi.

Öztunç, “Yaklaşık üç saat insanlar vatandaşlık talebi için burada. Yarınları için buradalar. Kayıp olan adaleti arıyorlar. CHP, Ankara’dan İstanbul’a yürüdü, polis güvenlik önlemleri aldı. Bizi parka dahi almıyorlar. Bu çifte standart, bu ayrımcı bir muamele değil mi? Ötekileştirme buradan başlıyor” diyor.

Üniversite öğrencisi Bertan da bariyerlerin önünde uzun süre durmasına rağmen içeri girmeyi başaramayanlardan.

Genç üniversiteli, dün İsrail’in Mescid-i Aksa yasağına karşı İstanbul Yenikapı Meydanı’nda düzenlenen gösterilere dikkat çekiyor.

“Daha dün İstanbul’da İsrail’in zulmüne karşı protesto eylemleri yapıldı. Biliyorsunuz Mescid-i Aksa’da İsrail’in uygulamalarını protesto eylemlerine yüzbinlerce kişi katıldı. Ama buraya geldiğiniz zaman parka bile almıyorlar. Bırakın beni sizi bile, gazetecileri bile almıyorlar. Bu haksızlık değil mi?”

Gazeteciler GBT tetkikinden sonra parka alınıyor

Telefon görüşmeleri sonunda sonuç veriyor. İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Haydar Özdemir’in telefonuyla HDP’nin Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı’nın basın mensuplarını almak üzere kapıya gelişi neredeyse gerçekleşiyor. Saat 18.30’da gazetecilerin beklediği izin çıkıyor.

Üst ve çanta aramasından sonra ilk güvenlik noktası aşılıyor.

İkinci güvenlik noktasında da beş dakika bekleyişin ardından parka giriliyor.

HDP İstanbul milletvekili Sezai Temelli bir kez daha devreye giriyor. Gazetecilerin nöbet alanına giriş izni verilecek, ama polisin GBT (Genel Bilgi Toplama) sorgulaması yapmasından sonra.

Nüfus kağıtları toplanıyor ve sonunda gazeteciler içeri alınıyor.

Üçüncü ve son güvenlik noktasından HDP’lilerin toplandığı alana, etrafı bariyerlerle kaplı bir metrelik koridordan geçilerek giriliyor. Etrafta elbette çok sayıda polis var.

HDP’li Özsökmenler: 'Yaşam alanı oluşturursunuz diye çay makinesini içeri almadılar'

HDP’lilerin kürsü kurduğu alanın eni 26 adım, boyu 47 adım.

İçeride yaklaşık 70 kişi var. Kimi sandalyede kimi yerde oturuyor. Güneşin etkisini kaybetmesinin ardından biraz rahatlamış görünüyorlar.

Yurdusev Özsökmenler, “Bizi parkın en güneşli yerine koydular. Baksan altında olduğumuz ağaç, çoktan kurumuş. Daha da absürt olan ne biliyor musunuz? Birkaç saat önce arkadaşlar beklerken çay içebilelim diye çay makinesi getirdiler. Ama içeri sokulmasına izin verilmedi. Denen şu; içeri çay makinesi girerse yaşam alanı oluşturursunuz. Almadılar” diyor.

Pazar gününe kadar devam edecek nöbet alanı afiş ve dövizlerle donatılmış halde. Bunların üzerinde “Demokratik hukuk ilkeleri çiğnenemez”, “durmayalım dur diyelim”, “yeni toplumsal sözleşme ihtiyaçtır”, “emeklilik ve sosyal haklar gasp edilemez”, “faşizmin panzehiri cesarettir” yazıyor.

Kerestecioğlu: 'Hem girişleri engelliyor hem de halk teveccüh göstermedi diyorlar'

Öğle saatlerinden beri alanda olan HDP Meclis Grup Başkan Vekili Filiz Kerestecioğlu, adalet nöbeti öncesi ve sırasında neler yaşandığını ve bu nöbetten ne beklediklerini anlatıyor.

“Kaç gündür İstanbul Valisi bizlerin telefonlarını açmıyor, milletvekillerinin telefonlarına çıkmıyor. İl örgütümüz bu organizasyonu Emniyet’le yaptı. Görüyorsunuz burada üç çeper halinde bariyerlerin arkasındayız. CHP’nin adalet yürüyüşünde yüzbinler yürüdü. Ama burada yapılan ortada. ‘Türkiye’de çok seslilik olmasın’, ‘HDP kriminalize edilsin’ aklının yansımasını görüyoruz. En kuru ağacın altında bize yer bulunmuş. Üstelik halkın gelmesi engelleniyor. Tüm bu engellemelerden sonra ‘halk teveccüh göstermiyor’ diyorlar. Biz aslında bu ülkede herkesin adalet beklentisi olduğunu düşünüyoruz. O yüzden ‘herkes için adalet’ dedik. Bu HDP meselesi değil. Bu tutuklu eş genel başkanlarımız ya da milletvekillerimiz meselesi değil, bu Cumhuriyet gazetesi meselesi, akademisyenler meselesi, Ahmet Şık meselesi, Enis Berberoğlu meselesi, tecavüze tacize uğrayan çocuklar meselesiydi. Biz aslında buradan kuru ağacı yeşertmek istiyoruz.”

Geçtiğimiz hafta Diyarbakır’da başlatılan Vicdan ve Adalet Nöbeti, Pazar gününe kadar İstanbul’da devam edecek. Nöbet, İstanbul’dan Van’a oradan da İzmir’e taşınacak.

STÜDYO VOA

İran’ın İsrail’e saldırması ABD’de nasıl yankılandı? – 15 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG