Halkların Demokratik Partisi (HDP), demokratik siyaset mekanizmasından dışlanma tehdidi altında olduğu bir dönemde muhalefet cephesinde “demokrasi ittifakı” arayışı için ziyaretlerine başlıyor ve ilk önce Saadet Partisi’nin kapısını çalmaya hazırlanıyor.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin ve Buldan beraberindeki parti yönetimi, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu gelecek Pazartesi günü ziyaret etmeyi planlıyor.
Türkiye’de Kürt siyasi hareketinin temsilcisi konumundaki HDP, TBMM’de halkın oyuyla seçilmiş üçüncü büyük siyasi parti olduğunu anımsatmak amacıyla Ankara siyasetinde sahaya iniyor. İktidar cephesi AKP ve MHP’nin “terör” suçlamasıyla suçlu ilan etme stratejisine karşı HDP, diğer siyasi partiler ile görüşme trafiğine başlayarak Türkiye siyasetinde “yok sayılamayacak aktör” olduğu mesajını vermeyi amaçlıyor.
Son günlerde iktidar partisi AKP’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaret etmesiyle, Cumhur İttifakı’na davet mesajı verdiği Saadet Partisi, muhalefet cephesinde “ittifak” birlikteliğinde adı anılmayan HDP ile bir araya geliyor.
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “HDP kapatılmalı” çağrısıyla adeta siyasi kampanya yürüttüğü bugünlerde HDP heyetini gelecek Pazartesi günü ağırlamaya hazırlanıyor. Karamollaoğlu, Saadet Partisi’nin yeni genel merkezi binasında, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve beraberindeki heyeti kabul edecek.
Sancar muhalefet partilerinden beklentilerini açıklamıştı
Keza HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da, bu ziyaret trafiğine başlanması konusundaki işareti, “demokrasi ittifakı” talep ettikleri mesajını sıkça yinelemesiyle vermişti. Sancar, son olarak “Demokrasi ittifakını olabilecek en geniş toplumsal ve siyasal birliktelik olarak anlıyoruz. Bunun sadece seçimlere yönelik bir düşünce olarak yorumlanması yanlıştır. Bugün demokrasi ve özgürlükleri savunacak, bu konuda her gün yeniden birlikte hareket etme imkanlarını arttıracak bir ittifak peşindeyiz. Biz mevcut hiçbir ittifakta yer alma isteği içinde değiliz. Böyle bir talebimiz de yok. Ancak bu, seçimlerde ittifak tartışmalarına girmeyeceğimiz anlamına gelmiyor” ifadelerini kullanmıştı.
HDP, 24 Haziran 2018 Genel Seçimleri’nde ana muhalefet partisi CHP’nin öncülüğündeki İyi Parti, Saadet Partisi ile Demokrat Parti’nin katılımıyla oluşturulan Millet İttifakı’na davet edilmemişti. 31 Mart 2019’daki Yerel Seçimler’de benzer şekilde ittifak dışında kalmasına rağmen HDP, İstanbul gibi kentlerde belediye başkanı adayı göstermeyerek fiilen muhalefet ittifakı adaylarına destek vermişti.
Şimdi muhalefet partileri arasında AKP’den kopuşlarla kurulmuş Gelecek Partisi ile DEVA Partisi’ne yönelik ziyaretler ve iade-i ziyaretler trafiğinde HDP de kendi mesajlarını yüz yüze diyaloglar ile aktarmayı amaçlıyor.
HDP yönetimi “kapatılma” riskini değerlendiriyor
Edinilen bilgiye göre, HDP yönetimi, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin talebi doğrultusunda AKP’nin de onaylamasıyla “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca parti kapatılma davası açılması” olasılığını “gerçekçi” bulmuyor.
HDP, geçmişinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), Demokratik Toplum Partisi (DTP) gibi Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmış siyasi partiler barındırıyor. Dolayısıyla Kürt siyasi hareketi olarak benzer kapatılma süreçlerini başarıyla yeni siyasi parti oluşumlarıyla atladıklarını anımsatan HDP yönetimi, hali hazırda sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki kentlerde değil artık Türkiye genelinde oy aldıklarına dikkati çekiyor.
HDP yönetimi, AKP lideri Erdoğan’ın da en son 1 Ekim 2020’de yasama yılı açılışında “HDP’nin varlığı ve yokluğu arasında fark yok. Yerleri dağ ya da sokak” çıkışına rağmen seçimler ile TBMM’de var olmaya devam edeceklerini de vurguluyor. HDP yönetimi, artık seçmenlerince tüm siyasi baskılara, suçlu gösterme çabalarına rağmen partiye sahip çıkıldığını ve kamuoyu yoklamaları itibariyle yüzde 10 ülke barajı altında kalınmayacağını belirtiyor. Dolayısıyla HDP, genel seçimler açısından ittifaka ihtiyaç duymadıklarını da işaret ediyor.
İktidardaki AKP’nin partiyi kapatma hamlesi içerisine girmeyeceği düşüncesindeki HDP yönetimi, geçmişinden edindiği birikim ile kapatılma riskine karşı alternatif çıkış yollarını da gündeminde tutuyor.
YSK’nın listesinde eksiklikler göze çarptı
Bu arada Yüksek Seçim Kurulu’nun dün açıkladığı 2021 yılı Ocak ayı itibariyle Türkiye’de seçimlere katılabilme yeterliliğine sahip partiler listesi soru işaretlerine de yol açtı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Türkiye’de faaliyetteki siyasi partiler listesindeki (https://www.yargitaycb.gov.tr/documents/ek1-1610455596.pdf) 74 partiden sadece 17’sinin seçimlere katılabilme yeterliliğine sahip olduğunu açıklamıştı.
YSK kararına göre; TBMM’de temsilcisi olan AK Parti, CHP, İYİ Parti, HDP, MHP, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi (BBP) ile Demokrat Parti (DP) seçimlere katılma hakkına sahip. İlaveten Anavatan Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), Demokratik Sol Partisi, Genç Parti, HDP, Hür Dava Partisi (HÜDAPAR), Muhafazakar Yükseliş Partisi, Türkiye Komünist Partisi, Vatan Partisi ve Yeniden Refah Partisi’nin seçimlere katılma yeterliliği mevcut.
Bu liste itibariyle TBMM’de İstanbul Milletvekili Erkan Baş ile Hatay Milletvekili Barış Atay’ın temsil ettiği Türkiye İşçi Partisi (TİP) seçimlere katılma hakkına sahip değil. Ancak TİP, 41 ilde örgütlenmesini tamamlayarak büyük kongre sürecine hazırlığı içerisinde. Böylece TİP, Mart ayı itibariyle seçilme yeterliliği kazanmayı amaçlıyor. Baş ve Atay, HDP listesinden seçilerek Meclis’e girmişlerdi.
Yine TBMM’de Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz’in temsil ettiği ve HDP’nin bileşeni niteliğindeki Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) de seçimlere mevcut durumda katılamayacak görünüyor.
HDP’nin seçimlerde işbirliği yaptığı Emek Partisi (EMEP), YSK’nin seçilme yeterliliği listesinde yer almadı. HDP’nin bileşenlerini çatısı altında barındırmakta olan ÖDP’nin yerine kurulmuş Sol Parti de, benzer durumda. Hem EMEP hem de Sol Parti’nin de kongre süreçlerini devam ettirdiği ve sonrasında seçilere katılma hakkına sahip olacakları vurgulandı.
Öte yandan AKP’den ayrılıklar ile kurulmuş Ahmet Davutoğlu’nun liderliğindeki Gelecek Partisi’nin Mayıs ayında, Ali Babacan’ın genel başkanlığındaki DEVA Partisi’nin de Haziran ayında listeye dahil edilmesi öngörülüyor
