Erişilebilirlik

HDP Milletvekillerinden TBMM’de Açlık Grevi


HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve 9 milletvekili, İmralı Adası’nda tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’ın kimseyle görüşmesine izin verilmediği gerekçesiyle, 7 Kasım’dan beri açlık grevinde olan tutuklu Hakkari Milletvekili Leyla Güven’e destek amaçlı iki günlük açlık grevi eylemine başladı.

TBMM çatısı altında geçmişte farklı konulara dikkat çekmek amacıyla oturma ve susma eylemi gibi milletvekillerince düzenlenen protestolar yaşanmıştı. TBMM, şimdi de HDP’nin, İmralı Cezaevi’nde tutuklu PKK lideri Öcalan’a görüş izni verilmesi için açlık grevi eylemine sahne oluyor. HDP’liler, sadece TBMM’de değil Türkiye genelinde il başkanlıklarında da dönüşümlü olarak açlık grevi eylemi yürütüyor.

HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, 24 Haziran Genel Seçimleri’de milletvekili olduktan sonra sosyal medya paylaşımları nedeniyle 31 Ocak’ta tutuklanmıştı. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyasında tutuklu yargılanmasına hükmedilen Güven, Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. Güven, 7 Kasım’daki dava duruşmasına kelepçe uygulamasını kabul etmediği için bizzat katılmamış ancak SEGBİS aracılığıyla yaptığı savunmada Öcalan’a tecrit uygulandığını iddia ederek, süresiz-dönüşümsüz olarak açlık görevine başladığını duyurmuştu. Güven, aynı zamanda Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı.

HDP il örgütleri de açlık grevine katılıyor

Bugün de Güven’in 27 gündür yürüttüğü eyleme destek amacıyla HDP, TBMM başta olmak üzere farklı illerde açlık grevi eylemi başlattı. Meclis’teki eyleme, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı ve Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, HDP Meclis Başkanvekili Mithat Sancar ile milletvekilleri Dirayet Dilan Taşdemir, Kemal Bülbül, Şevin Coşkun, Serpil Kemalbay, Habip Eksik, Züleyha Gülüm ve Erdal Aydemir katılıyor. Eş zamanlı olarak İstanbul, Mersin, Urfa, Diyarbakır, Şırnak, Batman, Mardin ve Muş il örgütlerinde de HDP’li vekillerin katılımıyla açlık grevi eylemleri yapılıyor.

Buldan: 'Mecliste İki Günlük Açlık Grevi Başlattık'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:01:28 0:00

Pervin Buldan, Meclis’te parti grup yönetimi salonunda başlattıkları açlık grevi hakkında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Buldan, “Hakkari Milletvekilimiz Sevgili Leyla Güven’in 27 gündür Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kalkması için başlattığı açlık grevine destek amaçlı yapıyoruz bu eylemi. Leyla Güven’in açlık grevinin amacı İmralı Cezaevi’nde Sayın Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecritin kaldırılmasıdır. Bu meselenin en fazla konuşulması gereken yer Meclis’tir. Kürt sorunu çözülmeden bu ülkede yaşanan hiçbir krizin çözülemeyeceği bir gerçektir. Üç buçuk yıldır ağırlaştırılmış bir tecride maruz bırakılan Sayın Öcalan üzerindeki bu tecridin kalkması için Güven’in başlattığı açlık grevine ses vermek amacıyla Meclis çatısı altından 2 günlük açlık grevi eylemi başlattık. Bu sorun Meclis çatısı altında çözülmeli, bu eyleme kulak verilmelidir. Bu sorun sadece Leyla Güven’in ve sadece HDP’nin değil, bir bütün olarak Türkiye’nin sorunudur” dedi. Buldan, Öcalan’a yönelik tecritin kaldırılmasını Türkiye’nin geleceği, barışı ve demokrasisi açısından önemli bulduklarını da söyledi. Buldan, Güven’in mecliste tek tutuklu vekili olduğunu da hatırlattı.

Kamuoyunda açlık grevi eylemi nasıl algılanacak?

Açlık grevine başlayan milletvekillerden Kemal Bülbül ise, VOA Türkçe’nin yönelttiği “Yerel seçimler öncesinde HDP’nin Öcalan’ın durumuyla ilgili böylesi bir eylem başlatması kamuoyu nasıl algılanacaktır?” sorusunu yanıtladı.

Bülbül: 'Eylemimizin Yerel Seçim Üzerinde Etkisi Olacağını Zannetmiyorum'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:01:52 0:00

Bülbül, “Türkiye’nin, Kürk halkının, Türkiye’de barış ve demokrasiyle ilgilenen kuruluşların, Ortadoğu’nun, Avrupa’nın ve hatta giderek dünya gündeminde tartışılan bir konu olması nedeniyle yerel seçim üzerinde herhangi bir etkisinin olacağını zannetmiyorum. Böyle bir gündemi yerel seçim gündemiyle ötelemek yanlış olur. Zira üç yılı aşkındır yürütülen tecrit sadece adaya (İmralı Cezaevi) mahsus kalmamıştır. Neredeyse bütün Türkiye’de yürütülen bir yöntem halini almıştır. O nedenle barış ve demokrasiye gidecek yolun açılması ancak Sayın Öcalan ile görüşülerek açılacaktır. Bunun sebebi de şu, Kürt Sorunu ile ilgili görüş üreten, sorumlulukları olan, taraf eden teşkil eden bir pozisyonda olması, Kürt halkının güvenini temsil eden kazanması açısından böyle bir durum söz konusudur. Bir kişi hükümlü de olsa tutuklu olsa ailesiyle avukatlarıyla görüştürülmeli. O kişinin ne durumda olduğu konusunda haber verilmeli. Kaldı ki bu kişi sıradan birisi değil. Bu tecrit sistematik olarak sürdürülüyor” dedi.

Gülüm: “Çözüm süreci rahatlama sağlamıştı”

VOA Türkçe’nin kamuoyu algısını sorduğu açlık grevindeki milletvekillerden Züleyha Gülüm de, Öcalan’la adaya geçişi sağlayan teknedeki arıza gibi bahanelerle görüşme yaptırılmadığını anlatarak, şunları ifade etti:

“Biz şunu biliyoruz Sayın Öcalan’la görüşmelerin yapıldığı süreçte bir barış, bir müzakere süreci başlamıştı. Demokrasi açısından özgürlükler açısından olanakların çıktığı bir süreçti bu. O dönem bu ülkede Kürt Sorunu savaş politikaları yoluyla değil demokrasi yoluyla insan hakları yoluyla eşit temelde birlikte yaşam temelinde bir süreçti, böyle bir tartışma yürüyordu. O dönemin getirdikleriyle kısmen de olsa bu ülkede bir rahatlama sağlanmıştı. Bu sadece HDP’nin meselesi değil. Çünkü barış meselesinin kendisi sadece HDP’yi, Kürt halkını değil tüm Türkiye toplumunu ilgilendiriyor. Siz bu ülkede barışı sağlayamadığınız sürece kutuplaşmalar, düşmanlıklar artıyor. Zaten iktidar bunun üzerinde birçok bağlamda baktığınızda kutuplaşmayı, düşmanlığı arttırıyor, halklar arasında bölünmeyi arttırıyor. Kürt sorunu demokratik yollarla, barışla çözmediğiniz sürece diğer hakların kanallarının yolunun açılması da mümkün değil. Bu meseleyi buradan gören, buradan anlayan herkes de bunun öneminin farkına varacaktır. Barış görüşmelerinin olduğu dönem ile bugünkü hali karşılaştırdığımızda aslında toplumda hakların ne kadar geriye çekildiğini, demokrasinin ne kadar askıya alındığını görüyoruz. O nedenle tüm Türkiye toplumu açısından tecridin kalkması çok önemli.”

Gülüm: 'Çözüm Süreci Rahatlama Sağlamıştı'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:01:45 0:00

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Biden Yönetimi ve İsrail arasında ilişkiler geriliyor mu? – 9 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG