Erişilebilirlik

HDP’den Kayyum Raporu


HDP’den Kayyum Raporu
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:05:48 0:00

HDP kayyumların atandığı 2016 Eylül ayından bugüne kadar yaptığı faaliyetleri bir raporda topladı. Rapor düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Toplantıya HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de katıldı.

Raporun açıklanmasından önce bir konuşma yapan Temelli, Türkiye’nin bir “çöküntü” içinde seçime gittiğini söyledi. Temelli, “Türkiye bugün yerel seçimlere gidiyor ama tarihinde hiç olmadığı kadar büyük bir çöküntü içinde seçime gidiyor. Bugün Türkiye çok uzun süre OHAL ile yönetilmiş ve hala da yönetilmek istenen bir zihniyete tutsaktır. OHAL uygulamaları Türkiye’yi çok ağır bedeller ödemek zorunda bıraktı. Bu bedellerin en ağırını yine Kürt halkı ödenmiştir. Kayuımlarla ödemiştir demokratik siyasetin tasfiyesine yönelik cezaevlerine atılan arkadaşlarımızla ödemiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerde HDP’ye yönelik açıklamalarına tepki gösteren Temelli, “Düşünün, bu ülkenin Cumhurbaşkanı sosyal medya hesabından ülkeyi tam ortadan bölen bir paylaşımda bulundu. 'HDP teröristtir, bölücüdür' diyor ama ülkeyi tam ortadan ikiye bölüyor. Hayır biz bölücü falan değiliz. HDP suçlu bir parti değil. Cumhurbaşkanı bu ülkeyi tam ikiye bölme peşindedir” diye konuştu.

Kayyumların belediyelere ait mülkleri satmaya başladığını belirten Temelli, “Kayyumlarla beraber binlerce emekçi, belediyede çalışan binlerce insan, işinden aşından olmuştur. Bununla da yetinilmemiş, onların geçimini sağlayacak şekilde çalışma hakları çeşitli yöntemlerle ellerinden alınmıştır. Adeta bir düşman hukuku uygulanmıştır, intikam aklıyla hareket edilmiştir. Yolsuzluk, o denli ciddi yolsuzluklar vardır ki, bunu ancak ve ancak organize bir suç örgütü yapabilir. İhale yolsuzlukları, belediyelerin, yerel yönetimlerimizin sahip olduğu mülklerin yandaşlara satılması. İşte bunu birçok belge ile açıkladık, raporumuzda da var. Sayıştay raporlarında da var. Örneğin Silopi’de, Van’da, birçok kentimizde değerinin çok çok altında taşınmazlar yandaşlara satılmış durumdadır. Baktığınızda bunun bu şekilde olabilmesi nasıl bir zihniyet ve anlayışla karşı karşıya olduğumuzu göstermesi açısından kritiktir. Kayapınar Belediyemizde 13 Eğitim Destek Evi, spor kompleksi 100 milyon değerindeki kütüphane inşaatı, çocuk merkezi başta olmak üzere, yani belediyeye ait birçok yerin nasıl yandaşların mülkiyetine geçirildiğini ve mülkiyet hakkının nasıl gasp edildiğini gösterdi” şeklinde konuştu.

Temelli’nin konuşmasının ardından, yerlerine kayyum atanan belediye başkanlarının üyesi olduğu Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan söz aldı. Diğer muhalefet partilerine seslenen Arslan, Kürtlere destek olmaları çağrısı yaptı. Arslan şöyle konuşu: ”Kürtleri kayyumlar ile baş başa bıraktıkları için bugün aslında kayyum sadece Kürdistan’da değil, kayyumlar Türkiye’nin kendisini yönetiyor. Meclis feshedilmiş, Türkiye kiminle yönetiliyor? Bir grup danışman, bir grup sözcü ve bir grup atanmış bakanlarla yürütülüyor. Kürtlerin demokrasi ve özgürlük talebi ile ilgili Türkiye’de muhalefet siyaseti yapan tüm çevreler, kendi gücünü Kürtlerle yan yana getirerek, AKP’nin bu faşist, darbeci, kayyum zihniyetine karşı mücadele etmelidir. Kürtlere bu anlamda destek olmayanların bu politikalardan şikayet etme hakkı yoktur.”

HDP, daha sonra açıklanan raporda özetle şu tespitlere yer verdi:

”-11 Eylül 2016 tarihinde başlayan kayyum atamaları, 3 büyükşehir belediyesi olmak üzere, 10 il, 63 ilçe ve 22 belde ile DBP’li toplam 95 belediyede gerçekleşmiştir. Bu süreçte pek çok belediye başkanımız tutuklanmış ve 1 yıl ile 18 yıl arasında değişen cezalara çarptırılmıştır. Şu anda 40 belediye eşbaşkanımız hala tutuklu ya da hükümlü olarak cezaevlerinde bulunmaktadır.

-Kayyum rejimi boyunca temsiliyet gaspı ve otoriterlik, belediyelerin bütün mekanizmalarında ortaya çıkmıştır. Meclisler toplanmamış, belediye kayyumların atadığı meclis üyeleri ile yönetilmiştir.

-Kayyum Rejimi ile birlikte tüm sosyal politikalarımıza adeta savaş açılmıştır. Gıda bankaları, psikolojik danışma merkezleri kreşler ve çocuk oyun salonları, yaşlı bakım merkezleri, meslek edindirme amaçlı kurulan tekstil atölyeleri kapatılmış; spor müdürlüğü bünyesinde açılan tüm kurslar, engelli ve gençlere yönelik yapılan sosyal projeler iptal edilmiştir. Üniversiteye hazırlık kursları kapatılmış, kültür derneklerinin faaliyetleri ve buralara verilen isimler değiştirilmiş, sosyalleşme, çocuklara ve genç nüfusa yönelik politikalar hedef alınmıştır.

-Kayyumların yaptığı ilk iş ise Türkçe ile birlikte kullanılan Kürtçe, Arapça, Süryanice tabelaları indirmek olmuştur. Kürtçe eğitim veren kreşler ve okullar masal kitapları, çocuk oyunları, resimli sözlüklerin olduğu çalışmalar, kurslar ve kütüphaneler gibi kültürel projeler iptal edilmiş, belediyelere ait kütüphanelerdeki binlerce kitap yakılarak imha edilmiştir.

-Kayyumlar Kürtlerin tarihsel, kültürel değer isimlerini taşıyan park, mahalle ve sokaklar ile kültür merkezlerinin de ismini değiştirmiştir.

-Kayyum atamalarıyla birlikte yerel yönetimlerimizde oluşturulmaya çalışılan kadın sistemi ilk hedef haline getirilmiştir. Belediyelerin 1999 yılından bugüne gerçekleştirdiği kadın çalışmaları ve kurdukları kurumlar tasfiye edilmeye başlanmıştır.

-AKP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan kayyum kent halkının kaynağını kişisel konforu için kullanmıştır. Sadece makam odasının mobilyası alımı için 750.000 TL’yi harcamıştır. 350 bin TL’ye çelik kapı ve kurşungeçirmez cam, korumalar için 250 bin TL’ye kiralık pikap harcaması gerçekleştirilmiştir.

-Mardin genelinde kayyumların atandığı tarihten günümüze ihaleler yoluyla yapılan toplam harcama miktarı 800 milyon TL civarındadır. Pazarlık usulüyle yapılan harcamanın toplam içindeki payı ise %75 civarındadır. Bu, 600 milyon TL’nin açık ihaleye çıkmadan yandaşlara peşkeş çekildiği anlamına gelmektedir.

-Kayyumlar belediyeleri hem borç batağına saplamışlar hem de ihalelerin ödemelerini kaybedeceklerini bildikleri için 31 Mart seçimleri sonrasına bırakmışlardır. Yani belediyeleri çökertmek ve bizi bu firmalarla baş başa bırakmak için yerel seçimler sonrasına bırakmışlardır”.

STÜDYO VOA

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Kammer: “Türkiye’deki ekonomik programı destekliyoruz” – 19 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG