New York Times, Amerika'nın İran'a saldırma konusunda yön değiştirmesinin müttefikleri şaşırttığını kaydediyor. Gazete, bazı ülkelerin İran'a saldırma planını boş bir tehdit, bazılarınınsa kurnazca hazırlanmış bir risk planı olarak gördüğünü yazıyor. Habere göre Başkan Trump'ın Amerika'ya ait insansız hava aracını düşürdüğü gerekçesiyle geçtiğimiz Perşembe günü İran'a saldırı emri verip saldırının yapılmasına dakikalar kala emri geri çekmesi, Trump'ın karar alma mekanizması hakkındaki küresel şüpheleri yoğunlaştırdı. İran hükümetiyle yaşanan rehine krizi sırasında İngiltere'nin Washington Büyükelçisi olan Nigel Sheinwald, Trump'ın karar almadaki tutarsız tavrının Amerika'nın gerek müttefik gerekse düşmanlarının yaşadığı kafa karışıklığını daha da arttırdığını söylüyor. Eski Büyükelçi Sheinwald ayrıca Amerika'nın güç kullanma konusunda yaşadığı kararsızlığın da Amerikan tarihi boyunca sık sık rastlanılan bir durum olduğunu kaydediyor. Habere göre Batılı liderler, Perşembe gecesinden bu yana Başkan Trump'ın İran'a saldırı konusundaki karar değişikliğine temkinli tepki gösterdi, ancak eleştirel yaklaşımlarını kontrol altında tuttu. Geçen hafta İran'a bir temsilci gönderen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, hem Amerika hem de İran'ı ”mantıklı düşünmeye, gerginliği azaltmaya ve müzakereye” davet etti. İngiltere Hükümeti de İran'a bir bakan gönderdi ve diyalog çağrısı yaptı. İngiliz Hükümeti gibi Trump'ın İran politikasına karşı olan İngiliz parlamenter Crispin Blunt, Trump'ın alışılmışın dışındaki karar alma tarzının günü kurtardığını kaydetti. Gazete, karar ani karar değişikliğinin en çok Trump'ın alışılageldik güvenilmez davranışlarının bir devamı olduğu şeklinde algılandığının altını çiziyor.
Wall Street Journal ise Başkan Trump'ın İran'a yönelik yaptırımları sıkılaştırma planı yaptığını yazıyor. Gazete, Avrupalı diplomatların gerginliği bertaraf etme çabası yürütürken yeni yaptırımların Tahran'a diz çöktürme ve müzakereye zorlama amacı taşıdığını kaydediyor. Başkan Trump, NBC Televizyonu'na yaptığı açıklamada, İran'a yönelik dev yaptırımları devreye soktuklarını, şimdiyse yaptırımları arttırmaya devam edeceklerini söyledi. Habere göre İran, Trump ve diğer ülke liderlerini Washington'un mali ve ekonomik ambargosunu hafifletmeye ikna edeceğini umuyordu. Bazı Amerikalı yetkililere ve uzmanlara göre İranlılar, Trump'ın İran'la doğrudan savaşa girmeye hiç sıcak bakmadığını, bu nedenle yeni yaptırımların hızını keseceğini, küresel yaptırımları yumuşatacağını, nükleer güç ve güvenlik konusunda Amerika'nın taleplerinden ödün vereceğini düşünüyordu. Ancak ekonomik baskıyı arttırma kararı, Trump'ın yaptırımlar yoluyla herhangi bir çatışmayı tetiklemeden İran'ı müzakere masasına oturtma niyetinde olduğunu gösteriyor. Öte yandan Batılı diplomatlar, Japonya'da yapılacak G-20 zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Başbakanı Merkel'in Trump'ı ekonomik baskıyı yoğunlaştırmama konusunda uyarmasını bekliyor. Öte yandan Amerika, İran'a karşı yumuşamadığının bir göstergesi olarak İran'ın istihbarat birimlerine siber operasyonlar düzenledi. Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ise İsrail ziyareti sırasında Trump'ın askeri saldırı planını geri çekmesinin zayıflık işareti olarak algılanmaması gerektiği uyarısında bulundu.
Wall Street Journal bugün ayrıca tahvil gelirindeki düşüşün ekonomide yaşanan rahatsızlığa işaret ettiğini bildiriyor. Gazete, piyasalardan gelen karmaşık mesajların küresel mali politikaları belirleyenler üzerindeki baskıyı arttırdığını kaydediyor. Habere göre geçtiğimiz ilkbahar aylarından bu yana tahvil gelirlerindeki küresel çaplı sert düşüş, dünya ekonomisinin yıllar sonra normal para politikalarına geri dönüşü destekleyecek kadar güçlü olacağı şeklindeki beklentileri boş çıkarıyor. Tahvil gelirlerindeki düşüş, yatırımcıların ekonomik gerileme beklentisinin bir göstergesi. Merkez bankalarıysa buna karşılık vermek için araya girmek ve faiz oranlarını düşürmek mecburiyetinde kalabilir. On yıllık tahvil gelirleri geçtiğimiz hafta Almanya ve Fransa'da rekor seviyede düşerken Amerika'da 2016'dan bu yana ilk kez yüzde 2'nin altına düştü. Gazeteye göre tahvil gelirindeki düşüşün nedenlerinden biri yaşlanan demografik yapı ve zayıf verimliliğin olumsuz yönde etkilediği küresel ekonominin, on yıl süren zayıf büyüme döneminin zincirlerini henüz kıramamaması.