Erişilebilirlik

4 Haziran Amerikan Basınından Özetler


4 Haziran Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:07 0:00

Washington Post, Başkan Trump'ın İngiltere'ye yaptığı resmi ziyaretle ilgili ayrıntı ve yorumlara yer veriyor. Gazete, Trump'ın, ziyaret sırasında, kendisini başkanlık koltuğuna taşıyan milliyetçi dinamiklerin İngiltere'deki benzerinin sonucu olduğunu söylediği Brexit'le fazla ilgilenmediğinin altını çiziyor. Habere göre Trump, Brexit yerine örneğin Twitter üzerinden Londra Belediye Başkanı'na saldırdı ve Sadık Han'ı ”ezik” olarak tanımladı. Gazete, Trump'ın yurtdışı ziyaretlerinin genellikle aynı örgüyü izlediği yorumunda bulunuyor. Buna göre Trump, ziyaret edeceği ülkeye gitmeden önce o ülkedeki siyasi gündemle ilgili olarak tartışma yaratacak yorumlar yapıyor. Ziyareti sırasında bu görüşleri arka plana iten Başkan, ziyaret ettiği ülkeden ayrıldıktan sonra da tartışmalı sözlerine kaldığı yerden devam ediyor. Londra'daki University College'den siyaset uzmanı Brian Klass, Trump'ın yurtdışı gezilerinde de yurtiçi temasları gibi belirli bir stratejisi olmadan hareket ettiğini ve karmaşa yarattığını kaydediyor. Washington Post'un bugünkü baş yazısı da Trump'ın İngiltere ziyaretine ayrılmış. Gazete, Trump'ın ziyaretinin, Amerika ve İngiltere arasındaki ”özel ilişki” açısından bir ”dibe vuruş” olarak hatırlanacağını vurguluyor. Yazıya göre ziyaret, İngiltere'nin talihsiz başbakanı Theresa May'in görevden ayrılmadan önceki son yanlış hesabı olarak algılanabilir. Geçen ay başbakanlıktan istifa eden May, yakından görevden ayrılacak olmasına rağmen yine de Trump'ı İngiltere'ye davet etmişti. Trump böylelikle resmi devlet ziyareti statüsüyle İngiltere'de ağırlanan üçüncü Amerikan başkanı oldu. Ancak gazete, May'in iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme fırsatı olarak tanımladığı ziyaretin, tam tersine, Amerika'nın en yakın müttefikiyle arasını açmaya neden olacağı yorumunda bulunuyor. Onbinlerce İngiliz'in ziyareti protesto etmesi, İşçi Partisi'nin Kraliçe Elizabeth'in Trump onuruna verdiği yemeği boykot etmesi, bunun kanıtları. Gazete yine de güçlü kültürel ve ekonomik bağları olan iki ülkenin güvenlikle ilgili çıkarlarının örtüşmesinin ikili ilişkileri ayakta tutacağını kaydediyor.

Washington Post bugün ayrıca Kongre'deki üst düzey Cumhuriyetçi Partili üyelerin Trump Yönetimi'nin ticaret politikalarına yönelik olumsuz tavrını ele alıyor. Habere göre Kongre'deki Cumhuriyetçiler, Başkan Trump'ın Meksika'ya ek gümrük tarifesi uygulama planını engelleme girişiminde bulunmayı gündeme getiriyor. Trump'ın Amerika'nın serbest ticaret anlaşması yaptığı Meksika'ya gümrük tarifesi uygulama planı, Başkan'ın sınırda acil durum ilan ettiği kararnamesine dayanıyor. Ancak yasalar, Kongre'ye, itiraz kararı geçirerek acil ulusal güvenlik kararını geri çevirme yetkisi tanıyor. Gazeteye göre böyle bir oylama, Cumhuriyetçi Parti'nin göreve başlamasından bu yana Trump'a karşı sergilediği en sert tavır olabilir. Oylama ayrıca sınır duvarı için ayrılan milyarlarca dolarlık ödeneğin kullanılmasını de engelleyebilir. Gazete, Kongre'nin benzer bir oylamayı, Trump'ın duvar inşaatı fonlarını yeniden düzenlemesi üzerine Mart ayında yaptığını, ancak Başkan'ın bunu veto ettiğini hatırlatıyor. Ancak Trump'ın son gümrük vergisi tehditlerinin kaygılandırdığı Kongre, acil ulusal durumu geçersiz kılmak için veto edilemeyecek çoğunluğun katıldığı ve ”evet” dediği bir oylama yapabilir. Bu da hem duvar inşaatı ödeneğinin, hem de yeni gümrük vergilerinin önünü kesebilir. Birçok Cumhuriyetçi kongre üyesi Trump'la çekişmeye girmek istemese de bazıları, yeni gümrük tarifelerinin Amerikan firma ve tüketicilerine zarar vereceği gerekçesiyle böyle bir adım atmaya istekli olduğu gözleniyor. Kongre'deki Cumhuriyetçiler'in yapacağı böyle bir hamle, parti içinde olağanüstü bir ayrışmanın göstergesi olarak yorumlanır.

Wall Street Journal ise Amerikan ekonomisindeki büyümenin bu ay onuncu yılını doldurarak bir dönüm noktasına eriştiğini, ancak ticaret savaşları, faiz oranlarına ilişkin olası hatalı uygulamalar ve giderek büyüyen bütçe açığı gibi meselelerin büyüme önünde tehdit oluşturduğunu yazıyor. Gazete, Amerikan ekonomisindeki büyümenin 1990'lı yıllardaki büyümeden sonra kayıtlara geçen en uzun soluklu büyüme olduğunun altını çiziyor. Habere göre birçok iktisatçı, büyüme eğiliminin devam edeceği yorumu yapsa da Çin ve Meksika'yla yönelik ek gümrük tarifelerinden kaynaklanan ticari çekişmeler, iş dünyası ve yatırımcı güven endeksinde gerilemeler, ekonomik büyümeyi tehlikeye sokabilir. Öte yandan bütçe açığındaki genişleme nedeniyle mali politikalar da zor durumda kalabilir. Habere göre 2009 ortasında başlayan ekonomik büyüme dönemi sırasında 20 milyondan fazla insana istihdam sağlandı. Amerika'da hane halkı geliri ise 47 trilyon dolar arttı. Ancak gazete, ekonomik büyüme döneminin uzun yıllara yayılmasına karşın büyüme hızının düşük olduğunu, işsizlik oranının düşmesinin yıllar aldığını, kalifiye olmayan işçilerinse ekonomik büyümenin faydalarını sadece son birkaç yılda gördüğünü kaydediyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Amerikan ekonomisindeki büyüme eğilimlerinin ortalama süresinin 58 olduğu görülüyor. Ancak başka birçok ülkede bu eğilimin süresi çok daha uzun olabiliyor. Örneğin Avustralya ekonomisi son 28 yıldır büyürken Fransa, Almanya, Hollanda, Norveç, Güney Kore, İrlanda ve Çin ekonomilerindeki büyümenin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana farklı dönemlerde 15 yılı aştığı biliniyor.

XS
SM
MD
LG