NEW YORK —
New York’ta yaşayan göçmenler, giderek daha büyük bir ekonomik güç haline geliyor. New York Belediyesi’ne göre göçmenler, kent nüfusunun yüzde 40’ını oluşturuyor.
New York Göçmenlik Sorumlusu Nişa Agarwal’a göre, kentteki üç milyon göçmen, Amerika’nın üçüncü büyük kentini oluşturacak sayıda.
“New York, göçmeni bol bir kent. Birçok göçmen, okula gidiyor. Ekonomimizin her kademesine, her meslek kolunda destek veriyor. Sadece ailelerine destek olmakla kalmıyor, aynı zamanda bütün kente katkıda bulunuyorlar.”
Yeni bir araştırmaya göre, göçmenleri yoksulluk ve suç işleme eğilimiyle özdeşleştiren genel algı, gerçek bir yanılgı.
Araştırma, 1990-2010 yılları arasındaki göçmenlik istatistiklerini ve farklı semtlerden toplanan polis raporlarını inceledi. Bu yıllar arasında ekonomi ve hayat kalitesi, özellikle sorunlu mahallelerde büyük gelişim gösterdi. Araştırmanın yazarı Jacob Vigdor:
“Göçmenlerin bu bölgelere yerleşmesinin nedeni, bütçelerine uygun olması. Göçmenler, yaşadıkları mahallelere istikrar getiriyor. Boş konut sayısı azalıyor, harabe halindeki konutlar bakım ve onarımdan geçiyor. Bu da suç oranının düşmesi anlamına geliyor.”
Harvard Üniversitesi sosyal politika profesörü Robert Sampson’a göre Amerika’ya gelen göçmenler hem çok çalışmaya yatkın, hem de suç işleme olasılıkları daha düşük.
“Amerika’ya niye gelirsiniz? Elbette ki onlar da çalışmak, kazanç sağlamak, atılım yapmak, çocuklarını yetiştirmek, kısacası kendi toplumlarını oluşturmak için geliyorlar.”
Göçmen girişimciler kentin büyümesine de katkıda bulunuyor. Göçmenlik uzmanı Kate Brick, göçmenlerin, Amerikalılar’ın yapmak istemediği işlerde çalıştıklarını hatırlatıyor.
“Göçmenler, tarım, hizmet ve üretim sektörlerindeki yükün önemli bölümünü sırtlıyor. Ayrıca Amerika’ya gelen göçmenler büyük farklılıklar gösteriyor. Düşük ücretli işlerde çalışanların yanısıra aralarında teknoloji, mühendislik, bilim ve tıp alanlarında faaliyet gösteren son derece parlak beyinler de var.”
Jacob Vigdor’a göre, sokak satıcısı ya da bebek bakıcısı olarak çalışan kaçak göçmenler bile geçimlerini sağlayabiliyor.
“Alışveriş yaptığınızda satış vergisi ödüyorsunuz. İster kiralık olsun ister kendi eviniz, oturduğunuz konutun emlak vergisinin ödenmesi gerekiyor. Her belediye için satış ve emlak vergileri, en önemli gelir kaynaklarıdır.”
Göçmenler ve New York ekonomisi üzerine yapılan bu araştırma, diğer kentlerin de göçmenlere kucak açmasını sağlama yolları bulmak için kullanılacak.
New York Göçmenlik Sorumlusu Nişa Agarwal’a göre, kentteki üç milyon göçmen, Amerika’nın üçüncü büyük kentini oluşturacak sayıda.
“New York, göçmeni bol bir kent. Birçok göçmen, okula gidiyor. Ekonomimizin her kademesine, her meslek kolunda destek veriyor. Sadece ailelerine destek olmakla kalmıyor, aynı zamanda bütün kente katkıda bulunuyorlar.”
Yeni bir araştırmaya göre, göçmenleri yoksulluk ve suç işleme eğilimiyle özdeşleştiren genel algı, gerçek bir yanılgı.
Araştırma, 1990-2010 yılları arasındaki göçmenlik istatistiklerini ve farklı semtlerden toplanan polis raporlarını inceledi. Bu yıllar arasında ekonomi ve hayat kalitesi, özellikle sorunlu mahallelerde büyük gelişim gösterdi. Araştırmanın yazarı Jacob Vigdor:
“Göçmenlerin bu bölgelere yerleşmesinin nedeni, bütçelerine uygun olması. Göçmenler, yaşadıkları mahallelere istikrar getiriyor. Boş konut sayısı azalıyor, harabe halindeki konutlar bakım ve onarımdan geçiyor. Bu da suç oranının düşmesi anlamına geliyor.”
Harvard Üniversitesi sosyal politika profesörü Robert Sampson’a göre Amerika’ya gelen göçmenler hem çok çalışmaya yatkın, hem de suç işleme olasılıkları daha düşük.
“Amerika’ya niye gelirsiniz? Elbette ki onlar da çalışmak, kazanç sağlamak, atılım yapmak, çocuklarını yetiştirmek, kısacası kendi toplumlarını oluşturmak için geliyorlar.”
Göçmen girişimciler kentin büyümesine de katkıda bulunuyor. Göçmenlik uzmanı Kate Brick, göçmenlerin, Amerikalılar’ın yapmak istemediği işlerde çalıştıklarını hatırlatıyor.
“Göçmenler, tarım, hizmet ve üretim sektörlerindeki yükün önemli bölümünü sırtlıyor. Ayrıca Amerika’ya gelen göçmenler büyük farklılıklar gösteriyor. Düşük ücretli işlerde çalışanların yanısıra aralarında teknoloji, mühendislik, bilim ve tıp alanlarında faaliyet gösteren son derece parlak beyinler de var.”
Jacob Vigdor’a göre, sokak satıcısı ya da bebek bakıcısı olarak çalışan kaçak göçmenler bile geçimlerini sağlayabiliyor.
“Alışveriş yaptığınızda satış vergisi ödüyorsunuz. İster kiralık olsun ister kendi eviniz, oturduğunuz konutun emlak vergisinin ödenmesi gerekiyor. Her belediye için satış ve emlak vergileri, en önemli gelir kaynaklarıdır.”
Göçmenler ve New York ekonomisi üzerine yapılan bu araştırma, diğer kentlerin de göçmenlere kucak açmasını sağlama yolları bulmak için kullanılacak.
