Erişilebilirlik

‘Türkiye Tarihinin En Ağır Yargı Krizini Yaşamaktadır’


Geçtiğimiz hafta Salı günü Gezi davasında tüm sanıkların beraatine karar veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını açıkladığı gün aralarında İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa gibi en çok avukata sahip 25 baro yazılı bir açıklama yaparak yürütmenin yargıya müdahalesinin artık kabul edilemez boyutlara ulaştığını belirtti.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında iddianameye konu olan telefon dinleme tapelerinin ‘yasak delil’ olduğunu dile getirirken incelenen MASAK (Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Mali Suçları Araştırma Kurulu) raporlarında Osman Kavala’nın Gezi direnişinin finansörü olduğuna dair bir delil bulunmadığını belirtti.

Soyadını “Eren” olarak değiştiren Murat Pabuç’un beyanı ‘‘somut ve elle tutulur’’ bulunmadı

Savcılık makamının ana tanığı konumunda olan Murat Pabuç’un ismi ise gerekçeli kararda Murat Eren olarak geçti. İddianamenin hazırlık aşamasında Murat Eren adıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade veren tanık, 25 Aralık 2019’da avukatların alınmadığı ikinci ifadesinde yine Murat Pabuç adıyla ifade vermesine rağmen daha önceki tarihte ismini Murat Eren olarak değiştirdiği ortaya çıkmıştı.

Gezi direnişi sırasında Osman Kavala tarafından düzenlenen bir toplantıda gaz maskeleri dağıtıldığını iddia eden Eren’in bu beyanı mahkeme tarafından ‘‘somut ve elle tutulur’’ olarak değerlendirilmedi.

Beraat edenlere yeni dava açılacak, duruşmaya katılmayan sanıklar hakkındaki iddialar devam ediyor

Kararda, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mücella Yapıcı, Mine Özerden, Osman Kavala, Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Çiğdem Mater ve Yiğit Ekmekçi hakkında ‘‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’’na muhalefet suçlamasıyla suç duyurusunda bulunulmasına hükmedildiği belirtilirken yurtdışında bulunan diğer sanıklar Pınar Alabora, Memet Ali Alabora, Hikmet Germiyanoğlu, Meltem Arıkan ve Gökçe Tüylüoğlu’nun ‘‘şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçundan yakalamalı olarak arandığı’’ da ifade edildi.

Osman Kavala hala cezaevinde

Bu arada mahkemenin tahliyesine karar verdiği Osman Kavala, 11 Ekim 2019’da resen tahliye edildiği bir 15 Temmuz soruşturması kapsamında çıkartılan bir gözaltı kararı sonrası cezaevinden çıkar çıkmaz gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmüş, bir gün sonra da savcıya ifade vermeden mahkeme tarafından tutuklanmıştı.

Kavala’nın tutuklanma gerekçesi olarak ABD Dışişleri Bakanlığı eski görevlisi Henri Barkey ile 27 ve 30 Haziran tarihlerinde görüşme yapması yazılırken Barkey, Kavala ile görüştüğü iddialarını reddetmişti.

‘‘HSK, mevcut yapısıyla tamamen siyasileşmiş, bağımsız yargıçlar üzerine baskı mercii halini almıştır’’

İzmir'de Ege, Akdeniz, Marmara Genişletilmiş Baro Başkanları Toplantısı'na katılan 25 baro, yedi maddelik sonuç bildirgesinde Hakimler Savcılar Kurulu’nun yargıçlar üzerine baskı kurduğu ifade edildi.

Açıklamada, ‘‘Son dönemde, kamuoyunun dikkatle takip ettiği toplumsal önemi haiz davalarda yaşanan hukuksuzluklar ve yürütmenin yargıya doğrudan müdahalesi anlamına gelecek uygulamalar kabul edilemez boyutlara ulaşmıştır. HSK, mevcut yapısıyla tamamen siyasileşmiş ve yürütmenin talimat niteliğindeki açıklamalarını görev addederek bağımsız yargıçlar üzerinde bir baskı mercii halini almıştır. Barolarımız bu duruma karşı hukuk devletini sonuna kadar savunmakta ve avukatları hukuksuzluğun şahidi konumuna indirgeyen her türlü yaklaşımı temelden reddetmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en ağır yargı krizini yaşamaktadır. Mahkemeler verdikleri kararlar sonrasında dağıtılmakta, karar veren yargıçlar hakkında henüz imzalarının mürekkebi dahi kurumadan soruşturmalar açılmakta, yargıç bağımsızlığı ilkesi her geçen gün yeni bir örnekle ihlal edilmektedir’’ dendi.

Türkiye’nin, son yıllarda yaşadığı demokrasi krizi ile dünyanın en büyük avukat hapishanelerinden biri haline geldiğini vurgulayan 25 baro, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da yurttaşların demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinde yaşamalarının garantisi olmaya devam edeceklerini söyledi.

STÜDYO VOA

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Kammer: “Türkiye’deki ekonomik programı destekliyoruz” – 19 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG