Erişilebilirlik

Gezi Davası Sanığı Atalay: 'Türkiye Artık Bir Hukuk Devleti Değil'


Çizim Tarık Tolunay
Çizim Tarık Tolunay
Gezi Davası Sanığı Atalay: 'Türkiye Artık Bir Hukuk Devleti Değil'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:54 0:00

24 Haziran 2019’da ilk duruşması yapılan Gezi davasının 6. duruşması 18 Şubat’ta Silivri’de görülecek.

Duruşma savcısı, 6 Şubat’ta verdiği esas hakkında mütalaada Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Yiğit Aksakoğlu hakkında ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi için de 20 yıla kadar hapis talebinde bulunuldu.

Davanın tek tutuklu sanığı, Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala.

Osman Kavala 28 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Dünya İnsan Hakları Günü’nün kutlandığı 10 Aralık 2010’da verdiği kararla tahliyesini istediği Kavala, 839 gündür tutuklu.

VOA Türkçe’ye konuşan davanın tutuksuz sanıklarından Avukat Can Atalay, 18 Ekim 2017’den beri tutuklu olan Kavala’nın tutukluluğunun AİHM’in verdiği karara rağmen devamının hukuk içinde izah edilemeyeceğini söyledi.

Atalay, ‘‘Kavala’nın tutukluluğu siyaseten bir mana ifade ediyor. Kavala ile aynı düşünmeyebilirsiniz, benzer şekilde dünyaya bakmayabilirsiniz fakat bu dosya kapsamında Kavala ile ilgili neredeyse hiçbir şey yok. Sadece Kavala çevresine yığılan bir fanteziyle, fanteziler bütünüyle Gezi bir ‘uluslararası komplo’ olarak izah edilmeye çalışılıyor. Ama İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin Aralıktaki kararıyla birlikte Kavala’nın tahliye edilmesi bir zorunluluktur. AİHM kararının kesinleşip kesinleşmemesine ilişkin bir tartışma yoktur. Bu abesle iştigaldir. Tahliyesi, tıpkı Demirtaş gibi Türkiye’nin demokratikleşmesinin en önemli başlıklarından birisi’’ dedi.

Atalay: ‘Türkiye, artık bir hukuk devleti değil’

Atalay, savcının verdiği esas hakkındaki mütalaanın büyük ölçüde mahkeme kararına yansıyacağını düşünüyor.

Atalay, ‘‘Türkiye işkence ile delil elde edilme dönemini yaşadı. Türkiye delil uydurulması ve buna dayalı olarak kumpas davalar kurulması dönemini de yaşadı. Gezi davası, delile ihtiyaç duyulmayan bir takım hipotezlerin yeterli görüldüğü yeni yargılama düzeninin en somut işareti. İlk kez bu kadar delile dahi ihtiyaç duymadan, uydurulmuş delil dahi olmadan bir ceza yargılaması yapıldığını görüyoruz. Gezi iddianamesi, anayasal demokratik haklarını kullanan sıradan yurttaşların suçlulaştırılmasına yönelik ısrarlı bir çabanın ürünü. Gezi iddianamesi ve son esas hakkındaki mütalaa Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Fethullahçıların birlikte işledikleri en son suçtur. Suçların en yenisidir. Türkiye artık bir hukuk devleti değil. Bazen basit bir temaşa haline dönüyor yargılama faaliyetinin kendisi’’ dedi.

Atalay, delili olmayan davanın tek tanığının yazmış olduğu ‘Boyalı Bank Nöbetini Terk Etmek’ adlı kitapta ‘paranoid kişilik bozukluğu ve borderline’ gibi psikolojik sorunlar yaşadığını söyleyen ve dava sırasında ismini Murat Emir olarak değiştiren Murat Pabuç olduğunu vurguluyor.

‘Koskoca Gezi direnişinde olay bir gaz maskesi davasına geldi’

Atalay, Gezi olayları sırasında kendisinin yönettiği bir toplantıda gaz maskeleri dağıtıldığını söyleyen Murat Pabuç’un yalan söylediğini belirtiyor.

‘‘Murat Pabuç’u ben tanımıyorum. Taksim Dayanışması üyeleri Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman da tanımıyor. Bu dosya kapsamında 2013 Haziran’ından bu yana haber elemanı olarak kullanıldığı kuşkusuz. Osman Kavala ile ilgili benim bilmediğim ama mantıksal bütünlüğü olmayan hikayeler anlatıyor. Osman Kavala’yı Gezi’nin finansörü olarak işaret ediyor. Yanına kimi koyuyor finansör olarak? Mücelle Yapıcı’yı ve beni. Daha sonra bu hikayeden vazgeçiyor. Avukatların alınmadığı ifadesinde, benim yönettiğim toplantının bir aşamasında gaz maskesi dağıtıldığını kendisinin de bunu aldığını söylüyor. Böyle bir şey olmadı. Olsaydı da söylerdim. Koskoca Gezi direnişinde olay bir gaz maskesi davasına geldi. Cebir ve şiddeti gaz maskesiyle tamamlamaya çalışıyor savcılık ve korkarım mahkeme. Gaz maskesi haksız insafsız polis şiddetine karşı insanların vücut bütünlüklerini korumak için kullandıkları basit bir materyaldir. Bununla ne cebir ve şiddet unsurunu tamamlayabilirler ne de başka bir şeyi.’’

'Ali İsmail Korkmaz’ın katili, cinayet sırasında ayağı incindi diye duruşmaya dahil edildi, biz buna boyun eğmeyiz'

Atalay, Gezi sürecinde Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne sebebiyet verdiği için 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ihraç edilen eski polis Mevlüt Saldoğan’ın davaya dahil edilmesini de eleştirirken, Gezi’de yaralanan yaklaşık 5000 kişinin polisler hakkındaki şikayetleri ile ilgili, yargının hiçbir işlem yapmadığını dile getirdi.

Atalay, ‘‘Cuma gecesi saat 22.30 sularında telefonum çaldı, açtım. ‘Abi, ben Okan’ dedi. ‘Hangi Okan?’ diye sordum. Berkin Elvan vurulduğunda uzun süre hastanede yattı ya; onun oda arkadaşı. ‘Salı günü duruşmaya gelemeyeceğim abi’ dedi. Tekrar kafasından ameliyat olacak. Bu çocuk ölmedi diye adı hiçbir yerde geçmiyor. Fakat ölenlerden birinin Ali İsmail Korkmaz’ın katilinin cinayet sırasında ayağı incindi diye bu mahkeme onu şikayetçi olarak kabul ediyor. Ben mahkemenin hata yaptığını düşündüm. Sehven yaptığını düşündüm. Ama mahkeme ısrarla devam etti. Tabii ki bizim de bir ahir ömrümüz var. Ama biz buna boyun eğmeyiz. Teslim olmayız biz buna’’ dedi.

İmamoğlu: ‘Gezi davası yargısız infaz gibi, Tayfun Kahraman ve arkadaşlarının yanındayım’

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da, yanında Gezi davasında 20 yıl hapsi istenen İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel Risk Yönetimi Başkanı Tayfun Kahraman olduğu halde yaptığı açıklamada, Gezi döneminde kendisinin de Gezi Parkı’na geldiğini söyledi.

İmamoğlu, ‘‘Özellikle benim yol arkadaşım Tayfun Kahraman da o sürecin önemli isimlerindendi. Şehir Plancıları Odası’nın İstanbul Şube Başkanlığı’nı yapıyordu. Biz o zamandan da tanışıyorduk. O dönemde Sayın Cumhurbaşkanı olsun, diğer bakanlarla olsun yan yana oturup süreci çözme konusunda fedakarca çalıştı. Ne acıdır ki, böyle özgür alanların güzelleşmesi için mücadele eden insanlar bugün yargılanıyor. Onlarca yıl mahkumiyet talep ediliyor. Biz buna da karşıyız. Bu yargısız infaz gibi aslında. Ne kadar yargı gibi gözükse de yargısız infaz gibi. Tayfun Bey ve diğer arkadaşların yanındayım’’ dedi.

CHP’li Salıcı: ‘Gezi davası siyasi davadır’

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de Salı günkü davayı çok sayıda milletvekili ve parti yöneticisi ile birlikte izleyecek.

Gezi döneminde CHP İstanbul İl Başkanı olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salısı, ‘‘Gezi Davası'nın yarın duruşması yapılacak. Gezi Davası bir siyasi davadır. Genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz dava salonunda bulunacak. Gezi protestoları bir hak arama süreciydi. Ben de Gezi'deydim. Birlikte olabilmenin dayanışmanın güzelliğini yaşayabilmek için, yaşadığım şehir beton şehre dönmesin diye orada bulunduk’’ dedi.

Davutoğlu Gezi davasından çekildi mi?

Gezi olayları sırasında dışişleri bakanı, sonrasında başbakan olarak görev yapan ve Gezi davasında müşteki olarak yer alan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun davadan çekildiği iddia edildi.

Davadan bir gün önce Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün’ün ‘‘Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen terör suçları kapsamında, yetkili ve görevli Cumhuriyet Savcılıkları'nca yürütülen, Sayın Genel Başkanımızın mağdur ve davaya katılan sıfatıyla bizatihi takipçisi olduğu, başta PKK, FETÖ, DAEŞ terör örgütleriyle bağlantılı dosyalar ile Pelikan gibi illegal organize yapıların işlemiş oldukları kamusal suçlar haricindeki, şahsına yönelik işlenen ve kamusal nitelik taşımayan, başta hakaret olmak üzere ceza davası dosyalarından bir daha tekerrür etmemesi dileğiyle feragat etmiştir. Derdest olan davaların da takipçisi olmayacağı gibi, henüz takibata uğramamış olanlar için de şikayetçi olmayacaktır’’ şeklindeki açıklaması siyasi yorumcular tarafından eski başbakanın davadan çekilmesi olarak yorumlandı.

Ancak Davutoğlu, konuyla ilgili net bir açıklama yapmadı.

STÜDYO VOA

Uluslararası yatırımcılar Türk ekonomisinden güvence bekliyor – 17 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:50 0:00
XS
SM
MD
LG