Almanya’da başta iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı olmak üzere güvenlikle bağlantılı kurum ve siyasetçiler, ülkeden Suriye ve Irak’taki aşırı İslamcı gruplara katılanların sayısının arttığını belirtiyor.
Almanya'dan terör eğitimi almak ve savaşmak için bölgeye giden gençlerin sayılarının 700 kadar olduğu tahmin ediliyor. Bunların yaklaşık üçte birinin Almanya’ya geri döndüğü belirtiliyor.
Uzmanlar tehlikenin Almanya'ya da sıçrayacağı endişesini taşıyor ve savaş deneyimi kazanarak geri dönenleri ‘potansiyel tehdit oluşturan bir grup’ olarak tanımlıyor.
İstihbarat birimleri Almanya’da radikal İslamcı çevrelerden terör saldırılarına karışabileceği düşünülen yaklaşık 300 kişi bulunduğundan yola çıkıyor.
Polis iki hafta önce Frankfurt yakınlarındaki Oberursel kentinde, terör saldırısı yapmayı planladıkları iddia edilen biri Alman vatandaşı iki Türkiye kökenliyi yakalamış, bombalı saldırı planının son anda engellediğini açıklamıştı.
Ülkede radikal İslamcı gruplara yönelik istihbarat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor, parlamento ise bundan bir süre önce cihatçıların kriz bölgelerine gidişini engellemeyi amaçlayan yeni terörle mücadele yasa tasarısını kabul etti. Ancak konunun uzmanları alınan önlemlere paralel, gençleri IŞİD gibi radikal örgütlere katılarak cihada sürükleyen nedenlerin üzerinde daha fazla durulması gerektiğini vurguluyorlar.
Hristiyan Demokratik Birlik Partisi (CDU) Federal Milletvekili ve Birlik Partileri Meclis Grubu Uyum Politikaları Sorumlusu Cemile Giousouf’a göre, Suriye ve Irak'ta savaşan radikal İslamcılar arasında Almanya'dan gidenleri ailevi, sosyal ve kişisel etkenler tetikleyebiliyor. Giousouf’a göre gençlerin radikalleşme sürecinde Müslüman kamuoyunda daha yoğun hassasiyetin oluşturulması gerekiyor.
Radikal İslam’ı temsil eden Selefiler’e karşı somut adımlar atılmaya başlandığını söyleyen CDU Federal Milletvekili Cemile Giousouf, bu tarz grupların Alman toplumu içinde ayrımcılığa maruz kalan, hayal kırıklığı yaşayan gençleri kandırmada hala çok başarılı olduğunu belirtiyor.
Polisiye ve hukuki önlemlerin alınması, ama sorumluluğun sadece bürokrasiye emanet edilmemesi gerektiğini savunan Cemile Giousouf, camilere ve Müslüman toplumuna çok önemli bir iş düştüğünü söylüyor ve gençlerin sağlıklı bir Müslüman benliğe kavuşması için daha fazla angaje olmalarını talep ediyor.
Konuyla ilgili son zamanlarda yapılan tüm analizlerde aşırı gruplar içine düşen göçmen gençlerin, ailelerin ihmal ettiği, düzenli aile hayatı olmayan, şahsiyet ve sosyal adaptasyon sorunu yaşayan, okulda başarısız ve bunun sonucu olarak iş ve meslek yeri bulamayanlardan oluştuğuna dikkat çekildi.
Birlik Partileri Meclis Grubu Uyum Politikaları Sorumlusu Cemile Giousouf da anne ve babaların gençlerin cihada katılımını engellemek için gerektiğinde güvenlik birimleri ve piskologlara danışması gerektiğini ifade ediyor.
