Erişilebilirlik

'Orwell’in 1984’ü Türkiye’de Gerçek Oldu'


Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sekiz ay önce internet ortamındaki her adımı denetleyecek yasal düzenlemenin içeriğinin, Anayasa’ya ve insan haklarına aykırı olması nedeniyle değişmesini sağlamıştı. Şimdiyse düzenleme orijinal haliyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla hayata geçirildi. Türkiye’de artık yargı kararı olmaksızın hükümete doğrudan bağlı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, internete erişimi kesebilecek ve vatandaşlarca yapılacak her tıklamayı Milli İstihbarat Teşkilatı izleyebilecek.

İngiliz yazar George Orwell, 1948’te yazdığı ‘1984’ adlı romanıyla hükümet eliyle her şeyin kontrol edildiği bir toplum tasvir etmişti. Şimdi Orwell’ın bilim-kurgu romanındaki gibi Türkiye’de yasa uyarınca vatandaşlarca internette yapılacak her tıklama-işlem, kayıt altına alınacak.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) yetkilerini genişleten yasal düzenlemeye göre, Türkiye’deki tüm internet trafiği, ‘özel hayat’ ve ‘mahremiyet’ haklarına aykırı olarak hükümet kontrolünde saklı tutulacak. Bu kayıtları Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de sınırlı süre şartıyla ‘internet servis sağlayıcıları’ saklıyordu. Artık internet verilerini saklama işi TİB ve dolayısıyla da TİB’den ne zaman hangi bilgiyi isterse alma hakkına sahip Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) ellerine teslim edildi. Anımsanacağı üzere, geçtiğimiz aylarda yapılan yasa değişikliğiyle, MİT’e tüm kamu kurumlarından yargı kararı olmaksızın bilgi alabilme yetkisi verilmişti.

Yasal düzenleme ile ayrıca TİB Başkanı’na yargı kararı olmaksızın “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi” ifadesiyle oldukça muğlak gerekçelerle, dolayısıyla da hükümet talimatıyla re’sen internette erişim engelleme yapma yetkisi tanındı.

lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:39 0:00
Linki indirmek için

Ankara Barosu: ‘Türkiye’de artık hukuk yok’

İnternet ortamına ilişkin yasal değişiklerin yakından takipçisi Ankara Barosu Bilişim Kurulu Başkanı Nihad Karslı , Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, süreci sert sözlerle değerlendirdi. Karslı, şunları dile getirdi:

“Türkiye’de artık hukuk yok. Türkiye’de faşizm var. O yüzden de bazı kavramları hukuk içerisinde değerlendirmek mümkün değil. Cahil bir faşist iktidar var ve bu cehalet yüzünden yasalarla sürekli oynuyor. Bu yasal düzenleme Anayasa’ya aykırı ve hukuk normları ile insan haklarına aykırı. Eğer normal süreç işlerse Anayasa Mahkemesi’nin bu yasal düzenlemeyi iptal etmesi gerekir. CHP bu işi takip ediyor, önceki düzenlemeler gibi bunu da Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini tahmin ediyoruz. Eğer götürmezlerse elbette bizler bireysel başvuru hakkı ile Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz. Türkiye’de artık internet özgürlüğü kalmamıştır. Son düzenleme ile eğer farklı bir bağlantı yöntemi uygulamamışsanız tüm internet faaliyetleriniz kayıt altına alınacaktır. Dünyadaki diğer baskı rejimlerde olduğu gibi kayıt edilecektir.”

George Orwell’ın kurgusuyla da Türkiye’deki mevcut durumu karşılaştıran Karslı, ‘Orwell bunu yazdığında yasal olarak böyle bir şey yapılabileceğini söylememiştir. Ama Türkiye’de bu noktaya yasayla gelindi. Ama internete yönelik bu kısıtlamalar nedeniyle halkımız bilişim okur-yazarlığını tersinden öğrendi. Manav vatandaşımız bile proxy bağlantı kullanabiliyor. Sıradan vatandaş hacker dahi olabiliyor. Belki bunun böyle bir faydası olur ki, yasağa karşı halkımız internete farklı şekillerde bağlanır’ dedi.

Peki süreç nasıl gelişti?

Hükümet, 5651 sayılı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da ciddi değişiklikler getirecek yasa hükümlerini, geçen Ocak’ta TBMM’ye sunmuştu. Düzenleme, TİB Başkanı'na re'sen erişim engelleme yetkisi verilmesi gibi internet ortamına sansür anlamında yeni yasal kısıtlamalar getirdiği için kamuoyunda ve muhalefette tepkiye neden olmuştu. Türkiye'de yolsuzluk soruşturmaları çerçevesinde internet aracılığıyla kamuoyuna paylaşılan ses ve görüntü kayıtları ile Gezi Parkı protestoları gibi sosyal medyada örgütlenen toplumsal muhalefeti engelleyeceği gerekçesiyle yasal düzenlemeye itirazlar gelmişti.

Tüm itirazlara rağmen hükümetin isteğiyle 126 maddelik tasarıdaki 16 maddelik internet düzenlemesi, Meclis'te 6 Şubat'ta yasalaşmıştı. Bunun üzerine gözler o dönemki Cumhurbaşkanı Gül'e çevrilmiş ve Çankaya Köşkü'ne, 10 Şubat'ta 6518 sayılı torba yasa olarak gönderilen düzenleme için kısmi veto yetkisini kullanması çağrısı yapılmıştı. Kendisi de aktif sosyal medya kullanıcısı olduğu için Gül’ün, bugüne kadar yöneticisi, kurucusu olduğu AKP'ye ve dolayısıyla da mevcut hükümete karşı veto yetkisini kullanıp kullanmayacağı tartışması yaşanmıştı.

Gül engelledi

O dönemde, AKP, yerel seçimler arifesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasındaki 'birlik' görüntüsünü zedelenmemek amacıyla harekete geçti. Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, 18 Şubat'ta, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği iki önemli husus söz konusuydu. İnternet trafik bilgisi tanımını gözden geçirdik ve o tanımı daralttık. TİB Başkanlığı, trafik bilgilerine herhangi bir şekilde ihtiyaç duyuyorsa alabilmesi için mahkeme kararı şartı aranacak” açıklaması yaptı. Hükümet, internet ile ilgili yasalaştırdığı ve o dakikalarda henüz Köşk onaylamadığı için yürürlüğe girmemiş olan yeni düzenlemeyi sadece 12 gün sonra değiştireceğini ilan etmiş oldu. Sonuçta Gül, veto yetkisini kullanmaksızın kısa sürede yasa değişikliği yöntemiyle Hükümet’in internete ilişkin yasayı hayata geçirmesini durdurdu.

Erdoğan hayata geçirdi

Öyle görünüyor ki, Erdoğan o dönem Gül’ün internette hükümet kontrolüne karşı çıkmasını hiç unutmadı ve kendisi 12.Cumhurbaşkanı görevine başlar başlamaz, internet ile ilgili yasal düzenleme Şubat ayındaki ilk haliyle yeniden TBMM gündemine getirildi. TİB’in yetkilerini bireyler aleyhine genişleten düzenlemeler gündemdeki torba yasaya eklendi ve Erdoğan da birkaç gün önce yasayı onaylayarak hayata geçirdi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG