G-20 Dönem Başkanlığını 1 Aralık 2016’da Çin'den alarak "Birbirine bağlı bir dünyayı şekillendirmek" temasıyla zirveye ev sahipliği yapacak Almanya, zirvede "İstikrarı Güvenceye Almak, Sürdürülebilirliği Artırmak ve Sorumluluk Üstlenmek" gibi 3 ana başlık belirledi.
“İstikrarı Güvenceye Almak” konusunun alt başlıklarında, dünya ekonomisi, dünya ticareti, istihdam, finans piyasalarıylauluslararası mali yapı ve vergi alanında iş birliği bulunuyor.
“Sürdürülebilirliği Artırmak” konusu altında ise iklim ve enerji, 2030 hedefleri, dijitalleşme, sağlık ve kadının konumunun güçlendirilmesi gibi maddeler ele alınacak.
“Sorumluluk Üstlenmek” başlığında da ilticanın sebepleriyle mücadele, Afrika‘yla ortaklık, terörle mücadele, yolsuzlukla mücadele ve tarım/gıda tedarikinin güvence altına alınması gibi maddeler tartışılacak.
G-20 zirvesi, ticaret, iklim ve mülteci politikasındaki gerginliklerin yanı sıra ABD yönetiminin bazı konulardaki belirsiz tutumunun olduğu bir dönemde gerçekleşecek.
Zirvede liderler, küresel ekonomik büyüme, küresel finansal sistemin istikrarı ve dünya ticareti gibi geleneksel G-20 konularını da ele alacak. Bir diğer önemli konu da ABD Başkanı Donald Trump'ın destek vermediği iklim değişikliği anlaşması olacak.
Zirvede ekonomi gündeminin dışında liderlerin ikili görüşmeler yapması da bekleniyor. Liderlerin bu görüşmelerde, Ukrayna’nın doğusundaki kriz, Suriye krizi, IŞİD’le mücadele, Kore Yarımadası‘ndaki gerginlik gibi konuların yanı sıra Katar‘la bazı Arap ülkeleri arasında yaşanan krizi de gündeme alabileceği belirtiliyor.
Almanya'dan Afrika'ya özel ilgi
Hem Almanya hem de Avrupa Birliği (AB), 2017’de rotasını Afrika'ya çevirmiş durumda. Almanya, kıtayı G-20 başkanlığının odak noktalarından biri yaparken, AB'de "Afrika için Marshall Planı" şeklinde anılan yeni bir Afrika stratejisi üzerinde çalışılıyor.
Zengin yer altı kaynaklarına ve geniş tarım arazilerine sahip olan Afrika‘yla ekonomik ve siyasi işbirliklerini güçlendirmek isteyen Almanya, kıtadaki alt yapı ve enerji fırsatlarından faydalanmayı planlıyor.
Ülkede önemli altyapı ve enerji firmalarının bulunması bu noktada Almanya’nın elini güçlü kılarken, kıtaya ilgi duyan diğer AB ülkelerinden de pozitif olarak ayrıştırıyor.
Trump ve Macron ilk kez katılıyor
Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan ve Türkiye olmak üzere 19 devlet ve Avrupa Komisyonu’nun katılımıyla düzenlenecek G-20 Zirvesi’ne ayrıca dönem başkanlarının daveti doğrultusunda Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü (OECD) gibi büyük uluslararası kuruluşlar da katılıyor.
G-20 zirvelerine İspanya düzenli olarak kalıcı konuk ülke olarak katılırken, Almanya dönem başkanı olarak Norveç, Hollanda ve Singapur'u da zirveye davet etti.
ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Güney Kore’nin yeni Devlet Başkanı Moon-Jae-inn de G-20 Zirvesi’nin yeni katılımcılarından olacak.
Türkiye’yi zirvede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan temsil edecek. G-20 uluslararası işbirliğine yönelik bağlayıcılığı olmayan bir kuruluş olmasına karşın burada alınan ve gönüllülük esasına dayanan kararlar devlet politikaları üzerinde büyük bir etkiye sahip ve bağlayıcı kararların alınmasının önünü de açabiliyor.
