LOS ANGELES —
Bugünlerde bir yönetmenin hayal edebileceği herşey beyaz perdeye aktarılabiliyor.
David Smith: “Teknoloji artık yaratmak istediklerimizle ilgili tüm kısıtlamaları ortadan kaldırdı.”
David Smith, bugünkü işletim sistemlerinin hızının dijital dünyayı her zamankinden daha gerçekçi kıldığını söylüyor: “Dükkanları gerçeğe uygun şekilde ışıklandırdık. Sokak lambalarının aynısını bilgisayar dünyasında kullandık ki gerçek dünyayı aynen yansıtsın.”
Ancak görsel efekt sanatçılarının önünde bir engel daha var. Güney California Üniversitesi Yaratıcı Teknolojikler Enstitüsü’nden Paul Debevec bu engeli şöyle açıklıyor: “Bu filmlerde insan yüzünü hala mükemmel biçimde yansıtamıyoruz.”
Debevec 2008 yapımı “Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi”nin halen bilgisayarda yapılan yüzlerin en iyi örneği olduğunu söylüyor. Filmin baş aktörü Brad Pitt’ti.
Debevec görsel efekt sanatçılarının sinema yıldızlarının önüne geçtiğini söylüyor.
Görsel efektler sayesinde, geçen yıl ölen Asyalı pop şarkıcısı Teresa Teng’in dijital kopyası, Çinli pop şarkıcısı Jay Chou ile aynı sahneyi paylaştı: “Teresa Teng’in şarkı söylerkenki yüzünü dijital ortamda yeniden yarattılar. Böylece Teng yalnızca kendi yazdığı bir şarkıyı değil, hayattayken henüz yazılmamış iki şarkıyı da Jay Chou ile birlikte söylemiş oldu.”
Debevec yönetmenlerin Avatar’da olduğu gibi sanal prodüksiyon tekniklerini giderek daha fazla kullanacağını düşünüyor: “Pahalı bir teknoloji gibi görünse de ilerde filmleri bu şekilde yapmak çok daha kolay olacak.”
Debevec’e göre sanal prodüksiyon teknikleri sayesinde daha az insana ihtiyaç duyulacak. David Smith bilgisayarla yaratılan ortamların aktörlere daha gerçekçi de gelebileceğini söylüyor: “Gelecekte bilgisayarda bir dünya yaratıp sete getirebileceğiz. Böylece aktörler yeşil bir ekranın önünde rol yapmak yerine daha etkileyici bir sahnede olacaklar. Tutunacakları bir gerçeklik olacak.”
Ancak görsel efekt sanatçıları da teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, bir karakteri canlandıran gerçek bir aktörün yerinin doldurulamayacağını söylüyor.
David Smith: “Teknoloji artık yaratmak istediklerimizle ilgili tüm kısıtlamaları ortadan kaldırdı.”
David Smith, bugünkü işletim sistemlerinin hızının dijital dünyayı her zamankinden daha gerçekçi kıldığını söylüyor: “Dükkanları gerçeğe uygun şekilde ışıklandırdık. Sokak lambalarının aynısını bilgisayar dünyasında kullandık ki gerçek dünyayı aynen yansıtsın.”
Ancak görsel efekt sanatçılarının önünde bir engel daha var. Güney California Üniversitesi Yaratıcı Teknolojikler Enstitüsü’nden Paul Debevec bu engeli şöyle açıklıyor: “Bu filmlerde insan yüzünü hala mükemmel biçimde yansıtamıyoruz.”
Debevec 2008 yapımı “Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi”nin halen bilgisayarda yapılan yüzlerin en iyi örneği olduğunu söylüyor. Filmin baş aktörü Brad Pitt’ti.
Debevec görsel efekt sanatçılarının sinema yıldızlarının önüne geçtiğini söylüyor.
Görsel efektler sayesinde, geçen yıl ölen Asyalı pop şarkıcısı Teresa Teng’in dijital kopyası, Çinli pop şarkıcısı Jay Chou ile aynı sahneyi paylaştı: “Teresa Teng’in şarkı söylerkenki yüzünü dijital ortamda yeniden yarattılar. Böylece Teng yalnızca kendi yazdığı bir şarkıyı değil, hayattayken henüz yazılmamış iki şarkıyı da Jay Chou ile birlikte söylemiş oldu.”
Debevec yönetmenlerin Avatar’da olduğu gibi sanal prodüksiyon tekniklerini giderek daha fazla kullanacağını düşünüyor: “Pahalı bir teknoloji gibi görünse de ilerde filmleri bu şekilde yapmak çok daha kolay olacak.”
Debevec’e göre sanal prodüksiyon teknikleri sayesinde daha az insana ihtiyaç duyulacak. David Smith bilgisayarla yaratılan ortamların aktörlere daha gerçekçi de gelebileceğini söylüyor: “Gelecekte bilgisayarda bir dünya yaratıp sete getirebileceğiz. Böylece aktörler yeşil bir ekranın önünde rol yapmak yerine daha etkileyici bir sahnede olacaklar. Tutunacakları bir gerçeklik olacak.”
Ancak görsel efekt sanatçıları da teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, bir karakteri canlandıran gerçek bir aktörün yerinin doldurulamayacağını söylüyor.
