2010 Dünya Kupası finallerinde İngiltere Milli Takımı’ndan Frank Lampard’ın Almanya’nın filelerine gönderdiği top gol sayılmamıştı. Bunun nedeni, hakemlerin, top üst direğe çarptıktan sonra kale dışına çıkmadan önce gol çizgisini geçmiş olduğunu görmemesiydi. Bu olayın büyük skandala yol açmasının üzerine FIFA, gol çizgisi teknolojisini onaylamak zorunda kaldı. Bu teknoloji Brezilya’da düzenlenen Konfederasyonlar Kupası’nda uygulanmaya başlandı.
2010 Dünya Kupası’nda geçerli sayılmayan golü, tekrar görüntülerini izleyen taraftarlar, medya ve yetkililer çok net şekilde görmüştü. Björn Linder, işte bu tür, hakem hatalarının tekrarlanmaması için çabalıyor.
Linder’in başkanı olduğu Alman GoalControl şirketi, bu yılki Konfederasyonlar Kupası’nın düzenlendiği Brezilya’ya haftalar öncesinden giderek çalışmalara başladı.
Björn Linder, ”Sistem, toplam 14 kamera kullanıyor. Her gol, yedi kamerayla ve bu kameralara bağlı bilgisayarlarla kaydediliyor. Bilgisayarlar, saniyede 500 fotoğraf yakalıyor” diyor.
Bilgisayarlar topun gidiş yönünü izleyerek oyunu yeniden kuruyor: ”Bilgisayar, topun gol çizgisini geçtiğini anladığı anda maçın hakeminin kol saatine bir sinyal gönderiyor. Sahadaki tüm hakemlere aynı sinyal gidiyor. Saat titreşiyor ve ‘gol’ sinyali veriyor. Bu şekilde hakem gol olduğunu anlıyor.”
Gol çizgisini elektronik gözlerle izlemek gol tartışmalarına son verse de elde edilen veriler aslında gerçeğin yeniden yapılandırılmasıyla elde ediliyor. İngiliz bilim yazarı Nic Fleming gol çizgisi teknolojisinin insanları bilimdeki belirsizlikler hakkında bilinçlendirmeye yarayabileceği görüşünde.
Fleming, ”Bunlar harika teknolojiler ama kısıtlı olduklarını da anlamamız gerekir. İnsanların bilimin olasılıklar üzerine kurulu olduğunu anlaması çok önemli” diyor.
GoalControl sistemi, 5 milimetrelik yanılma payına sahip. Bu, FIFA’nın 3 santimetrelik yanılma payına göre çok daha az. Fleming, yanılma payının ekranlara yansımasını, bu şekilde izleyicilerin bilgisayarla oluşturulan tekrar görüntülerle canlı yayın arasındaki farkı görmesini istiyor.
Gol çizgisi teknolojisi futbolun önemli bir parçası haline gelmeye devam ederken son karar, hala bilgisayarlara değil hakeme ait.
2010 Dünya Kupası’nda geçerli sayılmayan golü, tekrar görüntülerini izleyen taraftarlar, medya ve yetkililer çok net şekilde görmüştü. Björn Linder, işte bu tür, hakem hatalarının tekrarlanmaması için çabalıyor.
Linder’in başkanı olduğu Alman GoalControl şirketi, bu yılki Konfederasyonlar Kupası’nın düzenlendiği Brezilya’ya haftalar öncesinden giderek çalışmalara başladı.
Björn Linder, ”Sistem, toplam 14 kamera kullanıyor. Her gol, yedi kamerayla ve bu kameralara bağlı bilgisayarlarla kaydediliyor. Bilgisayarlar, saniyede 500 fotoğraf yakalıyor” diyor.
Bilgisayarlar topun gidiş yönünü izleyerek oyunu yeniden kuruyor: ”Bilgisayar, topun gol çizgisini geçtiğini anladığı anda maçın hakeminin kol saatine bir sinyal gönderiyor. Sahadaki tüm hakemlere aynı sinyal gidiyor. Saat titreşiyor ve ‘gol’ sinyali veriyor. Bu şekilde hakem gol olduğunu anlıyor.”
Gol çizgisini elektronik gözlerle izlemek gol tartışmalarına son verse de elde edilen veriler aslında gerçeğin yeniden yapılandırılmasıyla elde ediliyor. İngiliz bilim yazarı Nic Fleming gol çizgisi teknolojisinin insanları bilimdeki belirsizlikler hakkında bilinçlendirmeye yarayabileceği görüşünde.
Fleming, ”Bunlar harika teknolojiler ama kısıtlı olduklarını da anlamamız gerekir. İnsanların bilimin olasılıklar üzerine kurulu olduğunu anlaması çok önemli” diyor.
GoalControl sistemi, 5 milimetrelik yanılma payına sahip. Bu, FIFA’nın 3 santimetrelik yanılma payına göre çok daha az. Fleming, yanılma payının ekranlara yansımasını, bu şekilde izleyicilerin bilgisayarla oluşturulan tekrar görüntülerle canlı yayın arasındaki farkı görmesini istiyor.
Gol çizgisi teknolojisi futbolun önemli bir parçası haline gelmeye devam ederken son karar, hala bilgisayarlara değil hakeme ait.
