Missouri eyaletinin Ferguson kentinde,beyaz bir polisin siyah Michael Brown’ı öldürmesiyle yaşanan şiddet olaylarının üzerinden iki yıldan fazla zaman geçti. 18 yaşındaki gencin ölümü, polislerin siyahlara yaptığı kötü muameleyi gündeme taşıdı ve ülke genelinde polis karşıtı ayaklanmalara yol açtı. Brown’ı vuran polis herhangi bir ceza almasa da, olayın ardından başlatılan federal soruşturma, kentin polis teşkilatındaki ırkçı ayrımcılığı ortaya çıkardı. Amerika’nın Sesi, bir yandan yaralarını sarmaya çalışırken diğer yandan da polis teşkilatındaki aksaklıkların önüne geçmek için bir dizi reform başlatan Ferguson’daydı.
Bu bölge, Michael Brown’ın 2014’te bir polis memuru tarafından öldürülmesiyle başlayan ayaklanmalarla protesto gösterilerinin merkeziydi. Belediye Başkanı James Knowles, kentin yaralarını sarmaya devam ettiğini söylüyor: “Halkın, polis teşkilatına ve kent yönetimine yeniden güvenmeye başlamasını umuyoruz.”
ABD Eski Adalet Bakanı Eric Holder da “Ferguson’daki soruşturmamız, polislerin görev sırasında, öldürmek dahil, ne kadar güç kullandığını değerlendirecek” demişti.
Adalet Bakanlığı’nın, ağırlıklı olarak beyazların görev yaptığı Ferguson Polis Teşkilatı’nın siyahlara sistemli olarak ırkçı fişleme yaptığını ve aşırı güç uyguladığı sonucuna varması, halkın polise güvenini tamamen yıkmış.
Ferguson Emniyet Müdürü Delrish Moss, göreve 2016’da atanmış. Moss, federal hükümetin polis teşkilatı için belirlediği reform sürecine liderlik ediyor:
“Halkın Ferguson polisiyle ilgili algısını değiştirmek istiyoruz. Bu da ancak halkın reform sürecine katılmasıyla mümkün olabilir.”
Adalet Bakanlığı’yla yapılan anlaşma, Ferguson kentinin, polis memurlarına çeşitlilik konusunda eğitim sunmasını ve polisin aşırı güç uygulama sorununu değerlendirecek sivil bir disiplin kurulu oluşturmasını gerektiriyor. Bu zorunlulukların yerine getirilmesiyse, kente milyonlarca dolara mal oluyor: “Adalet Bakanlığı’nın kararnamesi uyarınca, çok iyi işlere imza atıyoruz. Bunlar kente mali bir yük getiriyor mu? Evet kesinlikle getiriyor. Ama biz bu yükle başa çıkmayı öğreniyoruz.”
Ferguson’da yaşayanlar, iki yıl önce meydana gelen protesto gösterileri sonucunda başlatılan reform sürecinde ilerleme gördüklerini söylüyor.
Ayaklanmadan sonra, siyasete atılmaya karar veren avukat Wesley Bell, 2015’te Ferguson Belediye Meclisi’ne seçilmiş:
“Halk, polis teşkilatından memnunsa, diğer sorunlar o kadar göze batmaz. Adalat Bakanlığı’nın kararnamesine uyarsak bu, ülkedeki diğer polis teşkilatlarına da örnek olabiliriz demektir.”
Bell’e göre, bütün Ferguson sakinlerinin, kaydedilen ilerlemede payı var: “Bence her trajedi bir fırsat doğurur. Ferguson’da yaşanan trajedinin boşa gitmediğinden emin olmalıyız. Bu reformları gerçekleştirirsek, değişim ve ilerleme konusunda bütün ülkeye örnek teşkil edebiliriz.”
Kent yetkilileri, vatandaşlar sürece katılmayı sürdürürse, Ferguson’un hiç olmadığı kadar güçlü bir topluma dönüşeceğine inanıyor.
