Washington Post gazetesinin ana sayfasında Washington’da bulunan dünyanın en büyük araştırma ve müze kompleksi Smithsonian’ın 24 Eylül’de açılacak en yeni müzesine ait bir fotoğraf ve haber var. Siyah Amerikalılar’ın tarihçesini yansıtan yeni müze, Washington Post’tan hem övgü hem de yergi almış. Müzecilikte nesneden dijital medyaya geçiş yaşandığını hatırlatan gazete, Siyahların Tarihçesi Müzesi’nin de bu eğilime uyduğu görüşünde. Müzede siyahların Amerika kıtasındaki 600 yıllık tarihi anlatılıyor. Atlas Okyanusu’ndaki köle ticaretinden medeni haklar hareketine, Jim Crow Yasaları adı verilen ırkçı uygulamalardan siyahların sanat, spor, eğlence dünyası, siyaset, müzik, tiyatro ve televizyonda Amerikan kültürüne katkılarına kadar birçok alanda yüzlerde eser ve nesne sergileniyor. Etkileşimli sergiler, video gösterimleri, ses kayıtları da ziyaretçilerin müze deneyimini zenginleştiriyor. Ancak gazete, müzenin multimedya ve dijital medyaya aşırı derecede ağırlık verdiğini, bunun da siyahların acı tarihinin hafife alındığı hissi yarattığı eleştirisini getiriyor.
Washington Post bugün ayrıca Amerika’nın Rusya’ya karşı Soğuk Savaş döneminden bu yana başlattığı en geniş kapsamlı casusluk operasyonuyla ilgili bir habere yer veriyor. CIA ajanları, Ulusal Güvenlik Dairesi’nin siber casusluk operasyonları ve uydu sistemlerini, çok uzun zamandır Rusya’ya değil, Amerika’nın müdahale ettiği savaş bölgelerine odaklanmıştı. Ancak Amerikan istihbarat örgütleri, bunun değişeceğini bildiriyor. Gazete, Rusya’nın kendini bir ‘dünya gücü’ olarak kabul ettirmeye çalışırken Amerika’nın adeta ‘ayakta uyuduğunu’ yazıyor. Birçok çevre, Rusya’nın son iki yıldır Kırım’ı ilhakı, Suriye’ye müdahalesi ve Amerika ve Avrupa’da düzenlediğinden şüphelenilen siber saldırılarla Amerika’yı hazırlıksız yakaladığı görüşünü paylaşıyor. Şimdiye kadar en büyük önceliği terörle mücadeleye veren Amerika’nın, Rusya’yı yakalama çabası içine girdiğini yazan gazeteye göre yaklaşık 20 yıl süren sessizlik döneminden sonra Amerika ve Rusya arasındaki ilişkiler, hiç olmadığı kadar gergin.
Bu arada Washington Post’un iç sayfalarında Halep’e yardım götürmek üzere yola çıkan Birleşmiş Milletler konvoylarının Türkiye-Suriye sınırında beklediğine ilişkin bir haber yer alıyor. Gerek Kurban Bayramı’nın gerekse Suriye bürokrasisinin yavaş işlemesinin, konvoyların sınırda takılı kalmasında etkisi büyük. Öte yandan Birleşmiş Milletler, savaşın harabeye çevirdiği Halep’in doğusuna erişmenin en büyük öncelik olduğunu bildirdi. Halep’in isyancıların elindeki kesimlerinde yaşayan 270 bin Suriyeli, gıda, su, ilaç ve elektrik gibi temel ihtiyaçlardan tamamen mahrum kalmış durumda. Washington Post, Türkiye sınırında bekletilen 40 kamyonluk konvoyun sadece 40 bin kişiyi bir ay besleyecek gıda taşıdığını bildiriyor.
New York Times gazetesinin ana sayfasında mülteci kriziyle ilgili bir haber göze çarpıyor. Gazete, Avrupa Birliği ve Türkiye arasında yapılan ve Avrupa’ya mülteci akınını dizginlemeyi amaçlayan anlaşmanın çökmek üzere olduğu uyarısında bulunuyor. Anlaşma, şimdiye kadar Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana karşı karşıya olduğu en büyük mülteci krizini kontrol altına almayı başarmıştı. Göçmen karşıtı aşırı sağcı Avrupalı liderlerin üzerindeki baskılarsa az da olsa kalkmaya başlamıştı. Ancak New York Times’a göre durum değişiyor. Gazete, geçen hafta aralarında Suriyeli, Afgan, Pakistanlı ve Iraklılar’ın bulunduğu bin kadar göçmenin Yunanistan’a vardığını yazıyor. Anlaşmanın Türkiye’den ayrılan mültecilerin Türkiye’ye geri gönderileceklerine ilişkin maddesinin neredeyse hiç uygulanmaması ve insan kaçakçılarının, anlaşma imzalandıktan sonra fiyat düşürmesi, bu artışın nedenleri arasında. Gazeteye göre 15 Temmuz’daki darbe girişimi de Avrupa’ya gitme cesaretini gösteren mülteci sayısının yeniden artmasında etkili oldu. New York Times, darbe girişiminden önce bile mültecilerin Türkiye’de tutulması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın giderek daha çok otoriterleşmesine ses çıkarmayan Avrupa’nın, darbe girişiminden sonra hükümetin FETÖ mensubu olduğu iddia edilenlere yönelik operasyonları karşısında zor durumda kaldığı yorumunu yapıyor.