Erişilebilirlik

"Erdoğan'ın Ziyareti Rusya'yı İkna Etmedi"


Russian President Vladimir Putin, left, shakes hands with Turkey's President Recep Tayyip Erdogan during their meeting in the Kremlin in Moscow, March 10, 2017.
Russian President Vladimir Putin, left, shakes hands with Turkey's President Recep Tayyip Erdogan during their meeting in the Kremlin in Moscow, March 10, 2017.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katıldığı Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın en önemli gündem maddesi, hiç kuşkusuz Suriye’ydi.

Bir günlük resmi ziyaretin sonunda düzenlenen basın toplantısındaki açıklamalara bakılırsa Ankara ve Moskova arasında özellikle istihbarat paylaşımının süreceği açık. Üstelik her iki lider de sahada işbirliği yapmaktan memnun. Ancak YPG ve PYD’yi PKK’nın Suriye kolu olarak kabul eden Türkiye’nin lideri Erdoğan, bu konuda Rus mevkidaşını yine ikna edememiş gözüküyor.

Metin Gürcan: Rusya Suriye’nin kuzeyini kendi nüfuz bölgesi haline getirmek için Moskova’daki PYD ofisini kapatmıyor

Güvenlik analisti Metin Gürcan, Rusya’nın bu konuda Türkiye’nin beklentisinin karşılamasının pek mümkün olmadığı kanısında.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Gürcan, “Rusya, Suriye’nin güneyinin (Ürdün sınırı) ABD nüfuzunda kaldığını, Amerika da ülkenin batısının (Lazkiye) Rusya nüfuzunda olduğunu kabul ediyor. Suriye’nin kuzeyi ise bu iki ülkenin rekabet alanı. Rusya, burada Türkiye’ye rağmen Kürtlerin kara kaşına kara gözüne bakarak pozisyon almıyor. Pozisyonu net, Irak’ın kuzeyi ABD’nin kontrolünde, Suriye’nin kuzeyi ve Suriye’nin Kürtleri de benim kontrolümde kalmalı diye düşünüyor. Bu yüzden de Ankara’nın ısrarına rağmen Moskova’daki PYD ofisini kapatmıyor” diyor.

Metin Gürcan’a göre, Rusya ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Suriye’nin kuzeyindeki gerilim artacak ve Türkiye’nin asıl ikilemi de burada ortaya çıkacak.

Gürcan, “Türkiye bugün iki ülke arasında sıkışıyor. Bu nedenle de hem ABD ile hem de Rusya ile iş görmek zorunda kalıyor. Ama sürdürülebilir değil. Yakında Washington, ‘sen benimle misin’ diye daha net soracak. Ve Türkiye’nin vereceği kararı üç beş yılı değil gelecek 10 yılı belirleyecek” diye konuşuyor.

Gürcan: Rusya, AB ve NATO’yu krize sokmak için Türkiye’yi Truva atı olarak görüyor

Metin Gürcan, Türkiye’nin hem ekonomik sorunlarının hem de Suriye meselesinin oluşturduğu güvenlik sorunlarının aşılmasına ve Rusya ile ilişkilerini geliştirmeye özen gösterdiğine de dikkat çekiyor.

Gürcan’ın Moskova’nın uçak krizi ve büyükelçi suikastine rağmen Türkiye ile ilişkilerini sürdürmesini ise, “Türkiye geleneksel olarak Avrupa Birliği ile jeoekonomik, NATO ile de jeostratejik ilişkileri var. Rusya’nın amacı bunları koparmak. Yani aslında Rusya, AB ve NATO’yu krize sokmak için Türkiye’ye Truva atı biçmiş durumda. Zaten Almanya ile sürmekte olan krizin Sayın Cumhurbaşkanı’nın Rusya ziyaretinden sonra Hollanda ile bu kadar tırmanmasının temel nedeni olarak bunu görüyorum. Zaten bu krizden en çok memnuniyet duyan Moskova’dır” sözleriyle açıklıyor.

Cenk Başlamış: İş vizesiyle ilgili karar iyi niyet göstergesi

Moskova’yı en iyi bilen gazetecilerden medyagunlugu.com internet sitesi genel yayın yönetmeni Cenk Başlamış ise Erdoğan’ın Moskova ziyaretini yalnız Üst Düzey İşbirliği Konseyi’ni topladığı için bile başarılı buluyor. Zira en son 1 Aralık 2014’te toplanan konsey, uçak krizi nedeniyle iki yılı aşkın süredir toplanmıyordu.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Başlamış, “Bu toplantıdan ben büyük sonuçlar çıkmasını beklemiyordum. O yüzden olumlu buluyorum. Her şeyden evvel yeniden düzenli bir mekanizma kurulmuş oldu. Tarım ürünlerine konulan bazı yasaklar kalktı ama bu sınırlı ve beklentilerin uzağında kaldı. Ama yine de iş vizesiyle ilgili verilen karar önemli bir karar bir iyi niyet göstergesi” diyor.

Cenk Başlamış, Rusya liderinin basın toplantısında her ne kadar “Türkiye’ye gidin orası güvenli bir ülke” demiş olsa da Rus basınında Putin’in düşürülen uçak mevzunu unutmadığı için Türkiye’nin taleplerini ağırdan aldığına ilişkin çok sayıda makale yer aldığını not ediyor.

2014 yılında 31 milyar 200 milyon dolara yükselen Türkiye-Rusya dış ticaret hacmi, 2016 yılını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre, 17 milyar dolardan kapattı.

Bu, 2010 yılından beri sürekli dile getirilen ve hatta dün bizzat Türkiye liderinin ağzından bir kez zikredilen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedef ve iddiasının ne denli zor olduğunu gösteriyor.

Aydın Sezer: Rusya, Türkiye’ye füze ve uçak satmak istiyor ama domatesimizi bile ithal etmeye yanaşmıyor

Türkiye-Rusya Araştırmalar Merkezi Eş Başkanı Aydın Sezer, bu hedeflerin hayallerin bile ötesinde olduğunu söylerken Rusya’nın Türkiye’nin tüm önemli taleplerini yerine getirmediğinin altını çiziyor.

Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Sezer, “İki ülke arasında ticaret hacmi 15,8 milyar dolar. Bunun Türkiye’de kalan kısmı sadece iki milyar dolar. Farkı tabii özellikle enerji ithalatı oluşturuyor. Türkiye’nin 2014’te doğal gaz indirim talebi vardı. Sonra uçak krizi oldu rafa kalktı. Dokuz aydır ilişkiler normalleşiyor ama Rusya doğal gaz indiriminde adım atmış değil. Üstelik Rusya’daki Türk vatandaşlarının çalışma sorunları hala sürüyor. Orada 40 bin Türk vatandaşı var. Rusya’daki Türk diyasporası büyük ölçüde işadamı Avrupa’dakilerden çok farklı. İkili ilişkilerde Türkiye’nin çıkarına olan konularda adım atamıyoruz. Ruslar Türkiye’ye S400 füzesi, yolcu uçağı satmak isterken biz domates ihraç etme talebimizi kabul ettiremiyoruz. Burada eşit bir ilişki yok” ifadelerini kullanıyor.

Gerçekten de Rusya; soğan, karnabahar, brokoli ve karanfilde ithalat yasağını kaldırırken Türkiye’nin tarım ürünlerinde en önemli ihraç kalemi olan üzüm ve domatesteki engelleri muhafaza ediyor.

Sezer: Erdoğan, ziyareti bir güne indirip Netanyahu ile aynı gün Moskova’da bulunmayarak doğru yaptı

İlk açıklanan programda Erdoğan’ın Moskova ziyareti iki günlüktü. Ancak İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun 9 Mart’ta Rusya’da olacağı kesinlik kazanınca Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ziyareti bir gün olarak revize edildi.

TÜRAM Eş Başkanı, Türkiye’nin bu kararı gayet yerinde buluyor. Sezer, “Netanyahu’nun ziyareti kesinlik kazanınca Rus basınında üçlü zirve mi olacak, mekik diplomasi yapılacak mı diye konuşulmaya başlamıştı. Türkiye Rusya ilişkileri üçüncü ülkelerle aynı gün ele alınacak kadar ucuz değil. Üstelik ziyaret Yahudilerin Purim bayramına denk geldi ve İran’ı İsrail açısından tehdit olarak gören Netanyahu konuşmasında ‘Bu bayram 2500 yıl önce Pers İmparatorluğu’nda Yahudilere yönelik yok etme harekatının engellenmesiydi, bugün İran da tıpkısını yapmak istiyor’ dedi. Türkiye bu tuzağa düşmedi” diyor.

Gürcan: Rusya, ABD’nin Ortadoğu’da bıraktığı boşluğu doldurmak istiyor

Güvenlik analisti Metin Gürcan da Moskova’nın yalnız İsrail Başbakanı’nın değil son zamanlarda Suudi Arabistan, Katar, İran’dan üst düzey yöneticilerin ziyaretine sahne olduğunu hatırlatarak Rusya’nın Amerika Birleşik Devletleri’nin bıraktığı boşluğu aday olduğunu ifade ediyor.

Gürcan, “Rusya’nın ciddi bir atağı var. Rusya bu güç boşluğunu doldurmak istiyor. Elbette Bush dönemi 'Pax Americana’sını gibi bir model önermiyor. Çünkü Afganistan ve Irak’ta yaşananları onlar da tahlil ettiler. Ben Kremlin’de pragmatik bir şekilde kaosu yönetme stratejisi görüyorum. Ama bir süre sonra bir düzen önerisiyle ortaya çıkmaları da sürpriz olmaz” yorumunu yapıyor.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:44 0:00
XS
SM
MD
LG