Erişilebilirlik

Erdoğan’dan Ekonomi ve Doğu Akdeniz’e İlişkin Mesajlar 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin bölgesel ve küresel bir yıldız olarak parladığı 2013 yılından bu yana sinsi saldırılarla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında konuşan Erdoğan, Türk ekonomisinin AKP'nin işbaşına gelmesinden bu yana geçen 18 yılda nasıl bir sıçrama sergilediğini sayılarla ortaya koydu.

Cumhurbaşkanı, ''2002 yılında 236 milyar dolar olan milli gelirimizi 2019 yılında 754 milyar dolara yükselttik. Kişi başına milli geliri 3 bin 500 dolardan 2013 yılında 12 bin 500 dolara kadar çıkarmıştık. Ancak Gezi olayları ile başlayan ve bugüne kadar kesintisiz devam eden saldırılarla birlikte (bu rakam) 2019 yılında 9 bin 127 dolar olarak gerçekleşti. Satın alma gücü paritesine göre 2002'de 17. sıradayken 13. sıraya yükseldik. Kişi başı gelirde üst-orta gelir grubunu yükselttik. Buzdolabı satışı 18 yıl önce 2 milyon 88 bin adetten, 2,5 milyona çıktı. Çamaşır makinesi satışı sayısı 824 bin adetten 2 milyonun üzerinde bir seviyeye ulaştı. Ülkemizde yeni açılan şirket sayısı 30 bin 842 iken geçtiğimiz yıl bu rakam 85 bin 263'ü buldu. İstihdam da 18,6 milyondan 28,8 milyona çıktı. Borsa endeksi 110'dan 1000'in üzerinde bir seviyeye ulaştı. Döviz rezervimiz 28 milyar dolardan 90 milyar doların üzerine çıktı. Bir ara bu rakam 135 milyar dolara kadar yükselmişti'' dedi.

Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin uluslararası rezervlerini açıklayan Merkez Bankası, 39,1 milyar doları altın cinsinden rezerv olmak üzere tüm rezervin 86,3 milyar dolar olduğunu duyurmuştu.

Erdoğan: ''IMF'ye gidecekmişiz, boşuna elinizi ovuşturmayın''

Cumhurbaşkanı, bu sabah bir televizyon programında yaptığı konuşmada “Ekonomi perişan ancak Türkiye çaresiz değil. Çözüm için tek yol AKP hükümetinin değişmesi. Biz sadece eleştirmiyoruz. Çözüm için, tedavi için ne gerekiyorsa onu da öneriyoruz. Kimse suçlu aramasın Türkiye kötü yönetiliyor'' diyen eski Başbakan Yardımcısı ve Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ı eleştirdi.

Erdoğan, ''IMF'ye olan borcumuz biz göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolardı. Biz bunu 2013 Mayıs ayında sıfırladık. Ama birileri de avucunu ovuşturuyor, ana muhalefet partisi. IMF'ye gidecekmişiz. Boşuna avucunuzu ovuşturmayın. IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi, o zamanın ekonomiye bakan zat geldi bana, 'Sayın Başbakan'ım verelim mi bu borcu?' dedi. 'Bugün' dedim, 'borç alan yarın talimat alır'. Şimdi parti kurmuş, bize ekonomi dersi veriyor. Önce bir defa bunu herkesin görmesi lazım'' dedi.

Erdoğan: ''Türkiye suni rüzgarla eğilip bükecek ülke değil, faizler daha da düşecek''

Geçtiğimiz hafta sonunda Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısında ani değer kaybı sonrası Merkez Bankası Başkanı'nın bazı banka müdürleriyle yaptığı toplantı sonrası faiz artırımına gidileceği kulisleri piyasalarda konuşulsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizlerin yeniden düşeceği yönünde mesaj verdi.

Erdoğan, ''Küresel belirsizliklere rağmen ihracatta 80 milyar doların üzerine çıkarak bir rekora imza attık. Maruz kaldığımız çok yönlü saldırılara rağmen ekonomimiz attığımız kararlı adımlarla 2019'un son çeyreğinde yüzde 6 büyüme kaydederek yeniden güçlü politikasına döndü. Bu, bizim için güçlü bir patikaydı ama inşallah bunu caddeye dönüştüreceğiz. Kur saldırılarının etkisiyle %24'e çıkan Merkez Bankası politika faizi %8,25 seviyesine indi. Hamdolsun daha da düşecek. Bu verilen mücadele olmasaydı iş insanımız ayakta kalabilir miydi? Enflasyonu yüzde 25'lerden bu seviyesine bu kadar hızlı getirebilir miydik? Türkiye, ekonomide bu suni rüzgarlarla eğilip, bükülebilecek bir ülke değildir. Reel kesim güven endeksi 62,3 seviyesinden temmuz ayında 94,4 seviyesine yükselmiştir. Ekonomik güven endeksi 51,3 seviyesinden 82,7 seviyesine yükselmiştir.'' dedi.

Corona virüsü salgının tüm dünya gibi Türkiye'de ciddi ekonomik sonuçlar doğurduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı, hükümetin aldığı güçlü tedbirler ve güçlü sağlık altyapısıyla toparlanmanın sağlandığını belirtti.

Erdoğan: ''Akdeniz'de herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım''

Erdoğan, Mısır ve Yunanistan arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının ardından suların ısındığı Doğu Akdeniz ile ilgili ılımlı bir mesaj verdi.

Cumhurbaşkanı, ''Bilindiği gibi bölgedeki sismik araştırma faaliyetlerimizi Merkel'in ricası üzerine bir süreliğine ertelemiştik. Ancak Yunan tarafı Mısır ile hiçbir hukuki temeli olmayan bir anlaşmaya yönelmiştir. Türkiye'nin hiç kimsenin hakkında ve hukukunda gözü yoktur. Bizim tek talebimiz bize de aynı anlayışla yaklaşılması. Biz diyoruz ki, 'Gelin Akdeniz'deki tüm ülkeler olarak biraraya gelelim', herkes için kabul edilebilir herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım. Sorunların hakkaniyetle çözümü için her zaman varız. Türkiye gibi 780 bin kilometrekarelik dev bir toprak parçasını görmezden gelip birkaç kilometrekarelik adalar üzerinden bizi sahillerimize hapsetme girişimine elbette rıza göstermeyeceğiz'' dedi.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG