Erişilebilirlik

Erdoğan: 'Bedelini Ağır Ödeyecek'


Cumhuriyet’in Can Dündar imzalı ‘MİT tırlarında silah ve mühimmat vardı’ haberi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun tepkisini çekti. Savcılık, ‘casusluk’ ve ‘terör örgütü propagandası’ nedeniyle soruşturma başlatırken Erdoğan, ‘ağır bedel ödeteceğim’ diyerek dava açtı

Türkiye’nin Suriye’de Esat rejimine karşı direniş gösteren gruplara destek verdiği iddiaları uzun zamandır tartışılıyordu. Cumhuriyet gazetesi 29 Mayıs Cuma günkü nüshasında 19 Ocak 2014’te Adana’da durdurulan MİT Tırlarındaki çekilmiş video ve görüntüleri yayınlayarak bu araçlarda silah taşındığını belgeledi.

3 tırda bulunan altı konteynırda çekilen görüntülerde üstte ilaç kutuları bulunurken onların altında mühimmat yer alıyor. Bazı kutuların üzerinde bulunan Tripoli yazısı mühimmatın Libya’dan getirildiği algısı yaratırken gazete, kriminal laboratuvarda yapılan incelemeler sonucu mühimmatın Rus menşeili olduğunu ve eski Doğu Bloku ülkelerinden temin edildiğini yazdı.

Haberde o gün tırlarda 1000 havan, 1000 top mermisi, 50 bin makineli tüfek mermisi, 30 bin ağır makineli tüfek mermisi bulunduğu iddia edildi.

Davutoğlu: O görüntüleri yayınlayanlar kirli bir oyun içinde

Cumhuriyet’in haberine hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de Başbakan Ahmet Davutoğlu sert tepki gösterdi.

Haberi casusluk faaliyeti olarak değerlendiren Başbakan Davutoğlu, ‘bu yardımlar Bayırbucak Türkmenleri'ne gidiyordu. Orada Türkmen kardeşlerimiz katledilecek biz izleyeceğiz. O görüntüleri yayınlayanlar kirli bir oyun içindeler. Türkiye'yi uluslararası topluma şikayet ederek küçültmeye çalışıyorlar. Bunu mazlum Suriye halkına anlatabilirler mi? Allah şahit hiçbir mazlumu hiç yalnız bırakmadık, bırakmayacağız’ dedi.

Pazar akşamı Habertürk’te bir programda da aynı konuya değinen Başbakan, siyasi otorite bir talimat vermişse, siyasi otoriteye bağlı bir kurumun siyasi otoriteden izin almadan o talimata müdahale etmesinin açık bir suç olduğunu belirtti. Tırların durdurulmasının zamanlamasına dikkat çeken Davutoğlu, Harran’da yapılan komşu ülkeler dışişleri bakanları toplantısının hemen ardından o dönem başbakan olan Erdoğan’ın Brüksel ziyaretinin hemen öncesinde gerçekleştiğini söyledi.

Davutoğlu: Tırların içinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez

Davutoğlu, ‘ben de BM’de Suriye rejimi muhalifleri görüşmesine katılacağım. Bakın bu casusluğu yapanlar bir taşla kaç kuş vuruyor. Aslında teröristlere yardım ediyorlar diyor, büyükelçiler konferansına gölge düşürüyor, başbakanın gündemini AB değil de Suriye’ye kaydırıyor. Dört, beni iki gün sonraki toplantıya Türkiye’yi suçlayacak gündem oluşturuyor. Yani muhakeme edilmesi gereken, Suriye rejiminin eline koz veriyor. Bu açık bir casusluk faaliyetidir. Bakın zamanlamayı da yöntemi de söylüyorum. Peki tırların içinde ne var? İçinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez’ dedi.

Cumhuriyet’e siyasi ve askeri casusluk soruşturması

Haberin yayınlanmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı habere imzasını koyan Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar hakkında soruşturma başlattı. Savcılık, soruşturmanın ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme’, ‘siyasi ve askeri casusluk’, ‘gizli kalması gereken bilgileri açıklama’, ‘terör örgütünün propagandasını yapma” suçlarının işlendiği şüphesiyle başlatıldığını duyurdu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan ise Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak görüntüleri yayınlayan internet sitelerine erişimin engellenmesini istedi. Başsavcı vekili İrfan Fidan, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması için yaptığı başvuru, İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından kabul edildi ve erişim engellendi.

Erdoğan: Cumhuriyet casusluk faaliyeti yaptı anında dava açtım

Cumhuriyet gazetesine bir dava da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. 31 Mayıs akşamı TRT Haber’de yayınlanan programa katılan Erdoğan, ‘insani yardımı, lojistik destek noktasında şu anda Milli İstihbarat Teşkilatımız, Bayırbucak Türkmenleri'ne bu desteği vermektedir. Milli İstihbarat Teşkilatı'na atılan bu iftiralar, yapılan gayrimeşru operasyon, bir yerde ajan ve casusluk faaliyetidir. Bu casusluk faaliyetinin içine bu gazete de girmiştir. Orada rakamlar falan veriliyor. Bu rakamların kaynağı nedir? Kimden aldın sen bu rakamları? Paralel Yapı'dan. Bunlarla ilgili avukatıma talimatı verdim, davayı anında açtım. Bu birileri adına algı operasyonudur. Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu. Üst akıl böyle bir talimat veriyor’ dedi.

Bahçeli: Silahlar Türkmenler'e gitmedi

Cumhuriyet’in haberi yalnız iktidarın değil muhalefetin de gündeminde. Haberin patladığı günden beri hükümeti eleştiri yağmurunu tutan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümeti bölgesel terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçladı.

Bahçeli, ‘cumhurbaşkanı ve başbakan MİT TIR'larıyla Suriye'deki Bayırbucak Türkmenlere yardım götürüldüğünü açıklıyorlar. Oysa ki gerçekler tamamen farklıdır. Bu asılsız iddiayı Suriye Türkmen Cephesi net ifadelerle yalanlamıştır. Kimin silahlarını hangi odaklara vekaleten ve nerelere taşıyordunuz? Selefi gruplarla bağ ve bağlantınız tam olarak nedir?’ dedi.

Demirtaş: Silahlar IŞİD dahil olmak üzere Suriyeli gruplara ulaştı

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ise silahların IŞİD dahil olmak üzere Suriye’deki Esad muhalefetine ulaştığını söyledi. HDP lideri, ‘eğer Türkiye silah yardımı yapmak istiyorsa oradaki gruplara bunun yasal, resmi yolları ve yöntemleri vardır. İlaç kutularının altına saklayarak falan gönderiyorsanız demek ki bir suç işliyorsunuz. Bu ülkenin parlamentosu var, parlamentosundan karar aldırırsınız, onay aldırırsınız, alenen açık bir şekilde resmi bütçeden parayı harcayarak yaparsınız, resmi sorumluluğunu da üstlenirsiniz bunun. Kesinlikle bu silahlar orada ki bütün gruplara ulaşmış, dağılmıştır, IŞİD dahil olmak üzere’ dedi.

Can Dündar: Gazeteci korkmadan devletin hatalarını sergileyecek

Eleştirilerin odağındaki Cumhuriyet gazetesi, pazartesi günü birinci sayfasına ‘silahlar gerçek gerisi yalan’ manşetini attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘bu haberi yapan kişi ağır bedel ödeyecek, bırakmam onu’ dediği Can Dündar ise ‘devlet memuru değil gazeteciyiz’ başlıklı köşe yazısında ‘ gazete korkmadan, yılmadan devletin hatalarını sergileyecek, kamu adına denetim görevi üstlenecektir. Böyle olması hem devletin, hem halkın hem medyanın çıkarınadır’ sözleriyle haberinin arkasında durdu.

Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni, ABD medyasının ‘Watergate skandalı ’ ve ‘İran Kontra skandalı’nı ortaya çıkaran gazeteciliğine atıfta bulunarak kamuoyunun başına örülen çoraplardan benzeri haberlerle haberdar olduğunu ve böylece iktidarların hatalarından döndüklerini yazdı.

STÜDYO VOA

Mehmet Şimşek’ten “harcamaları azaltma” mesajı - 18 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG