Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, F-35 ve S-400 kriziyle ilgili açıklamalarda bulundu ve Washington’un bu sorunun çözümü için fazla adım atmadığı görüşünü savundu. Rus yapımıS-400 savunma sistemi satınalması sonrasında Türkiye, üreticisi ve alıcısı olduğu F-35 projesine katılımının askıya alınması ve ABD yaptırım tehdidiyle karşı karşıya kalmıştı. Buna rağmen Türkiye S-400 programından geri dönüşün olmadığı ve sistemin NATO’yla uyumlu olduğu konusunda ısrarlı oldu.
Senegal ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kasım ayında yaptığı Washington ziyaretinde Trump’la görüşmesi sırasında ABD’yle S-400 konusunda ortak çalışma grubu kurulması konusuna sıcak bakıldığını ancak sonrasında bu konuda adım atılmadığını şu sözlerle ifade etti:
“ABD seyahatimde son olarak orada Trump da önerimiz üzerine ‘(ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert) O’Brien ile (Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim) Kalın Bey’e sizden bir, bizden bir kişi biraraya gelip bunlarla ilgili çalışmaları yürütsünler’ dedik. Orada biz görevi verdik ama henüz bunlarla ilgili ciddi bir çalışma yok.”
Erdoğan, F-35 konusunda bir çözüme ulaşılamadığı takdirde başka çözümler arayışına gireceklerini de şu sözlerle vurguladı:
“Ya bu işin parasını bize verecekler ya da uçağı verecekler. Parasını vermiyorsa da dünyada bu işin dibi kurumadı ki... Başka yerden de bulur alır, kendimiz yaparız. Zaten çalışmalarımız, bazı ortak girişimlerimiz var.”
“Rusya Soçi ve Astana’ya sadık değil”
İdlib’de yaşanan son saldırılarla tırmanan gerginliğe de değinen Erdoğan, Rusya’nın Suriye’deki anlaşmalara bağlı kalmadığını söyledi. Erdoğan, "Rusya ile gerek Soçi gerek Astana'da bazı görüşmeler, anlaşmalar oldu. Bu anlaşmalara Rusya'nın sadık kalması halinde, biz de aynı sadakatle yola devam ederiz. Şu an itibarıyla maalesef Rusya, Astana'ya da, Soçi'ye de sadık değil" dedi.
Erdoğan Rusya’nın yakın mütttefik olarak gördüğü Esat rejimini İdlib’deki gerginlikle derhal gerekli uyarıları yapması gerektiğini söyledi: “Bu konuda Rusya da eğer biz birbirimize sadık ortaklar isek, tavrını belli edecek. Ya Suriye ile olan süreci farklı yürütecek ya da Türkiye ile olan süreci farklı yürütecek, bunun başka yolu yok. Biz bir şeyleri kapma gayretinde değiliz. Bir şeyleri almanın, toprak kapmanın gayreti yok bizde. Biz oradaki mazlum, mağdur insanları kurtarmanın gayreti içerisindeyiz.”
