New York Times, azil soruşturmasını yürüten Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu'nun eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ı ve Beyaz Saray'ın iki önemli avukatını Trump Yönetimi'nin Ukrayna'ya uyguladığı baskı kampanyasına ilişkin olarak ifade vermeye çağırdığını yazıyor. Habere göre Başkan Trump'la düştüğü anlaşmazlık nedeniyle Beyaz Saray'daki görevi sona eren Bolton, Ukrayna'ya Biden ailesi hakkında soruşturma açması için uygulanan baskıdan ötürü öfke içindeydi. Bu nedenle Demokratlar, Bolton'a, ”kusursuz bir görgü tanığı” gözüyle bakıyor. Hatta Bolton, baskı kampanyasının başını çeken Trump'ın kişisel avukatı Rudy Giuliani için ”herkesi havaya uçuracak el bombası” ifadesini kullanmıştı. Ancak gazete, Bolton'ın İstihbarat Komisyonu'nda ifade verip vermeyeceğinin tam olarak belli olmadığının altını çiziyor. Bunun nedeni, avukatının, Bolton'ın komisyonun önüne gönüllü olarak çıkmaya istekli olmadığını söylemesi, ifadeye çağrılması durumundaysa ne yönde karar vereceği hakkında açıklama yapmayı reddetmesi. Öte yandan gazete, Başkan Trump'ın Rusya Büyükelçisi olarak aday gösterdiği eski Dışişleri Bakan Yardımcısı John Sullivan'ın dün Kongre'de yapılan onay oturumuna Ukrayna'yla ilişkilerin damga vurduğunu yazıyor. Habere göre Sullivan, dün kamuoyu önünde ilk kez Giuliani'nin Amerika'nın Ukrayna Büyükelçisi Marie Yovanoviç'i görevden uzaklaştırmak için başlatılan karalama kampanyasında parmağı olduğunu söyledi. Sullivan ayrıca Trump'ın siyasi çıkar için Ukrayna'dan yardım istemesinin uygunsuz olduğunu, bunun Amerikan değerleriyle örtüşmediğini de dile getirdi.
New York Times bugün ayrıca sosyal medya devi Twitter'ın 22 Kasım'dan itibaren tüm siyasi reklamları yasaklayacağı yönünde aldığı kararla ilgili haberi aktarıyor. Habere göre dün firmadan yapılan açıklama online siyasi reklamların doğruluk ve güvenilirliğini tartışmaya açarken Facebook CEO'su Mark Zuckerberg'ün siyasi reklamların içeriğine karışmama şeklindeki politikası üzerindeki baskıyı da arttırıyor. Twitter CEO'su Jack Dorsey, dün yaptığı açıklamada, virüs gibi yayılan dezenformasyon kampanyalarının ve üzerinde oynanmış videolar dahil tüm siyasi reklamların siyasi söylem ve tartışmalar açısından ciddi bir zorluk oluşturduğunu kaydetti. Siyasi reklamların, günümüzün demokratik alt yapısının üstesinden gelmeye hazırlıklı olmadığı ciddi sonuçlar doğurmasından endişe ettiğini söyleyen Dorsey, siyasi mesajların, yaratacağı etkiyi satın alması değil, hak etmesi gerektiğini de altını çizdi. Gazete, Jack Dorsey'nin bu kararının, siyasetçilerin Facebook'ta yalan da olsa tüm iddialarını ifade etmelerine izin vereceğini söyleyen Mark Zuckerberg'le giriştiği ilkesel çatışmanın temelini oluşturduğu yorumunda bulunuyor. Öte yandan karar, sağ kanadın tepkisini çekti. Trump'ın 2020 kampanyasını yöneten Brad Parscale, kararın, muhafazakarları susturmaya çalışan partizan bir hamle olduğunu söyledi. Demokrat kanattaysa Kongre üyesi Alexandria Ocasio-Cortez Twitter'ı överken başkan aday adaylarından Montana Valisi Steve Bullock, ”Facebook, şimdi sıra sende,” mesajı verdi.
Wall Street Journal ise Amerikan Merkez Bankası FED'in bu yıl üçüncü kez faiz indirimine gittiğini bildiriyor. Habere göre Merkez Bankası, ekonominin aniden yavaşlamaması halinde faizlerin daha fazla indirilmeyeceğinin de sinyalini verdi. FED Başkanı Jerome Powell, ekonomi ılımlı olarak büyüme seyrini sürdürdüğü, iş piyasasıysa mevcut gücünü koruduğu sürece faiz oranının sabit kalacağını kaydetti. FED, böylelikle bir kez daha yüzde 0,25'lik indirime giderek faizleri yüzde bir buçuk ila yüzde 1 virgül 75 aralığına çekmiş oldu. Gazetenin görüşlerine yer verdiği Deutsche Bank baş ekonomisti Matthew Luzzetti, tüketici harcamalarının ve istihdamın düşeceğini, bunun da FED'in 10-11 Aralık'taki bir sonraki toplantısında ve 2020 başında faiz indirimini masada tutması anlamına geleceğini öngörüyor. İş piyasasının ve tüketici harcamalarının istikrarlı seyretmesi, FED'in faiz indirimine devam edip etmeyeceği konusunda belirleyici etken olacak. Uygulanan faiz politikasının ekonomiye yansımalarının zaman aldığını kaydeden Jerome Powell ise son faiz indirimleriyle birlikte bankanın bekle-gör politikası izleyeceğinin sinyallerini verdi.