Erişilebilirlik

30 Ekim Amerikan Basınından Özetler


30 Ekim Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:53 0:00

Wall Street Journal, 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak tanımlayan karar tasarısının Temsilciler Meclisi’nde kabul edilmesiyle ilgili habere ana sayfasında yer veriyor. Gazete, tasarının, NATO müttefiki Türkiye’nin oylamaya on yıllardır karşı çıkmasına rağmen kabul edildiğini yazıyor. Habere göre Temsilciler Meclisi ayrıca Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlenen askeri operasyonla ilgili olarak Türkiye’ye yaptırım uygulanmasına ilişkin yasa tasarısını da geçirdi. Her iki tasarı da Temsilciler Meclisi’nde partiler üstü destek buldu. Ermeni tasarısı 11’e karşı 405 oyla kabul edilirken yaptırım tasarısı 16’ya karşı 403 oyla Temsilciler Meclisi’nden geçti. Gazete, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun her iki tasarıyı da kınadığını yazıyor. Habere göre Çavuşoğlu, soykırım tasarısının tarihi ya da yasal dayanağı olmadığını, yaptırım tasarısınınsa NATO ittifakını ve Trump Yönetimi’yle bu ay varılan anlaşmayı ihlal ettiğini söyledi. Öte yandan New Jersey Demokrat Parti Senatörü Bob Menendez ve Teksas Cumhuriyetçi Parti Senatörü Ted Cruz, Senato’da benzer bir tasarının hazırlığını yapıyor. Ancak gazete, Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell’ın söz konusu tasarıların oylanmasının önünü açıp açmayacağına ilişkin bir sinyal olmadığını yazıyor.

Washington Post, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi’nin bir numaralı Ukrayna uzmanı Yarbay Alexander Vindman’ın Başkan Trump’ın 25 Temmuz’da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky’yle yaptığı telefon görüşmesine ilişkin dün Kongre’de verdiği ifadeyle ilgili haberi aktarıyor. Gazete, Trump’ın Zelensky’den Biden ailesi hakkında soruşturma açmasını istemesinin Vindman’ı çok endişelendirdiğini, bu nedenle durumu Ulusal Güvenlik Konseyi baş hukuk müşavirine rapor ettiğini yazıyor. Habere göre Vindman’ın en büyük kaygısı, Bidenlar hakkında açılacak olası bir soruşturmanın Amerika’nın Ukrayna’ya verdiği partilerüstü desteği zedelemesi, bunun da ulusal güvenliği tehlikeye atmasıydı. Vindman ifadesinde ayrıca 25 Temmuz’daki telefon görüşmesinin Beyaz Saray tarafından yayınlanan dökümünün, konuşulanlardan farklı bir içeriğe sahip olduğunu söyledi. Örneğin Vindman, Trump’ın Hunter Biden’ı soruşturmaya ikna etmeye çalıştığında Zelensky’nin Biden’ın yönetim kurulunda olduğu enerji firması Burisma’nın adını özellikle zikrettiğini hatırladığını söyledi. Öte yandan Demokrat Partililer, ifadenin azil süreci çerçevesinde kritik rol oynayacağını kaydederken Trump yandaşı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Alexander Vindman’ın Amerika’ya olan sadakatini ve vatanseverliğini sorguluyor. Gazeteye göre Trump ve yandaşları, daha önce de olduğu gibi en büyük savunma taktiği olan “tanıkları lekeleme” yöntemine başvuruyor. Örneğin Trump’ın en sadık destekçilerinden eski Kongre üyesi Sean Duffy, Ukrayna’da doğan Vindman’ın doğduğu ülkeye sempati duyduğunu, Trump’ın kişisel avukatı Rudy Giuliani ise Vindman’ın Amerika ve Ukrayna arasında “ikili oynadığını” söyledi. Ancak Cumhuriyetçi Parti içinde bu yaklaşıma karşı çıkanlar da var. Örneğin eski Başkan Yardımcısı Dick Chaney’nin kızı Wyoming eyaleti temsilcisi Liz Chaney, Vindman’ın vatanseverliğini sorgulamanın utanç verici olduğunu kaydetti.

New York Times ise uçak imalatçısı Boeing’in CEO’su Dennis Muilenburg’un MAX 737 model yolcu uçaklarının önce Endonezya, beş ay sonraysa Etiyopya’da düşmesiyle ilgili Kongre’de düzenlenen oturumda verdiği ifadenin ayrıntılarını aktarıyor. Habere göre yer yer duygusal anların yaşandığı oturumda iki kazada yaşamını yitiren yolcuların yakınlarıyla yüz yüze gelen Muilenburg, Boeing’in ikinci kazadan önce uçuşları durdurması gerekip gerekmediğine ilişkin soruları yanıtladı. Muilenburg, oturumda, “Şimdi olsa geçtiğimiz yıl Ekim ayında Endonezya’da yaşanan ilk kazadan sonra harekete geçerdik. Şimdiki veriler o zaman elimizde olsaydı farklı karar alırdık,” dedi. Boeing CEO’su ayrıca firma yetkililerinin MAX 737’lerin uçuşlarını neden daha önce durdurma kararı almadıklarını kendilerine defalarca sorduğunu, ölenleri ve yakınlarını aklından çıkarmadığını ve çok üzgün olduğunu dile getirdi. Muilenburg ayrıca ilk kez, ikinci kazadan önce bir pilotun MAX 737’lerle ilgili kaygılarını ifade ettiğini söyledi. Gazeteye göre Muilenburg’dan gelen bu itiraf, firmanın uçuşları askıya alma konusunda ikinci kazadan önce neden kararlı bir adım atmadığıyla ilgili daha fazla sorunun gündeme gelmesine yol açacak. Muilenburg, 10 Mart’ta Etiyopya’da yaşanan ikinci kazadan sonra Başkan Trump’ı arayarak uçakların emniyetli olduğu savunmasını yapmış ancak başka ülkelerden daha geç olsa da Amerika, 13 Mart’ta MAX 737’lerin uçuşlarını durdurmuştu.

XS
SM
MD
LG