Erişilebilirlik

6 Ekim Amerikan Basınında Özetler


6 Ekim Amerikan Basınında Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:09 0:00

Washington Post, bugünkü ana sayfasında 2010 yılında Afganistan’ın Helmand ilinde Taleban tarafından yol kenarına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu hem iki kolunu hem de iki bacağını yitiren 31 yaşındaki deniz piyadesinin geçirdiği 18 saatlik kol nakli ameliyatına dair ayrıntılar yer alıyor. Gazete, ana sayfada deniz piyadesi John Peck’in ameliyattan sonra yeni kollarını gösterdiği bir fotoğraf da paylaşmış. Bu ameliyatın, Boston’daki Brigham and Women’s hastanesinin gerçekleştirdiği dördüncü kol nakli ameliyatı olduğunu belirten gazete, dünya genelinde de şimdiye kadar 60 hastaya 80 kol nakledildiğini yazıyor. John Peck ise Irak ve Afganistan savaşlarında hem kol hem de bacaklarını kaybeden ve kol nakli ameliyatı olan ikinci asker. Peck’in önündeki iyileşme sürecinin çok uzun olacağını vurgulayan Washington Post, kemik, kas, kan damarları ve deri dokusunun iyileşmesi ve kolun tam olarak hissiyat kazanıp işlevini yerine getirmeye başlamasının zaman alacağı uyarısında bulunuyor.

Gazete bugün ana sayfasında ayrıca Booz Allen Hamilton şirketinde Ulusal Güvenlik Dairesi, NSA’in sözleşmeli elemanı olarak çalışan 51 yaşındaki Harold Thomas Martin’in, gizli veriler içeren bazı belgeleri alıp evinde gizlediği gerekçesiyle 27 Ağustos’ta tutuklandığına dair haberi paylaşmış. Habere göre Harold Thomas Martin, hükümete ait olan belgeleri çalmak, izinsiz olarak yerlerini değiştirmek ve gizli belgeleri alıkoymakla suçlanıyor. Yetkililere göre Martin, NSA’in gizli belgelerini Maryland eyaletinin Glen Burnie kasabasındaki evinde depolamaya, bundan on yıl önce başlamış olabilir. Yetkililer, Martin’in neden olduğu hasarın boyutları hakkında henüz net bir tablonun ortaya çıkmadığını belirtiyor. Martin’in NSA’in başka bilgisayar sistemlerine girmesine olanak tanıyan kodlarını çaldığından da şüpheleniliyor. Gazete, suçlu bulunması durumunda Martin’in 11 yıl hapis cezasına çarptırılabileceğini belirtiyor.

Los Angeles Times bugünkü ana sayfasında kimi kamuoyu yoklamalarının, erken oy verme sürecinin bazı eyaletlerde başlaması ve iki tartışma programının geride kalmasıyla Demokrat Parti adayı Hillary Clinton’ın kilit eyaletlerdeki liderlik konumunu güçlendirdiğini yazıyor. Ancak gazete, Trump’ın hala bazı anketlerde güçlü göründüğünü belirtiyor ve bunu, Trump’ın özellikle Clinton’un Eylül ayında baş gösteren sağlık sorunlarıyla birlikte erkek seçmenler arasındaki popülaritesini arttırmasına bağlıyor. Los Angeles Times ayrıca özellikle Hillary Clinton’ın oylarını bölen Libertaryen Parti aday Gary Johnson ve Yeşil Parti adayı Jill Stein’a verilen destekte ise azalma görüldüğünü bildiriyor ve bu durumun Clinton’ın işine yarayacağı yorumunda bulunuyor.

Wall Street Journal ise bugün ana sayfasında Halep’teki tahribatı gözler önüne seren bir fotoğraf paylaşıyor ve iç sayfalarında Halep’in Amerika için giderek daha karmaşık bir sorun haline geldiğine dair ayrıntılı bir değerlendirmeye yer veriyor. Habere ilişkin olarak iç sayfalarında ”Halep Obama’nın Saraybosya’sı oldu” başlığı atan gazete, Halep’in kuşatma altında olan tipik bir kent haline gelerek küresel utancın simgesi olduğunu yazıyor. Obama yönetimine Halep’e ilişkin tavrı ve güttüğü taktik konusunda ciddi eleştiriler yönelten Wall Street Journal, Obama’nın en büyük hatasının, kendini masum sivilleri topluca katletmeye adamış bir diktatör karşısında kentlerini savunmaya istekli halka silah yardımı yapmayı reddetmesi olduğunu iddia ediyor. Gazete, durumun, 1990’lı yılların başında Balkanlar’da yaşanan katliamı hatırlattığını ve akıllara, zamanın Amerikan başkanı Bill Clinton’ı getirdiğini yazıyor. Haberde, hiçbir Batılı ülkenin, Balkanlar’da yaşanan etnik temizliğe dur demek için harekete geçmediği hatırlatılıyor. Bunun nedeni savaşın, Balkanlar’ın kökleri tarihe dayanan ve aşiret kavgalarını andıran düşmanlık içinde olmasından kaynaklandığı yönündeki Batı algısı. Gazete, gerek baba Bush, gerekse Bill Clinton’ın ‘Biz bu çekişmeye niye karışalım ki?’ tavrıyla Balkanlar’da yaşanan savaştan uzak durduğunu yazıyor, ancak gerek Balkanlar’da, gerekse şimdi Halep’te yaşanan katliamlara seyirci kalmanın bedelinin çok ağır olacağı uyarısında bulunuyor.

XS
SM
MD
LG