Facebook, Twitter gibi sosyalleşme sitelerinde özellikle baskıcı rejim altında yaşayanların protesto gösterileriyle ilgili duyuruların yayınlanması sempatiyle karşılanıyor ve destekleniyor. Texas eyaletinin Dallas kentinde bir süre önce yapılan bir konferansta İnternet’in gücü ve İnternet’te gazetecilik yapanlarla blogcuların karşılaştıkları sorunlar incelendi.
İnternet ve taşınabilir dijital cihazların ne kadar etkin olduğu geçen yıl İran’da, daha önce de Latin Amerika’daki protesto gösterileri sırasında kanıtladı.
Protestolara katılan bazı muhalif blogcular, eski başkan George W. Bush’un adını taşıyan enstitüde Amerikalı yetkililer ve İnternet uzmanlarıyla biraraya geldi. Enstitüye ev sahipliği yapan Southern Methodist Üniversitesi’ndeki konferansı George Bush açtı.
Sanal muhaliflere, uçuşları iptal olduğu için konferansa gelemeyen iki blogcu da İnternet üzerinden Skype’la katıldı.
Blogcu Oleg Kozlovski, Rusya’da hükümet karşıtlarının tutuklanma risikine rağmen düşüncelerini bloglarda dile getirdiklerini söyledi:
“Ortada kolayca hedef alınacak tek bir kişi yok.”
Çinli blogcu Isaac Mao, ülkesinde uygulanan sansürün, sesleri gittikçe daha gür çıkan muhalifleri durduramadığını söylüyor.
Harvard Üniversitesi’nden Ethan Zuckerman’a göre, Çin’de İnternet’e ağır sansür uygulanıyor:
“Çin hükümeti aslında sansürden çok daha haince bir yola başvuruyor ve ülkede alternatif platformlar oluşturulmasını teşvik ediyor.”
Çin’de halk, hükümetin arama motoru Baidu.com’a erişebiliyor. Youtube’daki video görüntülerine erişime izin verilmezken siyasi içeriği olmayan Youku.com, alternatif olarak sunuluyor.
İnsan hakları örgütü Özgürlük Evi’nden Robert Guerra, protesto görüntülerinin ortaya çıkmasıyla İran Hükümeti’nin İnternet hızını yavaşlatarak görüntülere erişimi engellediğini söylüyor:
“Geçen Haziran ayındaki seçimlerden sonra İran Hükümeti’nin izleme teknolojisini güçlendirdiğini, baskıyı arttırdığını görüyoruz. İnternet’te mesaj yayınlayanlar, cep telefonlarından mesaj gönderenler birkaç saat içinde izlenip gözaltına alınıyor.”
Suriyeli blogcu Ahed Al Hendi İnternet’teki yazıları nedeniyle bir ay hapis yattı. Şu anda Maryland eyaletinde yaşayan ve demokrasi hareketlerini destekleyen Hendi, Suriye’de blogcuların hala cezalandırıldığını söylüyor.
“Burada gelmeden önce bir kızın tutuklandığını öğrendim. 19 yaşında bir lise öğrencisi. Okula gitmesi gerekirken hapis yatıyor. Suriye’de şu anda onlarca blogcu tutuklu. Kötü muamele ve işkence görüyor. Avukatlarıyla görüşmeleri engelleniyor.”
Venezuelalı eylemci Rodrigo Diamanti, yazdığı blogda, Devlet Başkanı Hugo Chavez’i eleştiriyor. Diamanti, diğer eylemcilerle biraraya gelip “Un Mundo sin Mordaza” “Sansürsüz Bir Dünya” adlı örgütü kurmuş.
Diamanti “Çok iyi örgütlendik. 20’den fazla ülkede temsilciliklerimiz var. İfade özgürlüğünün önemini ve en temel haklardan biri olduğunu yazıyoruz. Bir temel hakkımızı yitirince öteki insan haklarımızı da kaybetmeye başladığımızı biliyoruz.” diyor.
Kolombiyalı Oscar Morales Guevara, Facebook’ta milyonlarca kişiyi protesto yürüyüşü için örgütlemenin hayatını değiştirdiğini söylüyor:
“İnsanların örgütlenmeye başladıkları zaman nasıl güçlendiklerini görünce çabalarımızı sürdürmeye ve sesimizi yükseltmeye karar verdik.”
CyberDissidents.org, SanalMuhalifler.org grubunun başkanı David Keyes, dijital teknolojinin siyasi ortamı değiştirdiğini söylüyor:
“İnternet, demokrasi isteyenlere insanlık tarihinde daha önce hiç görülmemiş ölçüde güç verdi. Artık birkaç tuşa tıklayarak dünyanın her yerinde milyonlarca kişiyle konuşabiliyorlar. Ancak teknolojiye aşırı bağımlılığın zararları da olabilir.”
Konferansa katılan blogcular, İnternet’in sağladığı avantajlara rağmen yüzyüze iletişimin ve etkin eylemciliğin siyasi değişim için gerekli olduğunu vurguladı.