Erişilebilirlik

Diyarbakır’da bir ‘Masumiyet Müzesi’


Diyarbakır’da bir ‘Masumiyet Müzesi’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:25 0:00

85 yaşındaki Kazım Ertaş, Sur’daki evinde hasta eşiyle birlikte yaşıyor. Aslen Tuncelili ama emeklilikten sonra Diyarbakır’a yerleşmiş. Ertaş’ın şimdilerde yaşamını sürdürdüğü evi, ünlü yazar Orhan Pamuk’un “Masumiyet Müzesi” romanından yola çıkarak açtığı müzeyi andırıyor. Pamuk, Masumiyet Müzesi'ndeki eşyalar üzerinden İstanbul'u ve kendi hayatını anlatmaya çalışıyordu. Ertaş da hayatının değişik dönemlerini müzeye dönüştürdüğü evinde toplamış.

1960 yılında karayolları idaresinde çalışmaya başlayan Ertaş, Güneydoğu’daki birçok yolun yapımında görev aldı. 45 yıl karayollarında çalışan Ertaş’ın görev süresinin büyük bölümü Şırnak ve çevresinde geçti. Yöre halkıyla sıcak ilişkiler kuran Ertaş, aldığı hediyeleri biriktirmeye başladı. Sadece hediyeleri değil, kendi bulduğu ilginç eşyaları da biriktirdi. Evinin kapısını Amerika’nın Sesi’ne açan Ertaş, o günleri şöyle anlatıyor: “İlk olarak bu halıları aldım. Bu halıları alınca duvara astım, hoşuma gitti. Böyle şeyleri seviyordum, merakım vardı. Bunların bir kısmını kendim aldım, bir kısmını hediye ettiler. O zaman Suriye ve Irak’a kaçakçılığa gidenler vardı. Onlardan alıyordum, bir kısmını bana hediye ediyorlardı.”

Peki, Ertaş’ın müzesinde neler var? Silah, el aletleri, süs eşyaları, duvar halıları, küçük heykeller ve daha birçok eşya. Müzede irili ufaklı bine yakın eşya bulunuluyor. Hepsinin üzerinde tarihleri yazıyor. 1960’lardan bugünlere. Üzerinde 1972-Şırnak yazan bir baltayı gösteriyor Ertaş. Balta o dönem Şırnak’ta yaşayan Ermeni bir aileden hediye.

Diğer duvarda ise bir saat. Hikayesini şöyle anlatıyor Ertaş: “Bu fotosunu gördüğünüz kadın Koçero’nun karısı. Dağdan geldiler Suriye’ye gidecek yolu bulmadılar, onları Suriye’ye gönderdik. Sonradan kızları bana bir saat hediye ettiler.” Ertaş’ın bahsettiği kişi, yörede Koçero olarak bilinen ünlü bir kanun kaçağı.

Ertaş’ın sergisinde bir füze parçası dikkat çekiyor. Onun hikayesini de anlatıyor Ertaş: 1966 yılında bölgede bir tatbikat yapılıyor. Tatbikatta atılan bir füzenin parçası, yörenin ileri gelenlerinden Osman Demir tarafından bulunuyor ve Ertaş’a hediye ediliyor.

Ertaş’ın müzesinde ünlülerden gelen hediyeler de bulunuyor. Ertaş, eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le, Adana’daki Seyhan Barajı’nda mühendis olarak çalıştığı dönemde tanışmış. Yıllar sonra Demirel Başbakan olunca, Ertaş ziyaretine gitmiş. Demirel, günü anısına, Ertaş’a bir at heykeli armağan etmiş. Heykel de müzedeki yerini almış.

Gününün büyük bölümünü müzesinde geçiren Ertaş, bazen hüzünleniyor, bazen endişeleniyor.Ertaş hüzün ve endişenin nedenlerini şöyle açıklıyor: “Baktığım zaman neşeleniyorum. Ama şu da var ki öldüğüm zaman bunlara ne olacak? Onu bilmiyorum, daha karar vermedim. Herkes gelir alıp götürür. Bunlara baktığım zaman bazen ağlıyorum. Kimden aldığım aklıma geliyor hüzünleniyorum. Üzerlerinde yazanlara bakınca heyecanlanıyorum”

Müzede bazı silahlara ait mermiler de göze çarpıyor. Bu mermiler, 1990’lı yıllarda Şırnak’ta yaşanan çatışmalarda, Ertaş’ın evine isabet eden mermiler.

Ertaş’ın müzesini çok olmasa da, ziyaret edenler oluyor.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG