Erişilebilirlik

Diyarbakır’da Beş Ayda 838 Kadın Şiddet Başvurusu Yaptı


Kadına yönelik şiddet konusunda çalışma yapan ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı’na beş ayda 838 kadın başvurdu. Kadınlar en çok psikolojik şiddet gördüklerini söyledi.

Kadına yönelik şiddete karşı ortak çalışma yapmak amacıyla 10 kadın örgütü tarafından kurulan Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, beş aylık şiddet raporunu açıkladı. İnsan Hakları Derneği’nde düzenlenen basın toplantısında açıklanan rapora göre, başvuran 838 kadının, yüzde 85’i yani 720 kadın, psikolojik şiddete maruz kaldığını, yüzde 50’si, yani 422 kadın fiziksel şiddete maruz kaldığını, yüzde 46’sı yani 392 kadın ekonomik şiddete maruz kaldığını, yüzde 38’i yani 321 kadın dijital şiddet ve ısrarlı takip yoluyla şiddete maruz kaldığını, yüzde 23’ü yani 198 kadın ise sosyal şiddete maruz kaldığını belirtti.

Daha sonra söz alan Av. Gurbet Yavuz ise Şiddetle Mücadele Ağı’nın gözlemlerini açıkladı. Yavuz’un açıkladığı sorunlardan bazıları şöyle:

-İstanbul Sözleşmesi gereği, kadına dönük şiddetle mücadele alanında çalışacak kamu personelinin de eğitimli ve uzman kişilerden belirlenmesi gerekliliği yetkililer tarafından göz ardı edilmektedir.

-Sadece barınma sorunu yaşayan kadınlara yönelik, hükümet politikalarında henüz herhangi bir çalışma yürütülmediğinden, kadın konukevleri ve sığınaklarda; yüksek can güvenliği riski taşıyan, şiddete maruz kalmış veya kalacak olmaktan kaynaklı travma yaşayan ve sadece barınma sorunu yaşayan kadınlar aynı ortamda beraber yaşamaktadırlar.

-Kadınların karakola yaptığı başvurularda çoğu zaman “zaten bir şey çıkmaz, şikayet etme. Karakoldan şikayetçi olamazsın adliyeye git, görev alanımıza girmiyor, başka karakola git ” tarzında yanlış yönlendirmeler yapılmaktadır.

-6284 Sayılı Kanunun “Hakim tarafından alınan önleyici tedbir kararları” başlığı altında bazı maddelerce verilen tedbir kararlarının tekrarlı ihlalinde cezai yaptırım uygulanabilmektedir. Fakat bu cezai yaptırımın tekrarlanan suç olsa bile uygulanmadığı, tedbir kararlarının ihlali sonucu mağdur eden kişinin sadece ifadesine başvurulduğu ve bu haliyle önleyici tedbir kararlarının mağdur eden için caydırıcı olma etkisinin azaldığı açıktır.

-Elektronik kelepçe uygulaması kimi şiddet vakalarında olmazsa olmaz bir tedbirken, bunun sadece pilot illerde uygulanmaya devam edilmesi, Diyarbakır yerelinde pratikte karşılığı olmayan bir düzenleme olarak kalmasına yol açmaktadır.

-Hakimler ve savcılar başta olmak üzere tüm ilgili adli personel ve kolluk birimlerinin TCE(toplumsal cinsiyet eşitliği) hakkında yeterli bilince sahip olmaması sorunların temellerinden biri, hatta sorunların çözülememesinin esas sebebidir.

-Boşanma sürecinde olan kadınların toplumsal baskıya ya da karşı tarafın sindirme politikalarına yenik düşerek dosyalardan feragat ettiği çok sayıda durumla karşılaşmaktayız.

-Cinsel saldırı içerikli yargılamaların birçoğunda hem kadının adalete erişim olanakları hem de adli vakaya dönüştükten sonra kadını koruyan ve destekleyen yan tedbirler yetersizdir.

-Yargılamalardan sonuç alamamak, adalete güven ile ilgili sorun yaşamak, adalete erişimde bürokratik engellere takılmak, adli personelin mağdura yaklaşımı, mahkemelerde mağdurun sanık sorgusu yaparmış gibi sorgulanması, istismar dosyalarında çocuğu dinlemelerde ikincil mağduriyetlerin yaşatılması ve suç ile yaptırımı arasındaki orantısızlıklar bu krizin temel nedenleridir. Tek başına hukuki desteğin yetmediği ve kadının şiddetle başa çıkarken çok yönlü desteklenmesi gerekliliği açıktır.

- Tecavüz sonucu oluşan hamileliklerde kürtaj süresi en az 24 hafta olmalı, ‘’savcılık izni’’ talebiyle kürtajın fiilen engellendiği durumlar ortadan kaldırılmalı, kadının beyanı yeterli görülmelidir.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG