Diyarbakır’da normalleşme sürecinin ardından Corona virüsü vakalarının hızla artması, endişe yaratıyor. Artık yasakların da işe yaramayacağını savunan sağlık örgütleri, bilinçlenme çağrısı yapıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bugün paylaştığı bilgilere göre Diyarbakır'da son 1 ayda günlük ortalama vaka sayısı 58, son 1 haftada günlük ortalama vaka sayısı 81, son 3 günde 87, son gün ise 100'e yaklaştı. Günlerdir gerek sivil toplum kuruluşları gerekse yetkililerin yaptığı uyarılara rağmen vaka sayısı hızla artıyor.
Maskesiz sokağa çıkmanın yasaklandığı kentteki bu durum, endişeleri de beraberinde getirdi. VOA Türkçe mikrofonlarına konuşan Diyarbakırlılar, uyarıların dikkate alınmamasından şikayetçi. Selahattin Bozdaş, endişesini maske takarak gidermeye çalışıyor. Bozdaş, “Herkes maskesini takarsa bu hastalık düşebilir, iyi olur. Herkes 'Ben takmıyorum' dese ne olacak? Hastalık bulaşır. Zaten görüyorsunuz 1 kişiden 100 kişiye bulaşıyor. Tabii ki korkuyoruz, korkmasak akşama kadar niye takalım, nefes alamıyoruz, illa ki korkuyoruz” dedi.
Uzun süre evden çıkmadığını söyleyen Murat Olgun da endişeli. Olgun, “Biz kaç aydır evde oturuyoruz. Son zamanlarda işlerimizi görmek için çıkmaya başladık ama dikkat ediyoruz. Dikkat etmeyen insanlar çok fazla Diyarbakır'da. Herkes kendi önlemini alırsa veya kendinden sonra diğer insanları da düşünürse daha faydalı olur diye düşünüyorum” diye konuştu.
Süleyman Ayaz ise herkesin kendi önlemini alması gerektiğini savunarak, “İster istemez tedirgin oluyoruz. İnsanlar ‘Bana bir şey olmaz’ diyor ama oluyor. Tedbirli olmaları lazım. Öncelikle bir arada durmamaları lazım, maske takmaları lazım, eldiven takmaları, el hijyenine dikkat etmeleri lazım, ama görüyoruz ki kimse dikkat etmiyor” şeklinde konuştu.
Vatandaşlar önlemlerini alsalar da tedirgin. Sağlık örgütleri ise normalleşmenin yanlış planlandığı görüşünde. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya, sadece Diyarbakır’daki bir hastaneye günde 100’ü aşkın hasta geldiğini söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Yerlikaya, salgının Diyarbakır’da artarak devam ettiğini söyledi. Yerlikaya, “Yetkililerin de vatandaşlara bu kurallara uymalarının olanaklarını sağlaması lazım. Normalleşme sürecinin bu kadar hızlı olmaması gerekiyordu. Diyarbakır'da bu kadar artışın yaşanmasının temel nedeni, her şeyin güllük gülistanlıkmış gibi 1 Haziran sonrası açılması. İller arası seyahatin açılması, çalışan insanların işlerine dönmesi, lokantaların açılmış olması, bunlar bir anda olunca Türkiye'nin farklı yerlerinden Diyarbakır'a gelen kişilerin taşıdıkları virüsün etkisiyle artış oldu. Diyarbakır'daki vaka artışının temel olarak kümelendiği yerler dergahta zikir çeken insanlar, nişana katılanlar, taziyelere katılanlar arasında bulaşma oldu. İş yerinde çalışan insanlardan bulaşma oldu. Toplu olarak insanların bir araya geldiği alanlarda çok ciddi vaka artışı ile karşı karşıya kaldık. Çalıştığımız hastanede yatan çok sayıda hasta var. Normalleşme süreci sonrasında sadece Diyarbakır Gazi Yaşargil Araştırma Hastanesi'nde her gün 180'e yakın hasta yatıyor ve ciddi bir sirkülasyon var. Bir günde 50 hastanın taburcu edildiği zamanlar oluyor ve bunların 30'a yakını yoğun bakımda. Son 2 hafta içinde her gün bir ya da iki hastayı kaybettiğimiz günler oluyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor, henüz pandemi tehlikesi geçmedi. Diyarbakır açısından artarak devam ettiğini söyleyebiliriz” dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eş Başkanı Şiyar Güldiken ise en az 150 sağlık çalışanının enfekte olduğunu söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Güldiken, “Sahadan aldığımız veriler, vakaların bakanlığın dediklerinden daha fazla olduğunu gösteriyor. Özellikle son 3-4 gündür yeni eklenen günlük vaka sayılarının 100'ün üzerinde, 110 civarında olduğunu görüyoruz. Bugün itibarıyla günlük Diyarbakır'daki hastanelerin toplamında 30-35 civarı yoğun bakımda olmak üzere, toplamda yaklaşık 250 vakanın tedavi gördükleri biliyoruz. Bunlar içinde sağlıkçı arkadaşlarımızda var. Bize bilgisi ulaşan yaklaşık 150 sağlık çalışanı enfekte olmuş durumda” dedi.
Güldiken de normalleşme sürecinin erken başladığını savunanlardan. Artık yasakların da işe yaramayacağını vurgulayan Güldiken, bilinçlenme çağrısı yaptı. Güldiken, şöyle konuştu: “Yeterli ve gerekli önlemler alınmadan normalleşmeye gidildi. 31 şehirde genel yasak yapılıyordu bayramdan önce, ancak Diyarbakır bu 31 ilden çok önce çıkarıldı genel yasak kapsamından. Bunun çok büyük olumsuz etkisi var. Bayramda 4 günlük yasağın Diyarbakır'da gerekli şekilde uygulanmadığına dair bilgiler var. Ramazan ayında yeterli ve gerekli tedbirler alınmadan toplu ibadetler yapıldı bazı köy ve mahallelerde, alışveriş merkezlerinin hızlıca açılmış olması, berberlerin kuaförlerinin açılması. Bunlar hizmet alanı olduğu için elbette açılmalı, ancak yeterli ve gerekli tedbirlerin alınması koşuluyla açılması gerekiyor. Bilimsellikten uzak bir değerlendirme sonucu açıldı. Şunu söyleyebiliriz, maalesef süreç ekonomiye kurban edildi. Diyarbakır birinci dalganın pikini yaşamadı daha. Gittikçe sayı yükseliyor. Geçen hafta vaka sayısı 80’lerde iken bu hafta 100 oldu. Hala artıyor. Halk ciddiyetle yaklaşmıyor. Hala maske kullanımı, mesafeyi koruma ile ilgili zorluklar olduğunu biliyoruz. Kabul etsek de etmesek de yasak olmadan bu işin çözülmeyeceğini düşünüyoruz. Ama artık bu saatten sonra yasak olmasını da doğru bulmuyoruz. İnsanların bilinçlenmesinin gerekli olduğunu biliyoruz.
