Erişilebilirlik

Demokrat Başkan Aday Adayları Kozlarını Paylaştı


2016 başkanlık seçiminde Demokrat Parti’nin adaylığını almak için yarışan aday adayları, kozlarını yeniden paylaştı.

Demokrat Parti Başkan aday adayları, Dışişleri Eski Bakanı Hillary Clinton, Vermont Senatörü Bernie Sanders ve Maryland eyaleti Eski Valisi Martin O’Malley, İran’la varılan uluslararası nükleer anlaşmanın uygulanmasını ve İran’da tutuklu bulunan Amerikan vatandaşlarının serbest bırakılmasını dış siyasette elde edilen olumlu gelişmeler olarak niteledi. Üç aday adayı, Ortadoğu ülkelerini IŞİD’le mücadelede daha aktif rol oynamaya da çağırdı.

Clinton, İran’la ilişkileri normalleştirmeden önce, atılması gereken adımlar olduğunu söyledi. Clinton, Amerika’nın, özellikle Suriye politikasına ilişkin olarak, İran’a daha fazla baskı yapması gerektiğini kaydetti.

Son bir ayda, kamuoyu yoklamalarında aldığı puanı yükselten Bernie Sanders ise, savaş çıkmadan nükleer anlaşmanın imzalanmasının ve İran-Amerika ilişkilerinin yumuşamasının son derece olumlu olduğunu dile getirdi. Ancak Sanders, Tahran’da kısa süre içinde büyükelçilik açmanın doğru olmayacağını da ekledi. Vermont Senatörü, ikili ilişkilerin nasıl sağlıklı bir şekilde ilerlemesi gerektiğini, Küba-Amerika ilişkilerini örnek göstererek açıkladı.

Düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden John Hudak, dış siyaset konusunun gündeme gelmesinin Hillary Clinton’ın avantajına olduğunu söyledi. Dış siyasette üç aday adayı arasındaki en deneyimli kişinin Clinton olduğunu söyleyen Hudak, Sanders’ın Irak Savaşı’na onay vermediğini sık sık dile getirdiğini, ancak artık Amerikan kamuoyunun savaşa ‘evet’ diyen Clinton’u affettiğini ve bu konuyu geride bıraktığını belirtti. Sanders’ın tartışmaya yeterince hazırlanmadığını, O’Malley’nin ise, tartışmanın içinde kaybolduğunu söyleyen Hudak’a göre Hillary Clinton, başkumandanlık yapmaya hazır olduğu izlenimini veriyor.

Hem Clinton, hem Sanders ve O’Malley de, IŞİD’e karşı mücadeleyi sadece Amerika’nın üstlenmemesi gerektiği konusunda ise fikir birliği içinde. Sanders, Ortadoğu’da Suudi Arabistan ve Katar gibi zengin ülkelerin de mücadeleye katılması gerektiğini kaydederken, Clinton, bölgede Amerika’nın etkisi altına alamayacağı pek çok gücün mevcut olduğunun altını çizdi.

Aday adayları dış siyasette birçok noktada görüş birliği içindeyken, silah kontrolu, sağlık hizmetleri ve siyasi kampanya bağışları gibi iç siyaset konularında ayrı görüşlere sahip. Clinton, Sanders’ı, Başkan Obama’nın tüm vatandaşlara sağlık sigortası garantisi veren programını yıkmaya çalışmakla suçlarken, Sanders Amerika’da sağlık harcamalarının maliyetinin çok yüksek olmasından sigorta şirketlerini ve ilaç sanayii lobisini sorumlu tuttu.

Mali kurumların ekonomi üzerinde çok fazla nüfuza sahip olduğunu kaydeden Sanders, bankacılık sektörünün daha iyi denetlenmesi gerektiğini belirtti. Clinton bankacılık sektörünün denetlenmesi için bir planı olduğunu belirtse de, Sanders, Clinton’ı kastederek, mali sektörden yüklü miktarlarda bağış alan siyasetçilerin, Wall Street için bir düzenleme yapamayacağını savundu.

Tartışma programı öncesinde, NBC Televizyonu ve Wall Street Journal Gazetesi’nin ortak yaptığı kamuoyu yoklamasına göre Hillary Clinton, yarışı Bernie Sanders’in 25 puan önünde götürüyor. Son kamuoyu yoklamalarına göre 1 Şubat’ta Iowa eyaletinde yapılacak ön seçimlerde Clinton ve Sanders neredeyse kafa kafaya gidiyor. 9 Şubat’ta New Hampshire eyaletinde yapılacak önseçimde ise Sanders, Clinton’un 14 puan önünde görünüyor.

Trump’tan Demokratlara eleştiri


Dün geceki tartışmaların ardından da bugün de Cumhuriyetçilerin tartışmalı adayı Donald Trump’ın tek kişilik gövde gösterisi vardı. Trump, Amerikan yurttaş hakları hareketinin lideri Martin Luther King’i anma gününde, Liberty University’de konuştu. Dünyanın en büyük Hıristiyan üniversitesindeki konuşmasında Trump, Hillary Clinton için “felaket” tanımını kullandı. ABD’de kadın başkan görmek istediğini ancak bunun Clinton olamayacağını dile getiren Trump, şu anki ABD yönetimini de çok aptal bulduğunu söyledi.

Amerika’nın Sesi muhabiri Dilge Timoçin’in bildirdiğine göre Trump, göçmenler ve Müslümanlarla ilgili görüşlerini de yineledi. “Suriyelilerin gelmesine izin veremeyiz. Bu işi şansa bırakamayız” dedi, Meksika sınırına duvar örülmesini Çin Seddi’ni yapmak kadar kolay olduğunu savundu.

Presbiteryen olan Trump, üniversitenin özgürlük anlamına gelen ismine ve Hıristiyan temeline vurgu yapmak istedi. Ancak İncil’den yaptığı alıntının ismini yanlış telaffuz edince hem seyircilerin hem sosyal medyanın hedefi oldu.

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG