DBP Eş Genel Başkanı Yüksek, iki gün gözaltında kaldıktan sonra dün gece adliyeye çıkarıldı. Yüksek, saatler süren savcılık ifadesinin ardından "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Sabaha kadar süren ifade işleminin ardından Yüksek, mahkeme tarafından tutuklandı. Yüksek’in tutuklanma gerekçesi, “terör örgütüne üye olmak” olarak açıklandı.
Tutuklama kararıyla ilgili bir açıklama yapan savcılık, Yüksek’in KCK operasyonları kapsamında gözaltına alındığını söyledi. Açıklama şöyle: ”Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturma kapsamında, İlimizde PKK/KCK Terör Örgütü’ne yönelik Cumhuriyet Başsavcılığımız koordinesinde Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nce 10/05/2016 tarihinde şüpheli K.Y(Kamuran Yüksek) gözaltına alınmıştır. Soruşturma kapsamında şüpheli K.Y.'nin İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından Cumhuriyet Başsavcılığımızca 12/05/2016 tarihinde Türk Ceza Kanunu'nun 314/2 (Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma) maddesi kapsamındaki eylemi iddiasından tutuklanması talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmiştir. Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce tamamlanan 2016/205 numaralı sorgusunun ardından şüpheli K.Y.’nin Türk Ceza Kanunu'nun 314/2 (Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma) maddesi kapsamındaki eylemi iddiasından tutuklanmasına karar verilerek konumuna uygun Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilmiştir.”
Yüksek’in tutuklanmasının ardından DBP’den yapılan açıklamada, suçlamaların dayanaksız olduğu belirtildi. Tutuklama kararının yaklaşan kongreyle ilgili olduğu ifade edilen açıklamada, “Savcılık ifadesinde ise kendisine isnat edilen suçlarla ilgili ileri sürülen tek delil, siyasi parti liderinin çeşitli tarihlerde kamuoyunu bilgilendirme amaçlı yaptığı konuşmalardır… Bu zoraki delil üretme çabası talimatıyla işleyen yargı, Eş Genel Başkanımızın tutuklanmasına yönelik karar vermiştir. Gerek gözaltı şekli, gerekse isnat edilen suça ilişkin hazırlanan dosyaya zoraki delil üretme çabası, Eş Genel Başkanımızın tutuklanması ile ilgili ‘hukukun üstünlüğü’ ilkesini bir tarafa bırakanların aynı zamanda ne denli ahlaktan yoksun olduğunu bir daha göstermiştir. Bu siyasi soykırımın dikkate değer başka bir yanı ise, partimizin kongre hazırlıklarını hızlandırdığımız bir döneme özellikle denk getirilmesinin hedeflenmiş olmasıdır. Kürt meselesinin siyasal zeminde çözümü projesi olan Demokratik Özerklik, Demokratik Cumhuriyeti inşası misyonu olan partimize yönelik bu saldırıların; bu sürece cevap olacak, süreci güçlü karşılayacak, nitelikli bir örgütlenmeyi hedefleyen kongremizi boşa çıkarmaya dönük olduğunu biliyoruz,” denildi.
HDP ile birlikte kurulan DBP, Kürtlerin yaşadığı illerde yerel siyaset yapmayı amaçlıyor. DBP son zamanlarda özellikle şehir çatışmaları nedeniyle gündeme geliyordu. Öz yönetim ilan eden yerel yönetimlerin çoğunun DBP üyesi olması nedeniyle partiye yönelik sık sık operasyonlar düzenlendi. DBP üyesi çok sayıda yerel yönetici tutuklandı. DBP diğer Eş Başkanı Emine Ayna da bir süre önce istifa ederek siyaseti bıraktığını açıklamıştı.
