Erişilebilirlik

CHP’li Tanrıkulu “Sivil Ölüm” Dediği İçin Tutuklanacak mı?


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü açıklamasında hedef aldığı CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma açmasıyla birlikte CHP’liler için tutuklama süreçleri başlayacağı iddiası tartışılıyor.

Diyarbakır Barosu Başkanlığı ardından Türkiye’de ana muhalefet partisi CHP’de özellikle Kürt vatandaşlarla ilgili sorunları gündeme taşıyan isimlerden Tanrıkulu, son olarak insansız hava aracı (İHA) tarafından sivil vatandaşlara ateş açıldığını öne sürmüştü. Tanrıkulu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, silahlı insansız hava aracı (SİHA) kullanılarak sivil vatandaş ölümleri ve yaralanmalarına neden olunduğunu iddia etmişti. Tanrıkulu, ayrıca söz konusu SİHA’nın Erdoğan’ın damadı yönetimindeki Bayraktar şirketinin adını taşıdığını belirtmişti.

Bu açıklamalar üzerine Erdoğan, bugün Tanrıkulu’nu sert sözlerle hedef aldı. Erdoğan, “Neymiş? Sivilleri vurmuş... Nerede o siviller? SİHA'lar teröristleri vuruyor ve silahlı kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz çok daha güçlü hale gelmek suretiyle terörizmle, teröristlerle, terör örgütleriyle bu mücadelesini sürdürecektir ve bunu CHP'nin temsilcileri, vesaireleri durduramaz. Ben beklerdim ki CHP'nin genel başkanı çıksın 'Ey Tanrıkulu, sen kimden yanasın, teröristlerden yana mısın yoksa bu ülkenin güvenlik güçlerinden yana mısın?'... Bugüne kadar bu kadar bizim güvenlik gücümüz şehit oldu, bu kadar sivilimiz bizim şehit oldu, bunların sesi çıktı mı? Çıkmadı. Biz şimdi silahlı İHA'larımızı yaptık, tabii terör örgütü artık kaçacak delik arıyor. Böyle bir dönemin içinde de bu beyler, ölen teröristleri savunur hale geldiler. Biz sizi tanıyoruz zaten. Siz bunların cenazelerine katılır, onlarla beraber hareket eder, onların gittikleri yerlerde beraber olur, bütün bunlardan sizi tanıyoruz. Tek farkınız var siz CHP'siniz, onlar HDP” dedi.

Erdoğan’ın, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Tanrıkulu’na yönelik bu sözleri sarf etmesinin hemen ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan soruşturma açıklaması geldi. Savcılık, Tanrıkulu’nun Twitter hesabı aracılığıyla paylaştığı “BAYRAKTAR adlı Silahlı İnsansız Hava Aracı sivil yurttaşları vurdu, öldürdü. Bütün alçaklığınıza rağmen bunu teşhir etmeye devam edeceğim” mesajını gerekçe gösterdi. Başsavcılıktan yapılan açıklamaya göre, Tanrıkulu hakkında, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin manevi şahsiyetini aşağıladığına dair somut deliller bulunduğundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. Maddesi” gereğince soruşturma başlatıldı.

Söz konusu TCK maddesinde, “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanı’nın iznine bağlıdır.” deniliyor.

Tanrıkulu: Soruşturma anayasaya aykırıdır, tutuklama da olabilir

Soruşturmaya ilişkin Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan hukukçu milletvekiliTanrıkulu, “Bugün saat 12 civarında Sayın Cumhurbaşkanı benimle ilgili bir açıklama yaptı. Bu açıklamadan hemen sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu soruşturmayı başlatmış olması, birinci olarak TBMM’nin ve milletvekilleri olarak bizlerin hangi durumda olduğunu gösteriyor. İkinci olarak yargının taraflı ve bağımsız olmadığı konusunda bizim iddialarımızda ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koyuyor” diye konuştu.

Soruşturmayla anayasaya aykırı işlem yapıldığını da vurgulayan Tanrıkulu, “Ben bu görüşlerimi geçtiğimiz Pazartesi günü parlamentoda ifade ettim. Anayasa uyarınca parlamenterler olarak bizler tarafından parlamentoda ifade edilen görüşler, Yasama sorumsuzluğu bakımımdan herhangi bir soruşturmaya konu olamaz. Dolayısıyla benim hakkımda başlatılan soruşturma bir anayasa ihlalidir” tespitini aktardı.

Milletvekili olarak yurttaş haklarını korumakla yükümlü olduğu için gerçekleri ifade etmeye devam edeceğini de söyleyen Tanrıkulu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nı böylesi bir soruşturma açmak konusunda yetkilendirmiş olan 696 sayılı kararnameyi de hem parlamento hukukuna hem de anayasaya aykırı olarak yorumladı.

Kendisi ve diğer CHP’li vekiller hakkında böylesi soruşturmalarla tutuklama yapılıp yapılmayacağını sorduğumuz Tanrıkulu, “Bu kararnameyle parlamenterlerce yapılacak tüm çalışmalar, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın takdirine bırakılmıştır. Bu ortam içerisinde ne olmaz dediysek oldu. Anayasa’nın devre dışı bırakıldığı, TBMM’nin fiilen olmadığı, OHAL eliyle yürütülen bir Türkiye’deyiz. Ben yargının olmadığı bir ortamda her şey her an olabilir diye düşünüyorum” dedi.

Tanrıkulu, henüz kendisine soruşturmayla ilgili bir tebliğ yapılmadığını, durumu basından öğrendiğini belirterek, eğer ifade vermesi için savcılıktan çağrı yapılırsa bunu değerlendireceğini de kaydetti.

Savcılık KHK yetkisini ilk kez kullandı

CHP’li vekil Tanrıkulu hakkındaki soruşturmayla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 25 Ağustos’ta yayımlanan 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) milletvekilleri hakkında yeni elde ettiği soruşturma açma yetkisini ilk kez kullandı. OHAL altında yayımlanan KHK’yle Başsavcılık makamına tanınan yetki, anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle eleştiriliyor.

696 sayılı kararnameyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 161’inci maddesi değiştirilmişti. Böylece milletvekillerine seçimler öncesinde ya da sonrasında işlediği suçlardan dolayı Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın istediği milletvekili hakkında TBMM’ye dosya göndermeksizin soruşturma açma yetkisi verilmişti. Bunun için CMK’ya şu hüküm eklendi:

“Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yer ağır ceza mahkemesine aittir. Soruşturmayı Cumhuriyet Başsavcısı veya görevlendireceği vekili bizzat yapar. Başsavcı veya vekili, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısından soruşturmanın kısmen veya tamamen yapılmasını isteyebilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı zorunlu olan delilleri toplar ve gerekmesi halinde alınacak kararlar bakımından bulunduğu yer sulh ceza hakimliğinden talepte bulunur.”

MSB Canikli: Siviller zarar görmemiştir

Bu arada Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’den de sivillere zarar verildiği iddiasıyla ilgili açıklama geldi. Canikli, özetle şunları kaydetti:

“Bayraktar SİHA, silahlı İHA, terör örgütlerinin, teröristlerin kafalarını kaldırmasına müsaade etmiyor, kafalarını kaldırdıkları anda tepesine biniyor, hem yerini tespit ediyor hem de imha ediyor. O kadar etkili bir sistem ki, terör örgütü sözcüleri bugünlerde silahlı İHA araçlarımızla yaptığımız terörle mücadeleyi sulandırmaya çalışıyorlar, itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Terör örgütü bugüne kadar binlerce sivili katletti onu görmeyeceksin, ama bizim silahlı İHA’larla bugüne kadar hiçbir sivile zarar gelmemiştir, sadece teröristler imha edilmektedir, sadece teröristler. Yine bir yerden düğmelerine basıldı. Orada Türkiye’yi zora çıkmak için bir takım algılar oluşturmaya çalışılıyor, propaganda yapmaya çalışılıyor. Hiç kimseyi kandıramazsın. Bakın dünyanın her yerinde oluyor, siviller, Suriye’de, Irak’ta binlerce sivil kazara öldürülüyor ama bizim terörle mücadelemizde özellikle silahlı İHA’larla yapılan mücadelede bir tane sivil zarar görmemiştir, o kadar da hassas davranıyoruz” dedi.

Muhalefet tatmin edici açıklama istiyor

Bakan Canikli’nin açıklamasına karşın muhalefet partileri ise sivil ölümleriyle ilgili tepkilerini sürdürüyor. CHP, konuya ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan açıklama talep etti. HDP ise, SİHA bombalamasıyla hayatını kaybettiği ve sivil olduğu belirtilen Mehmet Temel gibi isimler için başsağlığı mesajı yayımladı.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, bugün “Sezgin Bey iddiasında; AK Parti Hakkari Eski İl Başkanı’nın akrabasının bu SİHA tarafından yaralandığını, vurulduğunu söylüyor. Şimdi Süleyman Bey'in, İçişleri Bakanı’nın demesi lazım ki 'Kimin akrabası olursa olsun bu bir teröristti onun için vurduk.' Ben İçişleri Bakanı'ndan cevap bekliyorum. İçişleri Bakanı diyecek ki 'Böyle bir şey yok.' 'Hiçbir sivilin burnu kanamadı' diyebiliyor mu İçişleri Bakanı?” açıklaması yaptı.

Sivil ölümleri iddiası neydi?

TBMM’de 6 Eylül’deki açıklamasında İçişleri Bakanı Soylu’ya yönelik sorular yönelten Tanrıkulu, söz konusu olaya ilişkin şu açıklamalarda bulunmuştu:

“Dört vatandaş, merkeze 20 km köylerine, gündüz vakti giderler. Hakkari çıkışında rutin polis kontrolünden geçerler. Köyde, kurbanlık alacak, tarlasına gidecek ve aralarından Mehmet Temel’in annesini, Hakkari’ye bayram ziyaretine götüreceklerdir. Köy sınırları içinde, yasaklı bölgede olmayan köy çeşmesi Kani Reş/Siyah Çeşme başında dinlenmek için otururlarken SİHA Heron’la vurulurlar. İsmail Aydın, 43 yaşında, 5 çocuğu var, biri 4 gün önce doğdu. Köyüne arada ot biçmeye, onları toplamaya gidiyor. Şu an ağır yaralı. Musa Tarhan, 54 yaşında, Hakkari’de bulduğu her işte çalışıyor. AK Parti Hakkari önceki il başkanının akrabası. Şu an yaralı ve gözaltında. İbrahim Sak, devlette Defterdarlık’tan, vergi şefliğinden emekli. 6 çocuklu. Kendi köyüne, her bayram tarlasına giden bir yurttaş. Ölen Mehmet Temel (37) Hakkari Şehit Selâhattin İlköğretim Okulu ve Hakkari Ağız Diş Hastanesi tesisat işlerini yapıyordu. 3 çocuğu vardı. Milletvekili ve insan olarak, onların sesini duyurmak görevimizdir. Bir kontrol noktasından geçip köylerine gittikten sonra düşman gibi vurulmuşlardır. Eğer bu insanların sesini duyurmaz, acılarına sessiz kalır, telefonu yüzlerine kapatırsak, bu ülke güvenli, terörün bittiği bir ülke mi olur? Bir insanı sırf Kürt diye, terörist yaftasını yapıştırmak, bu kadar önyargılı olmak doğru mudur? BAYRAKTAR SİHA’sıyla vurulduğu belirtilen bu yurttaşlarımızın gerçek kimliği, beni tehdit eden İçişleri Bakanlığı için çok mu önemsiz?”

HDP tarafından 6 Eylül’de yapılan yazılı açıklamada da Hakkari’nin Oğul köyünde 31 Ağustos günü saat 15.00 civarında İHA’nın bombalaması sonucunda sivil ölümlere yol açıldığı iddia edilmişti.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG