Son zamanlarda Doğu ve Güneydoğu ziyaretlerini sıklaştıran Cumhuriyet Halk Partisi bu kez 18 kişilik bir heyetle Diyarbakır’a geldi. Toplumun değişik kesimleriyle bir araya gelecek olan CHP heyeti Kürt sorununu çözeceklerini, İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönüleceğini söyledi.
İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca başkanlığındaki, milletvekilleri ve Parti Meclisi üyelerinden oluşan CHP heyeti siyasi ve ekonomik sorunlar hakkında fikir alışverişinde bulunmak üzere Diyarbakır’a geldi. CHP heyetinin ilk toplantısı kadınlarla oldu.
CHP heyeti kadınlarla görüşmeye başlamadan önce basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ilk sözü İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu aldı. Tanrıkulu Kürt sorununun 20 yılda uluslararası hal aldığını belirterek, CHP’nin bu sorunu çözeceğini söyledi. Tanrıkulu, “Türkiye'nin son 20 yılda geldiği noktada, bu sorun 20 yıl öncesine göre 50 kat daha büyüdü, bölgesel sorundan uluslararası meseleye dönüştü. Ama biz bu inançla, bu samimiyet ve bu güvenle Türkiye'nin birliği ve beraberliği ile bu meseleyi çözeceğiz. Kürtler, bölgede yaşayan yurttaşlarımız cezaevine girmek istemiyor, dağa çıkmak istemiyor, dağda kalmak istemiyor, işsiz kalmak istemiyor, seçilmiş belediyesine kayyum atanmasını istemiyor” dedi. Tanrıkulu’nun kayyumlarla ilgili sözleri salonda bulunanlar tarafından uzun uzun alkışlandı.
“Saray kadın düşmanlarına boyun eğdi”
Tanrıkulu’ndan sonra söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ise 37. Kurultayda kabul edilen “2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”nin ikinci başlığı olan toplumsal barışı ve Kürt sorunu başta olmak üzere diğer sorunların çözüm yollarını anlatmak üzere geldiklerini söyledi.
Biçer Karaca, bugün yürürlükten kalkan İstanbul Sözleşmesi'ne de değinerek, Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesine tepki gösterdi. Saray’ın kadın düşmanlarına boyun eğdiğini savunan Biçer Karaca, Danıştay’ın gerekçeli kararını da eleştirdi. Biçer Karaca şöyle konuştu; “Danıştay yürütmenin durdurulmasına ilişkin talebin reddine karar verdi. Neden reddine karar verdi? Gerekçede diyor ki cumhurbaşkanının kararına karşı yargı yolu kapalıymış, yani cumhurbaşkanı 42 milyon kadının kazanımı olan, ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin en önemli kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi'nden keyfekeder çıkabilirmiş. Bizler hem eylemle hem hukuk nezdinde hakkımızı arayamazmışız. Diyor ki beni ne Anayasa bağlar ne kanun bağlar. 42 milyon kadın çığlığı da hiç umurumda değil. Ben isterim çıkarım. Peki nasıl çıktı? Hepimizin bildiği gibi, bir avuç kadın düşmanı zihniyetin saraya yaptığı baskı ile ‘Eğer İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmazsan sana oy yok’ diyen baskısına boyun eğdi saray. Onların bu isteğini emir kabul etti. 42 milyon kadınının çığlığını duymadı. Çünkü koltuk gidici. Üç beş oya, bir avuç oya muhtaç bir durumdalar.”
“Sözleşmeyi geri getireceğiz”
Biçer Karaca, CHP’nin iktidar olması halinde İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönüleceğine dikkat çekerek, yakında seçim olacağını savundu. İstanbul Sözleşmesi'nin hesabını seçimde soracaklarını söyleyen Biçer Karaca, “Buradan açıkça ifade ediyoruz ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak ‘İstanbul sözleşmesi yaşatır’ diyoruz. 42 milyon kadınımıza da söz veriyoruz. En yakın zamanda sandık gelecek, kadınlarımız bunu reva gören zihniyete sandıkta gereken cevabı verecek. Cumhuriyet Halk Partisi olarak iktidar olacağız. İlk 1 hafta içerisinde İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe koyacağız” dedi.
Daha sonra kadınlarla basına kapalı toplantı düzenleyen CHP heyetinin temasları iki gün sürecek.
