Gazeteci Erdem Gül ile birlikte MİT TIR'ları haberinden sonra hakkında dava açılan, bir dönem tutuklu yargılanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Hamburg'da yapılan törende Almanya’nın en saygın gazetecilik ödüllerinden olan Leuchtturm Ödülü'nü aldı.
700 araştırmacı gazetecinin üye olduğu Netzwerk Recherche adlı gazeteci derneği tarafından verilen geleneksel ödülün töreninde Can Dündar’a onur konuşmasını Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz yaptı. Schulz Dündar’ın Türkiye’den Suriye'deki radikal gruplara silah gönderildiğine ilişkin araştırmaları ve basın özgürlüğü için verdiği mücadele nedeniyle ödüle layık görüldüğünü belirtti.
Türkiye’de çok sayıda gazetecinin cezaevinde ya da soruşturmada olduğunu hatırlatan AP Başkanı Schulz, “Sorumluları acilen Türkiye’de gazetecilere yönelik anlamsız cadı avına son vermeye çağırıyorum” şeklinde konuştu.
Netzwerk Recherche'nin Başkanı Julia Stein ise, “Can Dündar, tüm siyasi baskılara karşın, en ağır şartlar altında basın özgürlüğü için mücadele ediyor” şeklinde konuştu.
Can Dündar: ‘Ödül Türk hükümetine bir mesaj’
Teşekkür konuşmasında ödülün Türk hükümetine bir mesaj olduğunu ifade eden Can Dündar, “Bu ödül Türkiye’deki tüm özgürlük savaşçılarına bir mesajdır: Yalnız değilsiniz. Artık sözcüklerimizle mezarlarımızı değil, bizi dünyanın en büyük gazeteci hapishanesinden özgür bir geleceğe götürecek tüneli kazacağız.” diye konuştu.
Türkiye’de demokratik, laik bir Cumhuriyetçi kesim olduğunu savunan Dündar, hükümetin bu kesimden insanları çok ağır bir baskı altında tuttuğunu savundu.
‘Görevimi bırakmadım. Tatile ihtiyacım vardı’
Bu arada ödül töreni sonrasında, Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmenliğini bıraktığına dair haberlerle ilgili konuşan Dündar “Görevi bırakmadım, sadece her insan gibi bir tatile ihtiyacım vardı. Bir süre tatilde olacağım ve Eylül‘de tekrar işbaşı yapacağım” dedi.
Can Dündar kısa süre önce de Almanya’nın saygın basın ödüllerinden Leipzig Medya Vakfı’nın, Medya Özgürlüğü ve Medyanın Geleceği 2016 Ödülü'ne layık görülmüştü. Dündar ayrıca, akademisyen Esra Mungan’la birlikte Avrupa Parlamentosu’nun Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü’ne aday gösterildi. 1975 Nobel Barış Ödülü sahibi Andrey Sakharov’un adını taşıyan ödül 1988’den bu yana insan haklarını savunan kişilere veriliyor.
