Erişilebilirlik

Büyükada Davası’ndan 4 Mahkumiyet Çıktı Tutuklama Yok


Kamuoyunda ‘‘Büyükada davası’’ olarak adlandırılan davada yargılanan 11 insan hakları savunucusundan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç 6 yıl 3 ay, kurumun eski direktörü İdil Eser, kurum üyesi Günal Kurşun ve Yurttaşlık Derneği üyesi Özlem Dalkıran 2 yıl 1 bir ay hapis cezasına mahkum edildi.

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Kılıç’ı ‘‘terör örgütüne üyelik’’, Eser, Dalkıran ve Kurşun’u ‘‘terör örgütüne yardım’’ suçlamasıyla cezalandırırken aynı davada yargılanan diğer sanıklar Nalan Erkem, İlknur Üstün, Ali Gharavi, Peter Steudtner, Veli Acu, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli hakkında beraat kararı verildi.

Avukatlar, mahkumiyet verilen tüm sanıklar için kararı temyize götürecek.

Mahkeme ayrıca 6 sanıktan toplam 4026,40 TL yargılama ve posta gideri ücretlerinin tahsil edilmesine karar verdi.

Gardner: ‘‘Herkes beraat alana kadar mücadelemiz sürecek’’

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, kararın Türkiye yargısı için kara bir gün olduğunu söyledi.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Gardner, ‘‘3 sene sürdü bu yargılama. Biz ilk gözaltından bu yana hiçbir zaman inancımızı yitirmeden hep adalet olacak diye bekliyorduk. Ancak mantık ve hukuktan çok uzak bu karar çıktı. Zaten absürt suçlamalar ve inandırıcı olmayan hatta delil bile kabul edilemeyecek iddialardan dava açıldı. Yargılama sürecinde hiçbir şekilde bunların dışında söylenmedi. Polis raporu bile Taner Kılıç’ın ‘’bylock’’u olmadığına karar verdi. Buna rağmen absürt suçlamalar yüzünden ceza aldı. Bu kararlar istinafa ve Yargıtay’a gidecek ama 3 sene geçti. Tümünün hayatı paramparça oldu. Herkes beraat alana kadar mücadelemiz sürecek. Çünkü biliyoruz ki insan haklarını savunmaktan başka suçları yok. Türkiye hukuku için kara gün, yargı sitemi için kara leke oldu. Siyasi dava olduğunu biliyorduk buna rağmen adalet yerine gelecek diye ümit ediyorduk ama olmadı’’ dedi.

Dalkıran: ‘‘Amaç insan hakları kuruluşlarını sindirmek ve susturmaktır’’

Yargılama sonucu 2 yıl 1 ay hapse mahkum olan Özlem Dalkıran’ın karar öncesi savcılık mütalaasına karşı yaptığı son savunmasını yurtdışında olduğundan Avukat Aynur Tuncel Yazgan okudu.

Dalkıran savunmasında, ‘‘2.5 yıldır bu mahkemede yargılanan burada isimleri yazılı 11 kişi değil, mensubu oldukları insan hakları camiasıdır. Bu mütalaa ‘insan hakları için çalışmak, herkes için hak ve özgürlük talep etmek suçtur’ diyor. Bu mütalaada suç isnadı delillendirilememiş, bazı basın kuruluşlarının hakkımızda yürüttüğü karalama kampanyaları dikkate alınmıştır. Amaç insan hakları kuruluşlarını sindirmek ve susturmaktır. Amaç, yıllardır döne döne izlediğimiz ve son yıllarda artık sistematikleşen yargısal tacizle, insan hakları toplumuna ve eleştirel seslere net bir uyarıda bulunmak. Maalesef, hak savunucularının yazdığı her haber, katıldıkları her toplantı kabul edilemez bir eleştiri olarak görülüyor. Büyükada davasıyla ise tüm sivil toplum kuruluşları üzerinde dondurucu bir etki yaratıldı. Bu dondurucu etki Gezi davasıyla katmerlendi. Kendimi bildim bileli silahlı, silahsız, psikolojik, ekonomik, duygusal ve siyasal şiddete karşı mücadele verdim’’ dedi.

Tüm sanıklar beraat istedi

Son beyanını söyleyen tutuksuz sanıklardan Nejat Taştan, ‘‘Bu davada avukatıma gönderdiğim para bile suç olarak gösterilmiştir. Bu asılsız iddialarla yargılamayla boğuşuyoruz. Hüküm ne olursa olsun gerekçenizi merak ediyorum’’ derken Avukatı Oğul Güner Olgun tarafından savunmasını okunan Ali Gharavi de ‘‘Beşimizi beraat ettirip geri kalanımızı mahkum etmek istiyorsunuz. Hayatımızın 3 ayını ve sonrasındaki 3 yılı vermeniz mümkün değil. Bize verilen zararı gidermeniz mümkün değil ama adaletsizliğe son vermeniz mümkün. Hiçbirimiz tutuklanmamalıydık. Bir yerdeki adaletsizlik, her yerdeki adaletsizliktir. Biz terörist değiliz, sadece insan haklarını savunduk. Hepimiz için beraat istiyoruz’’ diye konuştu.

‘‘11 hak savunucusu, gazetelerde ve televizyonlarda hedef gösterildi’’

Duruşma öncesi Çağlayan Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapan insan hakları örgütleri de yargılanan tüm sanıkların beraatini talep etti.

Aralarında Civil Rights Defenders (eski adıyla Helsinki Komisyonu), Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, İnsan Hakları Derneği, Kadın Koalisyonu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü ve Yurttaşlık Derneği’nin de 19 örgüt tarafından hazırlanan açıklamada, ‘‘Yıllarını insan haklarını korumaya adamış insan hakları savunucuları gerçeklerden uzak iddialarla gazetelerde ve televizyonlarda hedef gösterildi. Yaratılan bu iklimin gölgesinde hiçbir hukuki gerekçe olmadan tutuklandılar. Hazırlanan iddianamede akla mantığa aykırı bambaşka suçlamalar yöneltildi.Aslında hiç açılmamış olması gereken bu davanın bugün görülecek duruşmasında hukuka uygun şekilde verilebilecek tek karar 11 hak savunucusunun hiçbir istisna olmadan beraat etmesidir’’ ifadelerine yer verildi.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG