Erişilebilirlik

“Bu Hızla Toplumsal Bağışıklık İçin Aşılama İki Yıl Sürer”


14 Ocak’ta başlayan Corona virüsü aşı çalışmalarını VOA Türkçe’ye değerlendiren Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, toplumsal bağışıklık sağlaması hedeflenen aşılamanın bu hızla iki yıl süreceğini savundu.

Fincancı, bu süre içinde virüsün de değişim geçirebileceği uyarısında bulundu. Ne zaman geleceği, kaç tane alınacağı, kimlerin önce aşılanacağı uzun süre tartışılan Corona virüsü aşısının ilk fazı 14 Ocak’ta sağlık çalışanlarına yapılmaya başladı. Çin’den getirilen aşılar bugüne kadar, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2 milyon 750 bini aşkın kişiye yapıldı. Ancak aşıyla ilgili tartışmalar hala devam ediyor.

“Toplumsal Bağışıklık İçin 120 Milyon Doz Aşı Lazım”

Geçen yıl Kasım ayında tutuklanan TTB Onur Kurulu Üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp’in duruşmasına katılmak üzere Diyarbakır’a gelen Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, aşı çalışmalarını VOA Türkçe’ye değerlendirdi.

“Bu Hızla Toplumsal Bağışıklık İçin Aşılama İki Yıl Sürer”
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:47 0:00

Fincancı, toplumsal bağışıklık sağlanması için 120 milyon doz aşıya ihtiyaç olduğunu söyledi. Aşılama çalışmalarının şeffaf olmadığını savunan Fincancı, “Pandemiyi nasıl son derece başarısız bir şekilde, yönetememe ile bizi karşı karşıya bıraktıysa hükümet, aşılama konusunda da son derece başarısız. Pandemi verilerini toplumda şeffaf bir şekilde paylaşmamıştı, aşılama ile ilgili bilgileri de paylaşmıyor. Ne kadar aşı gelecek, ne kadarlık bir anlaşma var? Bu bilgilerin toplumda paylaşılması gerekir. Herkeste bir kuşku var, kaygı var çünkü aşının yetmeyeceğini düşünüyorlar. Böyle de olabilir ama bunu şeffafça paylaşmak, insanların kendini koruyacak başka önlemler almasını sağlayabilir. Sanki aşılama başladı salgın bitti gibi bir algı yaratıyorlar. Ama şu ana kadar geldiğini iddia ettikleri aşı miktarı 13 milyon. Onun da 10 milyonu henüz nitelik açısından araştırma sürecinden geçiyor. Sanıyorum bugünler de bitecek ama bizim toplumsal bağışıklığı sağlayabilecek aşı ihtiyacı, iki dozun da yapıldığı koşullarda, 120 milyon. 13 milyon bunun ancak onda biri. Ve tabii ki onda biri bile aşıyı almadı zaten toplumun” dedi.

“Türkiye'de toplumsal bağışıklık sağlayacak popülasyon aşılanması ancak 2 yılda tamamlanır”

Uzmanlara göre Corona virüsü salgınına karşı toplumsal bağışıklık şart. Aşı çalışmalarında hedeflenen de toplumsal bağışıklık sağlanması. Ancak Fincancı’ya göre, toplumsal bağışıklık sağlayacak oranda aşı yapılması bu hızla iki yıl sürer. Bu sürede virüsün de mutasyon geçireceğine dikkat çeken Fincancı, “Sağlık çalışanlarının deneyimi gözetildiğinde günlük aşılama 500 ile 1 milyona ulaşabilirdi. Çünkü hastaneleri de kullandılar. Biz birinci basamağın bile kullanımında 500 bin ile yürütebilirdik dedi meslektaşlarımız. Ancak bunun yarısı oldu. Gittikçe düştü 100 bin, 70, 80 binlere düştü. Böyle bir hızla devam edilirse Türkiye'de toplumsal bağışıklık sağlayacak popülasyon aşılanması ancak 2 yılda tamamlanır. O zaman da toplumsal bağışıklık olmaz çünkü mutasyonlar var, varyantlar çıkıyor. Daha da bulaşıcı olduğu söylenen varyant türleri Türkiye'ye geldi. Bunu da akılda bulundurmamız gerekiyor. Bir başarısızlık hikayesidir ama onlar bize başarı olarak gösteriyorlar. Anlayamadıkları budur; hem aşıya güvensizliğe neden oluyorlar şeffaf olmadıkları için hem de toplumun kendi koruyucu mekanizmalarını işletmesinin önünde ciddi bir engel olarak karşımıza çıkıyorlar” diye konuştu.

“Bölgede aşı eşitsizliği var ancak...”


Son günlerde sosyal medyada sıkça paylaşılan bir haritada gündeme geldi. Kentlerin aşı sayısına göre renklendirildiği haritaya göre Doğu ve Güneydoğu illerinde aşılama oranları diğer illere göre düşük. Bölgede aşı eşitsizliği olduğuna dikkat çeken Fincancı, bunu farklı nedenleri olduğunu söyledi. Fincancı, nedenleri şöyle sıraladı; “Bölgede bir aşı eşitsizliği var gibi. Aşı eşitsizliğinin nedenini öğrenmek için sahadan veri toplamaya çalıştık. Biliyoruz ki boş aile hekimlikleri çok fazla, hemşiresi olmayan aile hekimlikleri birimleri çok fazla. Aşılama ekip işi. Bölgede sağlık hizmeti açısından eşitsizlik olduğunu biliyoruz. Bunun yanı sıra özellikle yaşlı nüfusun bölgede kalmayıp, özellikle çatışma süreçleri ile beraber başka yerlere göç etmesi ama geçici ikametgah da göç ettiklerini nüfus kayıtlarının bölgede olduğunu biliyoruz. Bu da sanki daha az nüfus aşılanmış gibi bir görüntü ortaya çıkmasına neden oluyor. Olumsuz iklim koşulları da zaman zaman sağlık çalışanlarının bölgede bazı yerlerde ulaşmasını engelliyor. Ama tablo böyle olmamalı. Biz görüyoruz ki aşılamada sağlık hizmetlerinin diğer alanlarında bölgede her daim bir eşitsizlik var. Burada anadilde sağlık hizmeti sunulamaması, iletişimle ilgili sorunlar yaşanmasının da payı olduğunu unutmamak lazım.”

Tedbirler gevşetilmeli mi?

Aşılamayla birlikte açılma da başlamalı mı? Fincancı, tedbirlerin İçişleri değil, Sağlık Bakanlığı’nın önerileriyle yapılması gerektiğini savunarak, şunları söyledi: “Doğru bir kapama modeli oluşturulmadı. Sağlığı koruyan, sağlığı önceleyen kapanma değil söz konusu olan. Önce okulları kapattılar. Okullar en son kapanıp en önce açılması gerekirdi. Önce okulları kapattılar. Hala AVM'lerin açık olduğu koşullarda, zorunlu üretim dışı üretimde sürdüğü fabrikalarda, atölyelerde insanları kapattığımız, toplu taşımaya mecbur ettiğimiz koşullardan pandemiye önleyebilme olanağımız yok. Hafta sonu sokağa çıkma yasağıyla yani İçişleri Bakanlığı Genelgesi ve tedbirleri ile salgın yönetilmez. Sağlık Bakanlığı kendini İçişleri Bakanlığı'na teslim edemez. Sağlık Bakanlığı bilimsel ilkeler çerçevesinde bir kapanma modeli oluşturur. Bu da eve kapanma değildir. Bu kapanma toplu alanlarda bulunmayı engellemedir, toplu hareketleri önlemedir ama fiziksel hareketliliği arttırmadır. O nedenle yerel yönetimlerin de yeterli yeşil alanlar fiziksel hareketli sağlayabileceğimiz mahallelerde yerler almak zorundadır.”

Okullar erken mi kapatıldı?

Salgın sürecindeki eğitim politikalarını da eleştiren Fincancı, “14 yaş altı çocukların bulaşıcılığı çok az olduğunu, hastalık oranlarının düşük olduğunu biliyoruz. 14 yaş altı çocuklarda herhalde eğitimde bu denli eşitsizlik varken eğitimden yoksun kalması geleceğimizi ipotek altına almaktadır. Yaşa dayalı ayrımcılıkla sağlıksız çocuklar ve sağlıksız ileri yaşta insanlar yetiştireceğiz.”

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG