Erişilebilirlik

Brexit’in Almanya’ya Etkisi


Avrupa Birliği'nin 27 lideri, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkışını düzenleyen Brexit deklarasyonunu imzalamak için Pazar günü Brüksel'de bir araya gelecek. AB ile İngiltere arasında Haziran 2017'de başlayan müzakerelerin detaylarıyla ilgili pazarlıkların son ana kadar süreceğinden yola çıkılıyor. İngiltere, 23 Haziran 2016'da yapılan referandumla AB'den ayrılma kararı almıştı. Müzakerelerin sonucunda büyük bir sürpriz olmazsa, İngiltere 1973 yılında üye olduğu AB'den 29 Mart 2019'da resmen ayrılacak.

AB tarihinde ilk kez yaşanacak bu durum sonrası, hem İngiltere hem de AB'nin diğer ülkelerinin ekonomilerinde büyük kayıplar ve yeni krizler bekleniyor. Yapılan analizlerde, Brexit sürecinin İngiltere ekonomisine maliyeti 2030’a kadar yüzde 6,2’lik milli gelir daralmasına neden olacağı tahmin edilirken, ülkeyle ticaret hacmi yüksek, başta Almanya gibi bazı AB ülkeleri de bu süreçten olumsuz etkilenecek. Almanya Maliye Bakanlığı uzmanları Brexit’in Almanya'ya yılda altı ila yedi milyar Euro ek yük getireceğinden yola çıkıyor. AB’nin en büyük ekonomik gücü olan Almanya, İngiltere'nin ayrılması sonrasında, AB kasasında oluşacak açığı da kapatmak zorunda kalacak. Alman medyasında yer alan haberlere göre, İngiltere'nin ayrılmasıyla AB bütçesinde 10 milyar 200 milyon Euroluk bir açık söz konusu olacak. AB Komisyonu'nun bütçeden sorumlu üyesi Günther Oettinger, AB bütçesine en büyük katkıyı sağlayan Almanya'ya gelecek ek mali külfetin 3 milyar Euro olacağından yola çıkıyor.

Almanya otomotiv sektörü Brexit sürecinden en çok etkilenecek sektörlerin başında geliyor. İngiltere, Alman otomotiv sektörünün bir numaralı ihraç pazarı durumunda. Almanya’da üretilen her 7 otomobilden biri İngiltere’ye satılıyor. Analizlerde, Brexit sonrası Alman otomotiv üreticilerinin yıllık cirolarında 3,8 milyar Euroluk bir düşüş yaşanacağı ve 14 bin kişinin işini kaybedebileceği belirtiliyor. Ülkenin önde gelen ekonomistleri, ABD'nin uyguladığı ek gümrük vergileri, yeni emisyon testlerinde yaşanan skandal ve bununla bağlantılı otomobil endüstrisinde genel duraklama nedeniyle, bu yılın üçüncü çeyreğinde 2015 yılından bu yana ilk kez gerileme yaşayan Alman ekonomisinde daralmanın devam edeceği vurgulanıyor. Avrupa'nın en büyük ve dünyanın dördüncü büyük ekonomisi için daha önce 2018’de yüzde 2,3 olarak açıklanan resmi büyüme beklentisi 1,8'e, 2019 yılı için ise yüzde 2,1'den 1,5'a düşürülmüş durumda.

Ekonomistleri tedirgin eden bir diğer durum, Başbakan Angela Merkel’in kademeli olarak Alman siyasetine veda edecek olmasının beraberinde getireceği riskler. Brexit’i başından bu yana ülke ekonomisi için tehlike olarak tanımlayan Merkel, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasını önlemek için uzun süre çaba gösterdi. İngiltere’nin Brexit’den vazgeçmesi çağrısında bulunan Merkel, Londra’nın tutumunu değiştirmemesi sonrasında tavır değiştererek, ‘düzenli bir çıkış’ gerçekleşmesini umduğunu açıkladı. Geride kalan hafta içinde Federal Meclis’te bütçe görüşmeleri kapsamında, Alman hükümetinin ayrılma anlaşmasını onaylayacağını söyleyen Merkel, Brexit'in AB ile İngiltere arasında bir serbest ticaret anlaşması sağlanarak gerçekleşmesi için elinden geleni yapacağını vurguladı. Merkel, Brexit’ten sonra İngiltere'nin Almanya ile yakın ekonomik ilişkiler içinde olmasını istediğini de söyledi.

Bu arada Brexit'in, dünyanın başlıca finans merkezlerinden Londra'daki bankaların bir bölümünün merkezlerini Frankfurt’a taşınmaya zorlayacağı tahmin ediliyor. Banka sektörü temsilcilerine göre, AB’nin olanaklarından faydalanmayı hedefleyen bankalar arasında Goldman Sachs ve Citigroup da var. Başbakan Merkel, Frankfurt’u finansal merkez olarak daha da cazip kılmak için destek verileceğini duyurmuştu.

STÜDYO VOA

“Görüş ayrılıkları olsa bile İsrail’in güvenliğine taahhüdümüz sağlam” – 7 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:27:46 0:00
XS
SM
MD
LG