Birleşmiş Milletler Mülteci Dairesi, sadece bu yıl bir milyon mültecinin, ülkelerindeki savaş ve zulümden kaçarak Avrupa’ya sığındığını bildiriyor.
Dairenin hazırladığı rapora göre, tehlikeli bir yolculuğu göze alarak Akdeniz’i aşan mültecilerin sayısında geçen yıla oranla beş kat artış yaşandı. 2014 yılı içinde bu yolla Avrupa’ya kaçanların sayısı 220 bin kişiydi.
Raporda, bu yıl içinde kaçakçılara ait güvensiz teknelerle Avrupa’ya ulaşmaya çalışan 3 bin 600 sığınmacının öldüğü belirtiliyor.
BM Mülteci Dairesi, sığınmacı ve mültecilerin %80’inin Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçtiğine dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Adrian Edwards, gelenlerin en az yarısının Suriyeli olduğunu belirtiyor: "Suriye, hepimizin bildiği gibi, insana yönelik acı dramın kol gezdiği tam bir felaket ortamı. Ayrıca Irak ve Afganistan’ın yanı sıra Afrika ülkelerinden gelen sığınmacılar da görüyoruz. Yani mülteci statüsünü hak eden, veya en azından uluslararası koruma altına alınması gereken büyük bir çoğunluk var."
Edwards, insanların çeşitli nedenlerle ülkelerini terk ettiğini, en çok da ekonomik nedenlerin ittiği bir kesim olduğuna dikkat çekiyor. ‘Ekonomik göçmen’ olarak adlandırılan bu kesimin de yardıma muhtaç olduğunu vurguluyor. Sözcü, bu adayların dosyalarının dikkatle incelenerek, mülteci statüsün, hak edip etmediklerine bakılması gerektiğini söylüyor.
Göçmenlik yasasına göre, her dosyanın insani bir şekilde ele alınması gerekiyor. Ancak sözcü Edwards, Avrupa’ya toplu göçün, dünyadaki üzücü durumu yansıtan sığınmacı sorununu ortaya koyduğunu belirtiyor:
"Son beş yılda her biri çok sayıda insanın evlerini terk etmesine yol açacak büyük çatışmalar yaşandı. O bölgelerdeki durum hala da devam ediyor ve daha çok insanın yaşadığı yerleri terk etmesine yol açıyor."
Adrian Edwards, ülkelerin, bu göçün asıl nedenlerini ele alarak gerekli tedbirler almak için yeterince çabalamadığını söylüyor. Sözcüye göre, bu durumu çözüme kavuşturarak o bölgelerde istikrar sağlanana kadar da çaresiz insanlar, daha güvenli ve iyi bir yaşam arayışıyla zulüm, insan hakları ihlalleri savaş ve yoksulluktan kaçarak yeni güvenli limanlar aramayı sürdürecek.
