Başkan Obama Birliğin Durumu konuşmasında en çok Amerika’nın ekonomik durumu üzerinde durdu. Ancak Başkan bazı dış siyaset konularına da değindi. Amerika’nın Sesi, Washington’daki dış siyaset uzmanlarıyla Başkan Obama’nın görüşlerini değerlendirdi.
Başkan Obama konuşmasında yönetiminin önümüzdeki iki yıl içinde tüm dünyada demokrasiyi teşvik etmeyi planladığını söyledi:
”Bize karşı olan hiçbir süper güç yok. Nerede olurlarsa olsunlar düşmanlarımızı alt etmeli ve farklı bölge, ırk ve dinleri içine alan ortaklıklar kurmalıyız. Amerika örneği ve temsil ettiği özgürlük, adalet ve onur ilkelerinin bunları isteyen herkese rehberlik etmesi gerekir. Bu işe baş koyduğumuz için rahatlıkla söyleyebiliriz ki Amerika’da liderlik yenilenmiş, ülkemizin itibarı geri kazanılmıştır.”
Başkan konuşmasında iktidardaki diktatörü deviren ve demokrasi için mücadele eden Tunus halkına destek Verdi. Obama ayrıca Sudan’ın güneyinde yapılan referanduma da değindi ve şöyle konuştu:
”Sudan’ın güneyinde halk, bizim de yardımımızla, yıllar süren savaştan sonra bağımsızlık için oy vermeyi başardı.”
Brookings Enstitüsü uzmanı Robert Kagan, iki yıl içinde Amerika’nın demokrasiye daha çok ağırlık vermesini istiyor:
”Herkes Obama’nın demokrasi emellerini bir kenara bırakacağını düşünüyordu. Çünkü Başkan Bush konuya yanlış yaklaşmıştı. Ancak Obama demokrasi konusuna daha çok eğilecek.”
Kagan ayrıca Amerika’nın Çin’le olan ilişkisinin büyük önem kazanmasını bekliyor. Uzman, Çin’in Asya’nın doğusunda nüfuz sahibi olmasının Amerika’nın işine gelmeyeceğini, Amerika’nın bölgedeki müttefiklerinin Çin’in etki alanına gireceğini söylüyor.
Brookings Enstitüsü Çin uzmanı Kenneth Lieberthal’e göreyse, Başkan Obama’nın 2011‘deki en büyük dış siyaset sorunu, Kuzey Kore’de iktidarın değişmesi olacak:
”Eğer bir kırılma yaşanırsa bu Çin’le iyi işbirliği yapamadığımızın göstergesidir. Güney Kore ve Japonya da ne yanıt verileceği konusunda adım atmıyor. Çin Ordusu Kuzey Kore sınırında ne yapabilir? Güney Kore’nin buna yanıtı ne olur? Amerikan kuvvetleri bölgede nasıl etkili olabilir? Herkesin kendini son derece tehlikeli bir durumun içinde bulması olasılığı çok yüksek.”
Brookings Enstitüsü uzmanlarına göre, Başkan Obama Afganistan ve Pakistan’da son derece ciddi sorunlarla karşı karşıya. Stephen Cohen, Afganistan’daki sorunun Taleban’ı da işin içine katmadan çözülemeyeceğinin her gün daha da netleştiği görüşünde:
”İşin ilginci Afganistan’da Taleban’ın da denklemin içine sokulmasının Hindistan ve İran’ı memnun etmeyeceği. Bu ülkeler anlaşmaya varılmasını engellemek için askeri güce başvurabilir.”
Cohen, Pakistan’daysa terör dışında Amerika’nın çıkarlarını etkileyecek üç kritik sorun olduğunu öne sürüyor:
”Pakistan’ın Afganistan’la ilişkisi kısa vadeli bir kriz. Ülkenin bütünlüğü konusundaysa orta vadeli bir sorun var. Uzun dönemdeyse Pakistan’ın nükleer silahlarıyla ne yapacağı sorunu gündemde.”
Brookings Enstitüsü uzmanları Başkan Obama’nın Ortadoğu’ya barış getirme ve İran’la Kuzey Kore’yi nükleer programlarından vazgeçirme çabalarının yanısıra Irak’taki kırılgan zaferi de korumaya çalışması gerektiğini vurguluyor.
