28 Aralık 2016’dan beri Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan ve Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın verdiği ‘demans hastalığı’ raporuna rağmen tahliye edilmeyen eski HDP Milletvekili Aysel Tuğluk’un tahliye edilmesi amacıyla imza kampanyası başlatıldı.
”Aysel Tuğluk için 1000 kadın” adıyla internet üzerinden başlatılan imza kampanyasına Türkiye’nin yanı sıra, Amerika, Almanya, Avusturya, Hollanda, Fransa, İsveç, İngiltere, Küba ve İtalya gibi ülkelerden kadınlar da katıldı. Sekiz dilde açıklamanın yer aldığı kampanyayı şimdiye kadar 5 bin 693 kişi imzaladı.
Kampanyanın çağrı metninde Tuğluk’un sağlık durumunun gün geçtikçe kötüye gittiğine dikkat çekilerek, şu görüşlere yer verildi: “Yetkili yerel sağlık kurumları tarafından cezaevinde yaşayamayacağı yönünde aylar evvel görüş bildirildiği halde, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun raporuna dayanarak tutsaklığı sürdürülüyor. Cezaevi koşullarında iyileşmesi mümkün olmadığı gibi sağlığı her geçen gün geri döndürülemez biçimde kötüye gidiyor. Hayatın ve mücadelenin her alanından 1000 kadın olarak herkesi Aysel için ses vermeye davet ediyoruz. Aysel için geç kalmış olmak istemiyoruz. Gözyaşı dökmek istemiyoruz.”
Avukatları ATK raporuna itiraz etti
Tuğluk’un avukatlarından Serdar Çelebi, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Adli Tıp Kurumu’nu eleştirdi. Tuğluk’un hastalığının raporlarla sabit olduğunu ifade eden Çelebi, “Aysel Hanım’ın hasta olduğu doktor raporları ile sabit, bunu kimse inkar etmiyor. Adli Tıp da inkar etmiyor, yereldeki hastaneler de inkar etmiyor. Bu, cezaevinde kaldığı sürece tedavi edilebilecek bir hastalık değil. İlerleyen bir hastalık. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun bırakılması için onay vermesi lazım, Türkiye'deki mevzuat bunu emrediyor. Adli Tıp Kurumu’nun belli suç tiplerinden içeride olan insanlara karşı tutumu belli. Yoksa farklı raporlar verdiğini de biliyoruz” dedi.
Tuğluk’un ilk muayenesinin yapıldığı Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı ile Adli Tıp Kurumu’nun verdiği raporlar arasında farklılık olduğuna dikkat çeken Çelebi, üst kurula itiraz ettiklerini söyledi. Çelebi, itirazın sonucuna göre Anayasa Mahkemesi’ne gidebileceklerini vurgulayarak, “İtirazın sonucunu bekliyoruz. Sonuç geldikten sonra ayrıca bir değerlendirme yapacağız. Alternatif bir rapor daha aldık. Bir sonuç alamadığımızda gitmemiz gereken yer ya da gidebileceğimiz yer Anayasa Mahkemesi’dir. Bu süreçten bir sonuç alamazsak Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız” diye konuştu.
Çelebi, imza kampanyasının da Tuğluk’la ilgili kararlarda etkili olacağını sözlerine ekledi.
Bir rapor da TİHV’den
Tuğluk’un durumuna ilişkin Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) da bir rapor hazırladı. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan TİHV Diyarbakır Temsilcisi Murat Aba, Tuğluk’un kendi bakımını yapamayacak durumda olduğunu, tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. Aba, Tuğluk hakkında hazırlanan raporlardaki çelişkilere dikkat çekmek amacıyla bir rapor hazırladıklarını ifade ederek, “Aysel Tuğluk, Kocaeli Tıp Fakültesi’nden, gördüğü tedavi süresince cezaevinde kalmayacağına yönelik bir rapor aldı ama maalesef ki Adli Tıp Kurumu ‘cezaevinde kalabilir’ dedi. Her zaman olduğu gibi Adli Tıp Kurumu bu meselelerde tutucu bir tutum sergiliyor, özgürlükten yana değil, güvenlikten yana tutum sergiliyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı da her iki raporu karşılaştırdı ve ciddi çelişkiler buldu. Raporun ATK’nın üst kurumuna gitmesi gerektiğini tespit ettik” diye konuştu.
2007-2009 yılları arasında Diyarbakır, 2011-2015 yıllarında HDP Van milletvekilliği yapan Aysel Tuğluk, HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcılığı görevini de üstlendi. 2016 yılında HDP Parti Meclisi'ne seçilen Tuğluk hakkında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Demokratik Toplum Kongresi'ne (DTK) ilişkin yürütülen bir soruşturma kapsamında dava açılmıştı. 26 Aralık 2016’da gözaltına alınan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) eski eş başkanı ve HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel -Tuğluk, 28 Aralık’ta tutuklanarak Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevine gönderildi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Mart 2018’de kararını açıklayarak Tuğluk'a “örgüt yöneticisi olduğu” iddiasıyla 10 yıl hapis cezası vermişti.
