2015 İran nükleer anlaşmasına taraf olan İngiltere, Fransa ve Almanya'dan Çarşamba günü yapılan açıklamada, İran'ın yüzde 60 saflık derecesinde uranyum zenginleştirmeye başlama ve Natanz nükleer tesisinde bin santrifüj daha kurma kararının anlaşmayı yeniden canlandırma çabalarına ters düştüğü bildirildi.
Dünya güçleri, İran ve ABD arasındaki görüşmelerin Perşembe günü yeniden başlaması bekleniyor. Ancak İngiltere, Fransa ve Almanya'dan yapılan ortak açıklamada, Tahran'ın yüzde 60 saflık derecesinde uranyum zenginleştirme kararı almasının nükleer kaynakların sivil kullanımına ilişkin inandırıcı nedenlere dayanmadığı ve bu kararın, nükleer silah elde etme yolunda atılan önemli bir adım olduğu kaydedildi.
Üç Avrupa ülkesinin ortak açıklamasında "İran'ın, bu açıklamaları, Ortak Kapsamlı Eylem Planı'na katılan tarafların ve ABD'nin anlaşmayı canlandırmak için hızla diplomatik çözüm geliştirmek amacıyla somut görüşmelere başladığı bir dönemde yapması özellikle üzücüdür" denildi.
Açıklamada, "İran'ın bu son tehlikeli açıklaması, görüşmelerin yapıcı ruhuna ve iyi niyetine aykırıdır" ifadesi de yer aldı.
Tahran, uranyum zenginleştirme oranını yüzde 60'a çıkarma kararını, bölgesel rakibi İsrail'in Pazar günü Natanz nükleer tesisine sabotaj düzenlemesinden sonra aldığını bildirmişti.
İngiltere, Fransa ve Almanya, "Son gelişmeler ışığında tüm tarafların gerginliği tırmandırıcı adımlarını reddediyoruz ve İran'a diplomatik süreci daha karmaşık hale getirmemesi çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Suudi Arabistan: "İran'ın uranyum zenginleştirme kararıdan kaygılıyız"
Suudi Arabistan da İran'ın uranyum zenginleştirme kararı almasına ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, İran'ın bu adımının kaygı yarattığı, böyle bir kararın barışçı amaçlı bir nükleer programın parçası olamayacağı kaydedildi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan ve devlet medyasında yayınlanan açıklamada, İran'a gerginliği azaltması ve 2015 nükleer anlaşmasının canlandırılması amacıyla küresel güçlerle yürütülen mevcut görüşmelere ciddi katılım sağlaması çağrısı yapıldı. Açıklamada "daha güçlü ve uzun vadeli parametreler" içeren bir anlaşmaya varılması için uluslararası topluma da çağrıda bulunuldu.
