Erişilebilirlik

''Avrupa'daki Talep Daralması Türk Ekonomisini de Etkileyecek''


Türk-Fransız Ticaret Odası Başkanı, ekonomist Selçuk Önder
Türk-Fransız Ticaret Odası Başkanı, ekonomist Selçuk Önder

Uluslararası Para Fonu (IMF), Corona virüsü krizinin dünya ekonomisine etkilerini göz önünde bulundurarak büyüme tahminlerini geçtiğimiz hafta yayınladığı bir rapor ile revize etti. IMF, dünya ekonomilerinin ortalama yüzde 3, AB ortalamasının ise yüzde 7,5 oranında resesyona gireceğini tespit etti. Türkiye ekonomisinin de yüzde 5 daralacağını öngören IMF'ye göre, Türkiye, 2021 yılında yeniden toparlamaya başlayacak ve yüzde 5 büyümeye geçecek. Türkiye'nin en çok ticaret yaptığı Avrupa Birliği ülkelerindeyse ortalama yüzde 8'e yakın küçülme öngörülüyor.

Corona virüsü krizinin yarattığı ekonomik zorlukları aşabilmeleri ve ülkelerin dolar rezervlerini koruyabilmeleri için Amerikan Merkez Bankası (FED), 9 ülkeye, uluslararası işlemlerinde dolar ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için SWAP açtı. Ancak Türkiye'yi bu 9 ülke içine almadı, görüşmeler sürüyor. Yeni ekonomik öngörüler, Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek? ABD, İngiltere ve Fransa'nın Corona virüsü politikası konusunda Çin'e yüklenmesinin ardında ne var? AB ekonomisi, Schengen sınırlarının Eylül ayına kadar kapatılmasını kaldırabilir mi? Bütün bu olanlardan, Fransa-Türkiye ve AB ticareti nasıl etkilenir. Türk-Fransız Ticaret Odası Başkanı, ekonomist Selçuk Önder, VOA Türkçe için değerlendirdi.

VOA Türkçe: Son IMF Raporu'nun büyüme tahminleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Selçuk Önder: IMF son raporunda, 2020 öngörülerini hızlı bir şekilde Corono virüsüne adapte etmiş. Bu rapor ilerideki üç aylık dönemde yeniden revize edilebilir. Türkiye için raporun 13'üncü sayfasında önemli bir tavsiye var. Türkiye’den bahsederken, hiper enflasyon riskine dikkat çekiyor ve "Merkez bankaları, aracı kurumlar ve kamu bankaları aracılığıyla, doğru olarak piyasaya para enjekte etti, ama bu pansuman kısa dönemli ve şeffaf olmalı" diye uyarıyor. Üreticilere, dolayısıyla çalışanlar ve tüketicilere açılacak para muslukları kısa dönemde kaybedilen karları ve alım gücünün düşüşünü ikame edecek, daralan enflasyonu biraz serbest bırakacak; ancak bu kısa vadeli ve şeffaf idare edilerek, hiper enflasyona dönüşmeyecek bir yönetim gereğini ortaya çıkartıyor.

VOA Türkçe: Türkiye'nin en önemli ihracat pazarı Avrupa'daki talep daralması Türk ekonomisini nasıl etkiler?

Selçuk Önder: Türkiye'nin ihracatının yüzde 50'si Avrupa'ya olunca, elbette bu önem taşır. IMF tahminlerine göre, Avrupa genelinde yüzde 7 talep düşmesi olacak. Bizim ihracatımız da bundan en iyi ihtimalle yüzde 3,5 etkilenir. Dünyadaki diğer pazarlarımızdaki her düşüş, bizim ihracatımızı, ağırlıklı payları kadar etkiler. Çünkü bu küresel dünyadan hammadde ve teknoloji alıp, onu işleyip diğer ülkelere ihraç ediyoruz, bir yerde re-export yapıyoruz. ‘Interdependence’ dediğimiz karşılıklı bağımlılık durumu. İhracatın motoru olan otomobil sektörümüzün sadece yüzde 50-60'lık bölümü Türkiye'de üretiliyor. Yüzde 40'ı yedek parça olarak dışarıdan ithal ediliyor. Yani küresel ekonomide birbirine bağımlı ekonomiler söz konusu ve elbette birindeki daralma diğerini etkiliyor.

VOA Türkçe: Türkiye buna karşı önlem alabilir mi?

Selçuk Önder: Türkiye'nin Rus ve Çin'i alternatif olarak görmesi yeterli olmaz. Çin ve Rusya'ya ihracatımız, toplam ihracatın yüzde 3'ü. Bunu kaça çıkartırsanız çıkarın, yeterli olmayacaktır. Avrupa'yı kaybetmek çok riskli. İhracatın önemli bir bölümü tek bir bölgeye olunca risk payı da yüksek oluyor. Büyük müşteriyi kaybedersen, ikamesi güç olur. Alternatif pazarlar bulmak önemli. Türkiye'nin Afrika'daki politikaları çok iyiydi. Örneğin SUMA Grubu, Senegal'de inşaat yapıyor. İnşaatın kredisini Fransa verdi, ama işi bir Türk firması aldı. Afrikada bizim inşaat sektöründe önemli firmalarımız ve projelerimiz var. Afrika'nın önemli projelerinin finansal kaynağı da Fransa, rakibimiz ise Çin. Ama bu virüsten sonra değişebilir ve parayı veren Fransa, 'işi de bizim firmalarımıza ver' diyebilir. Alternatiflerden birisi de Türki cumhuriyetleri olabilir. Türkiye, Afrika'nın yanı sıra Türki Cumhuriyetler ile eski güçlü ilişkisini yeniden kurabilir.

VOA Türkçe: FED 9 Ülke Merkez Bankası ile SWAP Anlaması açıkladı ama Türkiye listede yok...

Selçuk Önder: Amerikan Merkez Bankası, Avusturalya, Brezilya, Danimarka, Kore, Meksika, Norveç, Yeni Zelanda, Singapur, İsveç Merkez Bankaları ile SWAP Kredi hattı açtı. Bu arada İsveç Merkez Bankası dünyanın en eski merkez bankasıymış, rapordan bunu da öğreniyoruz. Bu ülkeler uluslararası piyasalarda ihtiyacı olan dolarlarını direkt FED’ten sağlıyorlar. Diğer bir deyişle FED, bir şekilde kısa vadelerle, IMF’ye alternatif oluyor. Türkiye de doğal olarak bu fırsattan faydalanmak istedi, şu anda gelen bir yanıt yok.

VOA Türkçe: Corona virüsünün sonuçlarından biri olan ulusal ekonomilerin güçlendirilmesi konusu ihracat dengelerini değiştirecek gibi görünüyor...

Selçuk Önder: Evet, kesinlikle. Hükümetler savunma, gıda, sağlık gibi temel bazı sektörlerde kendi kendine yeterliliklerini sağlamaya çalışacak ve otonom olmaya yönelik milliyetçi politikalar izleyecekler. Yavaş yavaş ekonomik milliyetçilik eğilimleri artacak, ki ‘Yerli Malı Kullanma Haftası’nın önemi şimdi anlaşıldı ülkeler içinde. Önümüzdeki süreçte bu milliyetçi/ korumacı politikalar daha dagüçlenecek.

VOA Türkçe: Fransa'da Cumhurbaşkanı Macron, hayatın normale dönmesi için 11 Mayıs'ı başlangıç tarihi olarak verdi. Bu ekonomik olarak nasıl algılandı?

Selçuk Önder: Tarih verilmesi umut verilmesi demektir. Ekonomide ‘Bilinmeyenin kontrolü’ dediğimiz bir politika var. Macron, belirsizliği bir tarih vererek bilinir hale getirdi. Konuşmasında hedefler var, hataların itirafı var. Ama tarih vermesi ekonomi için çok önemliydi. Çerçeveyi net çizdi, gerisini de teknokratlardan hayata geçirmelerini isteyecek.

VOA Türkçe: ABD, İngiltere ve Fransa'nın Çin'e yönelik eleştirilerinin ekonomik bir arka planı var mı sizce?

Selçuk Önder: Bu gibi kriz durumlarında popülist hükümetler 3 araç kullanırlar. Birincisi dış düşman yaratırlar, ikincisi elitleri suçlarlar, 3'üncüsüyse referanduma veya seçime giderler. Kriz hafifleyip, insanlar biraz kafayı kaldırınca, aklı başına gelecek, düşünmeye başlayacak, nerede yanlış yapıldığını soracaklar.

İşte popülist hükümetler bu aşamayı yönetmek için imaj yaratıp, özellikle de dış düşmanlar yaratarak, sorumluluğu kendilerinden uzaklaştırmaya çalışacak. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tartışması da, Çin'e yönelik suçlamalar da bunun parçası. Elitleri suçlayamayacaklar çünkü bu krizde halk, bilim adamlarına, doktorlara, sağlık elitlerine hükümetlerden daha çok inanıyor. Macron ve Merkel gibi liderler Sağlık Komitesi üyelerinin bilgileri ışığında şeffaf adım atıyorlar. Mesela Trump her zamanki gibi elitlere saldırmayı denedi ama gelen tepki üzerine Dr. Anthony Fauci'yi atamadı. Onun yerine yaklaşan seçimler öncesi, WHO ve Çin gibi dış düşmanlar göstererek seçimlere kadar ilerlemek istiyor.

VOA Türkçe: Avrupa'da Schengen sınırları Eylül ayına kadar kapandı. Ekonomik açıdan, ortak pazar, ortak para, ortak sınırlar yeniden tartışmaya açılır mı?

Selçuk Önder: Macron,Avrupa sınırlarını Eylül ayına kadar kapatmak istiyor. Zira hem diğer ülkelerin nasıl savaş verdiğinden emin değil, hem de içeriden gelen ulusalcı tepkileri önlemek için. Macron bu tezi ile iç turizmi, iç ekonomiyi canlandırmak istiyor. Fransa, dünyanın en fazla yabancı turist gelen ülkesi ve bunun yaklaşık % 80’i Avrupalı komşuları. Ama bu uzun vadede gidemez, en başta Total, Air France ve Airbus olmak üzere, dev uluslararası Avrupa firmalarından orta ve uzun vadede sınırların açılması için baskılar gelecektir.

VOA Türkçe: Ekonominin önemli göstergelerinden birisi de tüketim eğilimi. Krizden sonra sektörler nasıl bir tüketim algısına hazırlık yapıyor?

Selçuk Önder: Üreticiler ve tüketiciler bütün üretim ve tüketim eğilimlerini göz önünde tutacaklar. Hepsi şimdiden bunun ön çalışmalarını yapmaya başladı bile. Küresel kapitalizm bu krizi de atlatmak için önlemlerini alıp değişime ayak uydurmak için hızlı bir şekilde hareket edecektir. Daha çok bio/organik ürünler alacak insanlar. Korkudan daha hijyenik, daha sağlıklı bir tüketim eğilimi izleyecek. Bu travma atlatılana kadar tatili kendi ülkelerinde, araba mesafesinde, güvenli bir şekilde geçirecekler. Daha az giyecek alacaklar, daha ekonomik davranacaklar. Virüsün akibeti belli olana kadar temkinli üretmeye ve tüketmeye devam edecekler.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG