16 Nisan anayasa değişikliği referandumu için Almanya, Fransa, Belçika, İsviçre, Avusturya ve Danimarka’da seçmenler hafta başından bu yana sandık başına gidiyor.
Yurt dışında bulunan toplam 2 milyon 929 bin 389 seçmen 9 Nisan’a dek 57 ülke, 119 temsilcilik ve 32 sınır kapısında oy verme işlemini gerçekleştirebilecek.
Yurt dışı seçmenleri toplam seçmen sayısının yaklaşık yüzde 5’ini oluşturuyor. Yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı olmak koşuluyla vatandaşlar bağlı bulundukları temsilciliklerde ya da oy verme günlerinde, istediği konsoloslukta kurulan sandıklarda veya gümrük kapılarında oy kullanabilecekler.
Bu yüzden, referandum için geçen seçimlere kıyasla daha fazla vatandaşın sandığa gideceği tahmin ediliyor. 1 milyon 400 bin Türkiye kökenli seçmenle, en fazla seçmenin yaşadığı Almanya genelinde 13 seçim merkezi kuruldu. Sandıkların kurulduğu başkonsolosluklarda geçen günlerde uzun kuyruklar oluşurken, vatandaşların ilgisinin büyük olduğu gözlemlendi.
Almanya’daki Türkler daha önce, 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi, 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri ve 1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinde oy kullanmışlardı. 2014 yılında düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçmenin yüzde 68’i Recep Tayyip Erdoğan’a, yüzde 23’ü Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu’na, yüzde 7’si de Selahattin Demirtaş’a oy verdi.
7 Haziran 2015’te yapılan milletvekilleri genel seçimlerinde seçmenlerin yüzde 53’ü AK Parti’ye, yüzde 17’si HDP’ye, yüzde 15’i CHP’ye, yüzde 9’u da MHP’ye oy verdi. 1 Kasım 2015’te yenilenen seçimlerde ise AK Parti yüzde 59, HDP yüzde 15, CHP yüzde 14 ve MHP yüzde 7 oranında oy aldı.
Avrupa Türkiye Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Faruk Şen, seçmenlerin eğilimlerine yönelik araştırmalarının sonucuna göre. Almanya'da referandum oylamasında, anayasa değişikliği için “evet” diyen AK Parti’nin birinci olacağını, ancak geçen seçimlere kıyasla oy kaybedeceğini belirtiyor.
TAVAK Başkanı Prof. Faruk Şen, Almanya ile Türkiye arasında son haftalarda yaşanan gerilimin, ülkedeki seçmenlerde tepki oluşturduğunu ve çok sayıda Türk'ün Alman siyasetçilerinin ve basının bu konudaki çizgisine “evet” oyuyla karşılık vermeyi planladığını öne sürüyor.
